Sevgililer Günü yaklaşıyor. Kalpli şeyler günü. Sevgililerin kalpli nesneler eşliğinde yemeğe çıkacağı gün. Birbirlerine şirin hediyeler alacakları gün. “Aşkım seni çok seviyorum” günü. “Anti” sevgililer günü insanlarının gerim gerim gerildiğini hissettirmeme günü. “Bu kadar saçma ve anlamsız bir gün nasıl olabiliyor da bu kadar ciddiye alınıyor” şeklindeki makul ve mantıklı soruyu bastırıp içine atma günü. Sabır ve psikolojik direnç haftası.
Yılın bu zamanları bana hafiften daral gelmeye başlıyor. Kafamda iki tip tartışmaya başlıyor. Sevgililer Günü’nün tüketim alışkanlıklarını tetiklemek üzere uydurulmuş bir gün olduğunu anlatmaya çalışsam, bir yanım şöyle diyor: Sanki biz bilmiyoruz. Esnaf da işte böyle günlerde iş yapacak üç kuruş kazanıp evine ekmek götürecek, ne olur yani. Biraz eğlen, çok gerginsin.
Buna karşılık diğer ses gürleşiyor: İyi de birader, Sevgililer Günü yüzünden bir sürü sevgili kavga edip duruyor. Hem senin Sevgililer Günü fiyatlarından haberin var mı? Durumu olan var, olmayan var.
Diğer ses stratejik ve zeki: Amma sıkıntı yaptın, bu kadar asabiyet romantizmi öldürür.
Sizin anlayacağınız, bir delinin kuyuya attığı taşı bir sürü akıllı uğraşsa da çıkaramıyor. Çünkü bu konu açıldı mı sevgililerin canı sıkılır, tadı kaçar. Haklı da olsan antipatik olursun. En iyisi, sürüye uy, çık yemeğine, al hediyeni kurtul.
Ben her zaman “anti sevgililer günü” insanı olduğumdan ve bu konuları hep aynı kısır döngüler içinde tartışmaktan sıkıldığımdan zamanla konuşmayı bıraktım. O andan itibaren de çok eğleniyorum. Geçen gün markette Sevgililer Günü’nde satın almak için şahane bir şey gördüm mesela. Sevgililer Günü sosisi. Marks & Spencer (İngiltere’nin yaygın gıda marketi) müşterilerden gelen talep üzerine bu yıl “Love Sausage” yani “aşk sosisi” adlı ürünü iki farklı boyda üretmiş ve raflara koymuş. Ben geçen yıl ilk gördüğümde inanamamıştım. Bu yıl da talep patlaması olduğuna inanamıyorum.
Aşk sosisi 458 gramlık kalp şeklinde okkalı bir sosis. Ortasına da iki yumurta kırılmış. Sembolizmler havada uçuşmakta. Fiyatı 6 pound. Eve gidip kutusunu yırtarak fırına koymak yeterli. 15 dakika sonra iki kişilik şahane bir Sevgililer Günü yemeğiniz oluyor. Sosis, yumurta, mum ışığı, aik sosisiyle acayip bir romantizm dalgası sizi ele geçirecek.
Bana kalırsa, Türkiye’de benzerleri hemen yapılmalı. Nişantaşı’nda oturduğum yıllarda Reasürans’ın karşı sırasında menüsünde içinde pastırmadan sucuğa her şey olan bol peynirli, ve işte kısaca her şeyli, üzerine yumurta kırılmış daire şeklinde açık bir pide vardı. Adı “Günahkâr”dı. Bu pidenin malzemesiyle serpme kahvaltı sofrası kurulsa dört kişilik bir aile doyabilirdi. İşte love sausage bana bu pideyi hatırlattı. Eğer bu pide kalp şeklinde yapılırsa “aşk pidesi” olarak satış rekorları kırabilir. Sevgililer Günü’nüzü şimdiden cümleten kutlar, aşk dolu bir yıl dilerim.