Görüntüsü olmayan bir müziğin bugün artık hiçbir şansı olmadığı malum. Görüntü dediğimiz şey sadece video klip sanmayın. Yepyeni buluşlar var.
1 Ağustos 1981 MTV’nin ilk yayın günüydü. Müzik televizyonu diye bir konsept yoktu ve bu iş nerelere gidecek herkes merak ediyordu. Bu işi gereksiz bulanlar da az değildi.
Kanalda yayınlanan ilk video gayet “manalı” sözleriyle Buggles’ın “Video Killed The Radio Star” adlı şarkısı oldu. “Video, radyo yıldızını öldürdü.” Evet aynen öyle oldu. Geçen sürede sadece radyo yıldızını değil müzikte neredeyse başka her şeyi dümdüz etti ve kendine uydurdu video klipler.
Eskiden müzik sadece dinlenen bir şeydi. Bugün görüntüsüz bir şarkının şansı sıfır.
Video klipler başlarda parası olanın girişebildiği lüks işlerdi. Zaman içinde bu da değişti, teknoloji ilerledikçe cep telefonu kamerası estetiği yayıldıkça işler kolaylaştı. Ucuz ya da pahalı, herkesin bir müzik videosu olabiliyor. Ama bunları hepimiz biliyoruz zaten. Gelmeye çalıştığım yer, müziğin ve sanatçının kendini görsellikle ifade etme ihtiyacının farklı bir aşaması.
Öncelik ses değil görüntü
Aslında sanatçının mı görselliğe ihtiyacı var yoksa izleyenin mi devamlı ekrana bakmaya ihtiyacı var tartışılır. Sanatçılar başta videoyu sevmediler. Sessiz filmden dublaja geçildiğinde sesleri oyunculuk için yetersiz olan aktör ve aktrislerin zaman içinde sistemin dışına itilmesi gibi müzikte de tipi “bozuk”, güzel olmayan, enteresan görünmeyen, ekran karşısında rahat olmayan herkes ufaktan yeni sistemin dışına itildi. Yeni gelenler için birinci öncelik ses değil görüntü oldu. Bugün çoğu zaman görüntülere müzik eşlik ediyor.
Dinleyici dediğimiz kitlenin, izleyiciye doğru evrildiği gerçek. Bugün herkes ekran bağımlısı. Elimizdeki, masamızın üzerindeki ya da evlerimizin başköşesindeki ekranlarda
gözümüzü çelen bir şeylere bakmazsak boğuluyor gibi oluyoruz. Bize en büyük ceza ekransız kalmak.
Müzikte görsel içerik üretmede bugün tek format video klip değil. Müzik çevresinde yükselen pek çok formata yenileri ekleniyor. Bu çok dinamik bir alan. Konser kayıtları zaten vardı ama bir gitar ve bir telefon kamerasıyla yapılan akustik kayıtlar son yılların meselesi. Bu iş de profesyonelleşti ve herkesin bildiği platformlar seri akustik performans videoları üretimine girdi. Buraları yeni sanatçılar için de gayet iyi başlangıç platformları oldu ama iş de büyüdükçe tavsadı, özelliğini yitirdi. Bugün internet gitarlı videodan geçilmiyor. Ve hepsi de iyi kötü izlenme alıyor bu videoların.
Online konser yayınları artık pek gözde değil. Büyük festivallerden yapılan yayınlar dışında anlamlı etkileşim de almıyorlar. Popüler yeni formatlar arasında “lyric” videoları önemli. Popüler ya da popüler olmaya aday şarkıların sözlerinin gösterildiği basit animasyonlu masabaşında üretilmiş videolar bunlar. Çok başarılı olanlarını gördüm. Artık sadece albüm ya da single kapağı görseliyle Youtube’a yüklenen official audio videoların yerini bunlar aldı.
Amatör dansçılarla video Bir diğer format official dans videoları. Popüler dans şarkıların, içinde dansçıların yer aldığı ama sanatçının yer almadığı video versiyonları bunlar. Bazıları sokak / sosyal medya estetiğinde bazıları daha profesyonel çekiliyor. Bazıları amatör dansçılarla hazırlanıyor (sıradan insanlara bakmanın dayanılmaz cazibesi), bazıları profesyonel dansçılarla. Meghan Trainor’ın “No Excuses”ına çekilen official video 76 milyon izlenme almış. Official (sanatçının kendi kanalından yayınlanan video) dans videosu da 26 milyon kez izlenmiş. Allah bereket versin. Bir şarkıya resmi olmayan amatör dans videoları da çekiliyor hayranlar ya da bu şarkının popülerlik şemsiyesi altına girmek isteyenler tarafından.
Yeni bir diğer format vertical video denilen mobil telefon ekranına uygun dikey formatta çekilen klipler. Mesela Mark Ronson’ın King Princess ile birlikte yaptıkları “Pieces of Us”a çektiği video buna yakın tarihli bir örnek. Telefonu yan çevirmeye aman zahmet etmeyin öyle dimdik dursun. Video ona uygun.
Bence en büyük çılgınlık yorum videoları. Bir popüler video çıkıyor, ardından onu yorumlayan videolar çıkıyor. Bu videolara sanatçıdan ya da yandaşlarından yanıt videosu geliyor ve tek bir popüler videodan onlarca popüler içerik çıkarılıyor. “Ela” Reynmen yazın aratın neler neler göreceksiniz. Bu sadece bir örnek.
Bunun müzikle ne alakası var diyeceksiniz. Evet pek yok. Yani hem var hem yok. Zaten konu da bu. Haftanın yeni şarkılarını ve müzikteki gelişmelerini yazayım diye oturdum,
gözüm lyric videolarına, dans videolarına takılınca yazı buralara geldi.
Haftaya eylülün ikinci yarısındaki gelişmelere daha yakından bakarız.
Geçen haftadan aklımda kalanlar
Weezer öyle bir yeni şarkı çıkarmış ki dinleyince “Bu resmen Van Halen” demeden edemedim. “The End of The Game” adlı şarkının girişini dinleyin bir de Van Halen’ın “Jump” ve “Panama”sını, benzerliği göreceksiniz. Şimdilerde yepyeni şarkıların 80’ler ve 90’lara selam çakması çok moda.
Kıvılcım Ural’ın “Yıllar Sonra” adlı yeni şarkısı videosuyla birlikte geldi. Ural gitar eşliğinde hüzünlü akustik şarkılar söyleyen bir yeni şarkıcı, söz yazarı ve besteciydi. Şimdi popa doğru evrilmiş. Her iki türlü de ilgiyi hak ediyor.
Patrick Wilson’ın “Dream for Dreaming” adlı yeni şarkısı sonbahar hüznü yaşamak istiyorum diyenlere gelebilir. Yaza neşeli veda edeyim derseniz tavsiyem Snakeships’in “Summer Fade”i olur. İnsan neşeyle hüzünlü olabiliyor.
M83 çok ama çok acayip bir video yayınladı. Şarkının adı “Temple of Sorrow”. 9 dakikalık bu videoyu sanki Jodorowski çekmiş ama yayınlamamış gibi bir haller var. Burada sanatçı bize ne anlatmaya çalışıyor, ekran başında tartışılabilir.
King Princess “Ain’t Together”ın videosunu yayınladı. Son dönem yeni sanatçılar arasında en heyecan verici olanlardan biri. Albüm yakında takipte kalın.