Teknoloji, müzik dünyasını değiştirmeye devam ediyor. Son 15 yılda CD’nin çöküşü, kasetin yok oluşuna tanık olduk. Dijital albüm satışları önce fırladı sonra yerini stream’a bıraktı.
Albüm satın alma alışkanlığı gitti yerine şarkı bazlı müzik dinlemek geldi. Albümler
Listelerin de bir adım ötesine geçildi, farklı temalarda müzik çalan dijital radyolar önem kazanmaya başladı. Ardından kişiye özel algoritmalar belirleyici olmaya başladı. Kişinin müzik zevkini en iyi şekilde tahmin etmek değerli oldu.
Bugün kendisi müzik keşfetmeye zaman bulamayan ya da zamanı olsa da bunu beceremeyen bir sürü insan Spotify’ın cuma günleri önerdiği kişiye özel yeni müzik listelerini bekliyor. Apple Music’in sunduğu radyo kanallarını dinliyor, önerilerini değerlendiriyor. İnsanların müzik dinleme zevkinde belirleyici olanlar artık bunlar.
Konser ekonomisi
Öte yandan müziğin finansman yapısı ve geleneksel ekonomik modeli de değişti. Plak şirketleri, radyolar, televizyonlar arasında oluşan ekonomi giderek internette faaliyet gösteren platformlara ve bunlara dair yan hizmetlere geçti. Konser ekonomisi başlı başına büyüdü ve ayrı bir ivme kazandı.
Son gelinen noktada dijital dağıtım müzik ekonomisinin temelinde yer alıyor. Bunu yapan da Apple Music, Spotify gibi gobal düzeyde örgütlü oluşumlar. Müzik dünyasının bu görece yeni aktörlerinin yükselişi elbette eski şaşaalı günlerini arayan plak firmalarını memnun etmiyor. Müzik kataloğunu elinde bulunduran irade, onu dağıtan ve pazarlayan (evet ekonomik anlamda şarkılar albümler ürün, stream de pazarlama) iradeden daha az kazanıyor.
Amaç pazarlık gücünü artırmak mı?
İşte bu noktada yeni model arayışları beliriyor. Geçenlerde Guardian’da yer alan bir haberde bu tarz bir arayışın izlerini sürebiliriz. Dünyada en geniş müzik kataloğuna sahip iki firma, Sony ve Universal, 1983 yılında satın aldıkları ancak atıl duran, Now That’s What I Call Music!, adlı karışık kasetler yayınlayan firmayı aktif hale getirme kararı aldı. Adı kısaca Now Music+ olacak ve ayda 4.99 sterlin karşılığında (yaklaşık 10 dolar) müzik dinleten bir uygulama olacak. İşin içinde henüz bir diğer dev Warner’ın adı geçmiyor ancak ileride büyük bir birleşme yaşanabileceği ihtimaller dahilinde belirtiliyor.
Sabit abonelik ücreti karşılığı sınırsız müzik dinleten stream platformlarının sanatçıları memnun etmediği biliniyor. Şimdi firmalar da bu iş için adım atma aşamasındalar. Sözü geçen iki büyük firmanın stream platformlarıyla uzun vadeli telif anlaşmalarını yenilememe kararı aldıkları da gelen bilgiler arasında.
Bu hamle acaba pazarlık gücünü artırmayı mı amaçlıyor yoksa şu anki stream devleri gelecekte bir şekilde varlıklarını devam ettiremeyecekler mi? Firmalardan henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Her şeyden önemlisi bakalım dinleyici bu işe nasıl tepki verecek?
Sony H.ear In ve H.ear On kulaklıklar
Ne var ne yok
Pazar albümü
“Foreverland” - The Divine Comedy
The Divine Comedy (Neil Hannon), türleri ve ekolleri kendi kendine yorumladığı albümlerine bir yenisini katmış. Altı yıl aradan sonra form düşüklüğü gözlenmiyor. Bazen bir müzikalden bir bölüm okuyor, bazen bir rock konserinde gibiyiz, bazen bir Latin ortamında, bazen vahşi batıda bir düğünde, bazen Fransa’da göçen romantik bir Amerikan filminde, arnavut kaldırımlı sokaklarda.... “To The Rescue” benim favorim. “Napoleon Complex”, “The Pact”, “Funny Peculiar” bence gözden kaçmaması gerekenler.