“Büyüklere çizgi film” şeklinde özetleyebileceğim, toplumsal eleştirinin en şahanesini suratımıza çarpan televizyon dizisi South Park’ın yirminci sezonu (evet 20 yıldır var) öncekilerden biraz farklı.
Her bölümü 25 dakika süren ve ender olarak iki ya da üç bölüm süren hikâyeler anlatan South Park’ın bu sezondaki ilk altı bölümü tek hikâyeye ayrılmış. İnternetin vazgeçilmez bir gerçeği haline gelen troller ve trolcülük.
Bize ne Amerikan dizisinden falan demeyin, trol dediğiniz her gün telefonunuzda, bilgisayarınızda, nerede sosyal medyaya giriyorsanız orada, hatta takside, otobüste, televizyondaki tartışma programında.
Sıradan bir Türk her gün defalarca trolleniyor. Kendinizi durduk yere saçmasapan bir tartışmanın tarafı olarak ve istemeye istemeye birilerini ya da bir şeyleri savunurken bulmadınız mı? İşte trollük sistemi böyle çalışıyor.
Eskiden de her gün insanları rahatsız etmek için yataktan kalkan, psikolojisi bozuk insanlar vardı. Hani şu muhabbete turp sıkmak, tadımızı kaçırmak gibi laflarla anlatılan şey. Ama şimdi iş “birilerini rahatsız eden münasebetsizler”den çoktan çıktı. Trollük sınırları aştı, trollük örgütlü oldu. South Park’ta mesela bir ülke komple trolleniyor. Ama o kadar ileri gitmeye gerek yok, Amerikalı savcı Preet Bharara trollenmedi mi Türkiye’den? Times’ın yılın insanı anketinde Fenasi Kerim’in hayli oy alması trolleme değildir de nedir?
Trolcülük bireysel eylemlerle başladı, topluca gülünen sığ komikliklerle devam etti, ama artık aynı merkezden yönetilen organize bir meslek, siyasal ve sosyal bir araç halini aldı.
Sen deniz kıyısından bir fotoğraf paylaştığında “O kadar dert var ülkede, sen tatildesin” demek de trollük. Her muhabbetin ortasına Aylan Kurdi fotoğrafıyla dalmak da trollük. Ha bire Twitter’ın sol sütununda “yaptırmayız” “ettirmeyiz” “asarız keseriz” diye siyasi icraatlara ve hedeflere destek veren hashtag açmak ve içini maaşlı ya da bot hesaplarla doldurmak da trolcülük. O yüzden trolün ideolojisi yok. Trollük bir varoluş.
Trol hakaret eder, küfreder, ne yazarsan söylersen söyle itiraz eder. Trol dinlemez ama konuşur. Trol anlamaz ama iddia eder. Trol bilmez ama emindir. Fikirlerle, duygularla ilgilenmez, yüzeyselliği yüceltir. Lisede bayrak töreninde öndekini pandikleyip topluca gülmektir trollüğün özü. Bunun organize hale geldiğini ve kullanıldığını hayal edin. Seviye atladığını düşünün. İşte bugün dünyada olan da bu.
Trolün amacı sanıldığı gibi muhatap olduğu kişiyi rahatsız etmek değildir. Trol o insanın yardımına gelenlerle ilgilenir. Onları provoke eder ve karşılarında yeni bir cephe oluşmasını sağlar. İnsanların gruplaşacağını, ikiye ayrılacağını, beşe bölüneceğini ve illa kavgaya tutuşacaklarını öğrenmiştir.
O yüzden trol önce bir rahatsızlık çıkarır, ardından oturup insanların bu rahatsızlık karşısında bölünmelerini birbirlerine savaş açmalarını ve yarattığı öfkeyi keyifle izler.
Trol kimliğini gizler. Çünkü korkaktır. Çünkü yaptığı şeyi gerçek kimliğiyle yapamaz. Bu şizofren hayatı hashtag’lerin altında keyifle yaşar.
Geçen hafta dünyanın gündemindeki önemli olaylardan biri Twitter’a bağlı bir sosyal medya ağı olan Vine’ın kapatılacağı haberiydi. Twitter’ın bir süredir değer kaybettiği, reklam gelirlerinin artmadığı ve iş modelinin kârlı olmadığı haberleri geliyordu. Bunun nedeni trol hesaplar. Bu hesapların Twitter sakinlerine yaptığı eziyet ve Twitter’ın bu hesapları tanımlama ve kapatmadaki başarısızlığı. Ayrıca troller ve sahte hesaplar gerçek olmayan gündem maddeleri yaratmada ve tartışmalar başlatmada çok başarılı. Sol sütunda TT olarak gördüğünüz ve dünya bunu konuşuyor gibi duran bir sürü trending topic, trollerin ve bot hesapların işi. Yani Twitter, lafına güvenilmeyen, sahte bir dünya. Gerçeği manipüle edilmiş, çarpıtılıp yönetilmiş bir dünya. O yüzden de kâr edemiyor, reklam alamıyor çünkü istatistikleri güvenilir değil.
İşin en endişe verici yanı, trollüğün bugün yepyeni ufuklara yelken açması. Artık internetteki isimsiz hesaplar olmaktan çıkması, gerçek kanlı canlı insanlara evrilmesi.
Bugün Donald Trump dünyanın bir numaralı trolü (bence Kanye West de en büyük trollerden biri). Ve ABD’de seçimleri kazanmak üzere. Böl ve yönet devri bitti artık “trolle ve yönet” var. Geleneksel siyasetin bittiği yerdeyiz.