Oxford Street eski canlılığından uzak. Mağazalarda artık daha az insan var. Sokaklar boş. Turist gelmeyince sanırım mağazalar da ne yapacaklarını kara kara düşünür olmuşlar.
En lüksünden en sade ve ucuzuna, yeni nesil alışveriş kültürüne vurgu yapılıyor. Her yerde “Artık yeni alışveriş kültürüne alışmamız lazım” gibisinden sloganlar var. Yeni alışveriş kültürü ne demek herhalde zamanla daha iyi anlayacağız. Teknik olarak artık daha az sayıda insanın aynı anda mağazaların içinde bulunmasından mı söz ediliyor yoksa hastalıktan korunma önlemleri çerçevesinde kıyafet denemenin yasak olmasından mı? Çevreye saygılı olmaktan mı? Emin değilim.
Selfridges, Debenhams, Primark, John Lewis gibi en büyükler zincirler ve akla gelebilecek bütün büyük alışveriş mağazaları ekonomik açıdan zor durumda. Yeni döneme ayak uydurmaya çalışıyorlar. Bunu her yerde görebiliyorsunuz.
Kovid ile birlikte gelen ev hali kültürünün izleri mağaza vitrinlerinde ve tasarımlarda iyiden iyiye kendini göstermeye başlamış.
Çoğu yerde vitrin temaları rahatlık, egzersiz, sağlıklı beslenme, çevreye saygılı bir yaşam kültürü üzerine odaklanmış. En lüksünden en basitine bütün markalar spor kıyafet tasarım yarışında. Gece kıyafetleri, şaşaalı görüntüler artık daha az. Onun yerine sweatshirt ve eşofman altın çağını yaşamakta. Herkes evde oturduğundan kıyafetler de eve uymuş. Kimsenin bugün işe giderken ne giyeceğim derdi yok. Gardıroplardaki rahat kıyafetler dışında ne varsa ya kaldırıldı ya da ihtiyacı olanlara verildi.
İlginç bir tasarım nesnesi şu ara su şişeleri ya da mataraları. Herkes daha fazla egzersiz yaptığından, daha fazla su içiliyor ve yanınızda içinde su taşıdığınız su mataranız da kişiselleştireceğiniz bir objeye ve moda nesnesine dönüşüyor. Tıpkı çevreye daha az zarar vermek için kahvenizi karton bardakta değil bambudan yapılan kahve bardaklarında içmeniz gibi. Bunların da türlü tasarımları var.
Neticede kapüşonlu sweatshirt’ümüzü aldık, evimize döndük değerli okurlar. Ne de olsa artık iş, ev, spor, gezme, yürüyüş hepsinde giydiğimiz şey aynı.
Kitap satışları neden arttı?
3 Eylül’de Britanya genelinde 590 yeni kitap yayımlanmış. Kitapçıların açılmasının ardından şu anda alışverişin en hararetli olduğu alan kitaplar. Pek çok kitap basılmak için kitapçıların tekrar açılmasını bekliyordu. Önceki gün uğradığım Charing Cross Road’daki Foyles’da bu heyecan göze çarpıyordu. Alışveriş merkezleri ve tiyatro salonlarının arasındaki bu dev binanın sadece kitaba ayırılmış olması beni mutlu ediyor. Giyim kuşam mağazalarının aksine kitap mağazalarının tıklım tıkış heyecanlı olduğunu görmek de öyle. Kitap eve kapanma döneminde değere binen, ilgi çeken şeylerden biri burada. Eylülün ilk haftası 33.6 milyon pound’lık satış olmuş. Belirtilene göre, bu rakam önceki haftaya kıyasla % 11 oranında bir artışı gösteriyormuş.