Dünya pop âleminin tek gündemi var şu ara. Lil Nas X’in “Montero” adlı ilk albümü. Lil Nas X, gerçek ismiyle Montero Lamar Hill, ABD’nin Atlanta eyaletinde Georgia’da doğup büyümüş. Babası gospel şarkıcısı bir papaz olduğundan, çoğu papaz çocuğu gibi küçük yaşta iki şeyle tanışmış. Müzik ve din. Bir parantez açayım. Marvin Gaye’den Kings of Leon’a babası papaz, vaiz, din adamı olan ya da sıkı bir dindar terbiyeyle yetiştirilmiş sanatçılar listesi hayli uzundur ve Batılı şarkıcı-söz yazarı geleneğinde kilise ve din eğitiminin etkisi başat rol oynar. Dindar ve muhafazakâr ortamlarda büyütülen çocukların ilerleyen zamanlarda en devrimci, cesur, fark yaratan ideolojilerin sözcüsü olduğu pek çok örnek sayabilirim ama bu başka bir yazı konusu. Kapa parantez.
Lil Nas X’in Tik Tok dostu rap-pop müziği bugün dünyada en fazla steam edilen şeyler arasında ilk sıralarda. Türkiye en çok dinlenen şarkılar listelerinde de halen “Montero”, “Industrial Baby (feat. Jack Harlow)” üst sıralarda. Türkiye’de mesela en çok dinlenen ilk 100 hatta 200 şarkı arasında yabancı şarkıların üçü beşi geçmediğini hatırlatmak isterim. Bu listede mesela tepelerde ilk 20’de, 30’da olmanın ne kadar enteresan olduğunu takdir edersiniz. Türkiye’de listelere girmeyi başaran BTS, BLACKPINK dışındaki belki de tek isim
Lil Nas X.
TikTok döneminin belki de en büyük starı olmadan önce de 13 yaşından bu yana pop kültürünün içinde olan, giderek büyüyen bir fan kitlesine sahip bir internet ünlüsüydü. Erken yaşta gay olduğunu açıklayan ve bu kimliğiyle müziğini şekillendiren Lil Nas X bugün giyim kuşamı, imajıyla en büyük global pop kültür dalgalarından birinin tepesinde oturuyor.
Albüme gelince. Rap’çiler pop diye, popçular rap diye beğenmeyebilir bu albümü. Ama konu ne onlar ne de ötekiler. Lil Nas X’n kitlesi TikTok’ta, kendi gibi evinde yalnız kalan, aradığı yakınlığı, empati ve sıcaklığı online cemaatlerde bulan dünyanın dört bir yanından ergenler.
Müzikal açıdan çok başarılı bir pop albümü. Önümüzdeki üç beş yılın mainstream müzik standartlarının da bir manifestosu gibi.
Kılıçdaroğlu’nun Spotify listesi
Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun yol şarkıları listesini Spotify’da paylaşması bence çok sempatik bir hareket. Liste yapmaya ergenliğinde karışık kasetler doldurarak başlamış biri olarak liste yapmanın “mesaj vermek” demek olduğunu en iyi bilenlerdenim. Her karışık kaset kişisel unsurlar içerir ama illa ki bir adresi vardır. Ve bir hikâye anlatır. Listeleri (karışık kasetleri) bağlamlarında değerlendirmek onları daha iyi anlamamızı sağlar.
Kılıçdaroğlu Spotify’da liste paylaşarak belli ki genç kuşağı hedeflemiş. Ancak Spotify gençliği de nereden baksanız 30’larına geldi artık. Yani Spotify bir yeni nesil yetişkinlik demek. Önce bunu belirteyim. Eğer cidden “gençlik” hedefleniyorsa adres TikTok olmalı.
Şarkıları Kılıçdaroğlu “Arkadaşlarım bilir benim uzun yol listem vardır. Paylaşıyorum ok eleştirmeyin ama” açıklamasıyla paylaştı Twitter hesabında.
Listede son 40-50 yılın en güzel Türkçe müziklerinden örnekler var. Barış Manço’dan Âşık Veysel’e, Yeni Türkü’den Selda Bağcan’a, Ahmet Kaya’ya, Zülfü Livaneli’ye, Müzeyyen Senar’a güzel bir liste bu. Bulutsuzluk Özlemi’nden bence en güzel şarkı seçilmiş (“Sözlerimi Geri Alamam”). Rap, Norm Ender ile sınırlı kalmayabilirdi. Çok derin söz yazan, halkın içinden çıkmış rap sanatçılarımız var. Bu konuya eğilinsin.
Aynur’dan bir Kürtçe şarkı seçilerek Kürtçe de listeye alınmış. Seçilen şarkıların isimleri de, hani başta dedim ya, her liste bir hikâye anlatır, mesaj içerir diye, tam olarak öyle: “Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Yorgun Demokrat”, “Allah Yar”, “Güzel Günler Göreceğiz”, “Maskeli Balo”, “Kimseye Etme Şikâyet”, “Gel Gör Beni”, “Seviyorum Seni”. Nasıl derler; “anlayana” hesabı.
Bana kalırsa, bu listenin devamında rap müziğe biraz daha fazla ağırlık verilse iyi olabilir. Seçimler ne zaman bilmem etmem ama bu listeden anladığım bir başlama vuruşu yapılmış, bir yola çıkılmış.