“Kerim Çaplı Project Kayıp” adlı albüm, yıllar sonra tozlu raflardan çıkan kayıtlardan derlendi ve yayınlandı. Söz müzik, enstrümanlar ve düzenlemeler bugün pek az kişinin hatırladığı yetenekli müzisyen Kerim Çaplı’ya ait.
ABD’de büyüyen ve 30 yaşında Türkiye’ye gelen Kerim Çaplı’yı ilk Jazz Stop’ta görmüştüm. ‘90’ların başı olmalı. İstiklal’in soğuk, ıslak ve çamurlu sokaklarından Büyükparmakkapı Sokak’ta, çok değerli ve güzel insan rahmetli Engin Abi’nin (Yörükoğlu, Moğollar) Fransa’dan döndükten hemen sonra o zamanların yegane modern mekanı olan Hayal Kahvesi’nin karşısına açtığı kulüptü. Burası o dönem Bülent Ortaçgil ve Erkan Oğur’dan genç cover gruplarına, cazcılara, rockçılara geniş bir yelpazede pek çok müzisyenin buluşup tanıştığı ve çaldığı bir yerdi. Engin Abi de zaten burayı işletmecilik yapmak için değil bunun için açmıştı bence.
Kerim Çaplı sahnede tek başınaydı. Aynı anda bas ve keyboardlar çaldığı bir sahne düzeneği kurmuş Stevie Wonder’dan bir şeyler söylüyordu. O kadar acayipti ki, inanılmaz bir müzik ve vokal geliyordu kulağımıza. Fakat baktığınızda sahnede bunun karşılığını göremiyordunuz. Üzerindeki deforme kazağı aylardır çıkarmamış gibi duruyordu. Gri kumaş pantolonu ve kösele ayakkabılarıyla bu müziği yapan kişi olmaktan ziyade ‘90’ların Taksim’inde sokaktan geçen sıradan bir vatandaşa benziyordu.
Çaplı’yı saha sonra Kemancı, Hayal Kahvesi, Mojo ve Beyoğlu’nda artık var olmayan daha pek çok mekanda o dönemin en iyi grupları ve müzisyenleriyle çalarken izledim. Ama opera sanatçısı Azra Gün ve caz piyanisti ABD’de “Piano Pasha” lakabıyla çalışmış Erdoğan Çaplı’nın oğlu Kerim Çaplı’nın hayatı, Beyoğlu’ndan büyüktü.
Arkadaşlarına tutundu
1949 İzmir Karşıyaka doğumlu Çaplı, 6 yaşındayken anne ve babası boşandı. Baba-oğul ABD’ye taşındı. Çaplı, arşivlerde yer alan bilgilere bakılırsa, babasının albümlerinde bongo ve davul çalarak ilk kayıtlarını yaptı. Daha sonra The Sundowners grubunda davul çaldı, vokal yaptı ve şarkılar besteledi. Grup The Monkees ve Jimi Hendrix ile turneye çıkınca bu isimlerle de çalışma fırsatı buldu. Hendrix ile davul çaldığı ve Hendrix’ten gruba katılmak için davet aldığı da söylenir ama ben buna dair somut bir bilgi bulamadım. Çaplı ‘60’ların sonunda kendi müzik camiasında parlak bir isim ve genç bir deha olarak görülüyordu. Burası net. Ancak işler istendiği gibi gitmedi. Çaplı rahatsızdı. Şizofrenisi giderek ilerliyordu. Yalnızlaştı. Türkiye’ye geldiğinde müziğe ve müzisyen arkadaşlarına tutundu. Otelde yaşıyordu. Biz müziğe meraklı gençler olarak onu izlediğimizde sıra dışı bir müzisyen gördüğümüzün farkındaydık ama hikayesine pek vakıf değildik. Kerim Çaplı adı büyüktü ve müzik aleminde çok bilinirdi. Herkes ona çok saygı duyardı.
Yıllar sonra, geçen yaz oğlu Ahmet Çaplı bana nazik bir mesaj atarak 2004’te aramızdan ayrılan babasının Rıza Erekli’de yaptığı solo demo kayıtlardan derlenen bir albümü yayınlayacaklarından bahsetti. Benden de bir paragraflık bir yazı rica etti. Severek kabul ettim. İşte şimdi bu albüm yayınlandı.
Funk ve soul her zaman günceldir
Çaplı’nın funk ve soul temelli besteleri size yazının başında anlattığım Jazz Stop döneminde, sahnede seslendirdiği işlere çok benziyor. Belki o zaman bu parçaları dinliyorduk, bilemiyorum. Keşke bir zaman makinesi olsa. Şimdi tekrar dinleyince bu bestelerin zamana yenilmediğini söyleyebilirim. Çünkü funk ve soul her zaman günceldir.
Müzik tarihinde gezintiye çıkmak
“Kerim Çaplı Project Kayıp” adlı albüm, CD ve plak formatında yayınlandı. 5 İngilizce, bir enstrümental ve iki de Türkçe şarkı var. “Muhtacım Sana” dışında orijinal kayıtlar muhafaza edilmiş, yani duyacağınız keyboard ağırlıklı altyapıları olan bir sound. Söz müzik ve tüm enstrümanlar ve düzenlemeler Çaplı’nın. Bu parçanın single verisyonunu Çaplı’ya son bir selam çakan dostları İskender Paydaş, Gür Akad, Akın Eldes, Zafer Şanlı ve Taner Öngür düzenlemiş. Alen Konakoğlu mastering’i yapmış. Parçada Ahmet Çaplı babasına vokallerde eşlik ediyor aynı zamanda. Bu albümü dinlemek, nedenini nasılını anlamak, yakın dönem müzik tarihimizde yapılan bir gezintiye çıkmak ve bir sürü şey öğrenmek gibi. Umarım merak eder, dinler ve anlamaya çalışırsınız.