Başbakan’ın partisinin İstanbul il kongresinde yaptığı konuşmanın bir bölümünü radyodan dinledim..
O bölümde Başbakan adalet vaat etti..
Adalet dağıtacaklarını söyledi.. Hemen peşinden adalet dağıttıklarını da iddia etti.. Türkiye’de adalet dünyada adalet diye bağırarak dünyaya da adalet dağıtma vaadinde bulundu..
*
Kafa karışıklığı varmış gibi duruyor ama yok.. Başbakan Türkiye’de olmayan tek şeyin adalet olduğunu biliyor..
Bu sebeple adalet sözü veriyor.. Ama partisinin 12 yıldır iktidarda olduğu aklına gelince faturayı kendilerine kesmemek için adalet dağıttıklarını da söylemeden edemiyor..
Yani Başbakan..
Hem adalet dağıttıklarını iddia etti..
Hem de adalet dağıtacaklarını vaat etti..
*
Peki, gerçek ne?
Gerçek korkutucu.. Son beş altı yılda yaşananlara bakarsak ‘adalet’in ‘a’sını bile bulamayız..
Bütün siyasi davaların düzmece olduğu, kumpas olduğu ortaya çıktı..
Polis sahte belge üretmiş..
Savcı yalancı tanık çıkarmış..
Hâkim belgenin sahte, tanığın yalancı olduğunu bildiği halde ceza yağdırmış.. Bile bile insanları hapse atmışlar, yıllarca hapiste tutmuşlar..
Bir de örgüte soktukları var.. Hak iddia eden, protesto gösterisine katılan, sesini yükselten bir dakikada örgüt üyesi yapıldı..
Bu haldeki ülkede adaletten söz edilebilir mi?
*
Efendim bu dediklerini cemaat yaptı, paralel yapı yaptı..
Siyasi ortağı kimdi?
Arınç’ın Başbakan’a uyarısı..
Arınç’ın ‘Muhalifler eskiden saygı duyardı şimdi yüzde 50 bize nefretle bakıyor’ sözleri çok önemliydi..
Dün bu köşede ele aldım..
Arınç’a sorular sordum.. İnşallah yanıt verir.. İnşallah sözlerini biraz daha açar..
Çünkü yıllardır bizden olan, bizden olmayan..
Evinde zor tuttuğumuz insanlar ayrımıyla karnıyarık gibi ikiye bölündük..
Bu arada Arınç’ın bu sözlerini iktidarcı yazar-lar nasıl yorumlayacak merak ediyorum.. Yoksa görmezden mi gelecekler..
*
Arınç’ın bir uyarısı da Başbakan’aydı.. Modaya uyup bir gürleyeyim derse kitleler üzerinde kutuplaşma beni korkutuyor dedi..
Başbakan gürlüyor gürlemesine ama şimdi-lik dozu düşük.. Seçime doğru oy kaygısıyla doz artarsa Türkiye yönetile-mez hale gelebilir..
İktidar şeffaflıktan vazgeçti
Sadece şeffaflık paketinden vazgeçilmedi.. Meclis’te siyasi etik komisyonu kurulmasından da vazgeçildi..
Şeffaflık olmayınca etik nasıl olacak ki..
Şeffaflık meselesi aslında kamuflajdı.. iktidar partisinin yolsuzluk ve rüşvete bulaşanlara sahip çıkıyor görüntüsünü izole etmek içindi..
Yolsuzlukla mücadele ediyor görüntüsü vermek içindi.. İktidar yanlıları ekranlara kurulup; “Bakanlar hakkındaki iddialar siyasi, hükümet şeffaflık paketi hazırlayarak yolsuzlukla mücadelede ne kadar kararlı olduğunu gösterecek’ demişlerdi..
Dedikleri olmadı..
*
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması ortadan kalkınca şeffaflık paketine de ihtiyaç kalmadı..
Başbakan paketin rafa kaldırılmasına bozulmuştur.. Çünkü; şu andan itibaren geçerlidir dediği paket hiçbir zaman geçerli olmayacak..
Başbakan bozulmuştur ama şeffaflığın olmaması en çok Başbakan’ın işine yarayacak.. Şeffaflık olsa nasıl bir rejim kurmak için Anayasa’yı değiştirmek istediğini söylemek zorunda kalırdı..