Türkiye’deki bir haftamızda “Türk kahvaltısını özlemişsinizdir” denilerek eş dost akraba tarafından sağ olsunlar envaiçeşit ikramda bulunuldu. Tabii bizim özlediklerimizi, beş yıllık ömrünün üç yılı İngiltere’de, bir yılı Polonya’da geçen Leyla ilk kez görüyordu. Onun için tam bir ziyafet söz konusuydu.
Hakikaten Türkiye’de ne kadar çok yemek yendiğini ver her şeyin ne kadar lezzetli olduğunu unutmuşuz. Zeytin gibi zeytin (İngiltere’de Türk zeytini bulamadığınızda önünüze gelen zeytin büyük hayal kırıklığı olabiliyor), beyaz peynir gibi beyaz peynir, reçeller, domatesler, Çengelköy hıyarı, sucuklu yumurta, bal- kaymak derken, en az ikişer kilo aldık.
Herkese göre klasik Türk kahvaltısı farklıydı. Kimine göre simit- -peynir-çay, kimine göre beyaz peynir-zeytin, kimine göre menemensiz olmaz, kimine göre bal-kaymaksız kahvaltıya kahvaltı denmez. Türk kahvaltısı nedir tartışma konusu oldu.
Ben çocukken zeytin, peynir, beyaz ekmek, domates, salatalık, reçel, bal, tereyağı ve çay olurdu. Hepsi aynı anda olmasa da birkaçı temel kahvaltıdan sayılırdı. Bazen mısır unu yapılır, ortasında bir krater açılarak bal konurdu ki bu sanırım Karadenizli tarafımızın bir etkisiydi. Pazarları sucuklu yumurta, krep (bu ne etkisi bilemiyorum), çiğ börek veya yumurtalı ekmek de yapıldığını da hatırlıyorum.
Şimdiki serpme kahvaltılarda abartıyla sunulan çeşitlilik yoktu. Kahvaltılık acuka ve diğer ezme türevleri, muhtelif otlar, yoğurtlu şeyler, bin çeşit peynir (beyaz peynir dışında sadece kaşar peynir hatırlıyorum), zeytinyağına ekmek banmak, meyveler, biberler, pişi, pide, börek, gözleme, humus, salam, sosis ve diğer şarküteri ürünleri, nutella ve türevleri, kuru kayısı tipi çeşitleri hiç hatırlamıyorum.
Ben bir turiste klasik Türk kahvaltısını önerecek olsam, simit, beyaz peynir, zeytin ve çaydan başka bir şey koymam sofraya. Pazarsa eğer sucuklu yumurta. Bir diğer dikkat çeken nokta da şu: Serpme kahvaltı demek, yüzde 80’i çöpe giden, aslında standart Türk kahvaltısında pek de yeri olmayan bir sürü ürününün sırf göz doyursun diye masaya doluşturulması demek. Bu ziyandan ve gereksiz alışkanlıktan kurtulmak gerekiyor. Türk kahvaltıcıları serpme formatından başka formatları deneyebilirler.
Gerçek hayatta insanların kahvaltıda ne yediği de ayrı bir araştırma konusu olabilir. Tek soruluk bir ankette ‘poğaçaçay’ ve ‘simitçay’ açık ara önde çıkarsa şaşırmam.
Havadan sudan meseleler
İngiltere’de yeni Bond’u hangi oyuncunun canlandıracağı meselesi kadar önemli bir diğer mesele, yeni Dr. Who’nun kim olacağı meselesi. BBC’de 1963’ten bu yana gösterilen zaman yolcusu Dr. Who’nun maceraları her yaştan bilim kurgu meraklılarına hitap ediyor. İnanılmaz büyük bir hayran kitlesi söz konusu. Bugüne kadar aralarında John Hurt, Christopher Ecclestone, David Tennant, Matt Smith, Peter Capaldi gibi isimlerin olduğu oyuncular tarafından canlandırıldı. Son olarak ilk kez kadın bir oyuncu Jodie Whittaker Dr Who olmuş ve karakter ilk kez kadın olmuştu. Fleabag’in yaratıcısı ve başrol oyuncusu Phoebe Waller-Bridge, Richard Ayoade gibi oyuncuların adı geçiyor yeni oyuncu için. Bakalım 2022’de yeni Dr. Who kim olacak? Bu arada yeni Bond kadın olacak diyenler çoğunlukta (ben de bu çoğunluktanım) ama kadın kahramanlar erkek kahramanlar kadar gişe yapmıyormuş. Bu yüzden yeni Bond’un erkek olması bekleniyormuş. Ama klasik bir erkek Bond olmayacağı bence- kesin.
Bir buçuk yıl boyunca hiç uçağa binmedim. Geçen haftaya kadar. Uçağı özlemiş miyim? Hayır. Sadece işin lounge kısmını belki... Her yerde bulunabilecek kruasan, orta kalitede kahve, küçük bardaklarda portakal suyu, bedava gazete neden bu kadar çekici? Neden dizimize dayalı el bagajımız, kucağımızda lap top’umuz ya da içi dizi dolu iPad’imizle küçük bir koltukta oturarak yarım saat ya da bir saat uçak beklemek bu kadar hoşumuza gidiyor? Çözemiyorum.
Kovid çağında uçaklarda görevlilerden devamlı maskenizi takın uyarısı var. Yemek yerken dahi yanımızdakiyle aynı anda maskemizi çıkarmamamız söyleniyor. Çok hassaslar bu konuda hava yolları. Ama bizi aramızda bir kişilik boşluk bırakarak oturtacak kadar da değil. Abartmaya gerek yok.