İngiliz müzik gurusu, DJ ve prodüktör Gilles Peterson geçenlerde bir genç sanatçıyı dünyaya tanıttı ve yeni albümünün (“Loungin’”) dünya prömiyerini kendi web sitesinde yaptı. Bu sanatçı Kerem Akdağ’dı.
Prodüktör ve müzisyen Akdağ’ın muhtelif etkilere maruz kalan ritim anlayışları ve baslarla zenginleştirdiği bu modern caz çalışmasında Londra çıkışlı iki vokal, Tom Micsh ve Jordan Rakei de yer alıyor. Albümde caz, soul, hiphop ve funk referans alınan türler, ancak hepsi bas ve davul temelli melodik bir ritim evreninde buluşuyor. Elbette “gece” tonlarında seyreden klavyeleri unutmamalı.
Akdağ, “Afrobeat, soul, funk, hiphop, bossanova, broken beat gibi ama tam da değil” diye anlatıyor müziğini: “Fusion da var bazen içinde, hani caz parçalarında bütün orkestranın beraber çaldığı bölümler vardır, Herbie Hancock’un ‘Tell Me A Bedtime Story’sindeki gibi, ben de bu bölümler hep devam etse keşke acaba nasıl olur derdim, belki biraz da böyle.”
İlham verenler
“Get There” drum’n bass kulağı olanlara hitap eden özel bir parça olmuş. “Whatever” Akdağ’ın soul’a ilgisinin bir sonucu. Dört parçalık çalışmanın son şarkısı “Loungin”, tıpkı “Stepping Out” gibi Latin / soul geçişlerine sahip sıcak parçalar (bossanova etkisi diyelim).
Geçen aylarda Redbull Müzik için Kamufle ile birlikte gerçekleştirdikleri çalışma sırasında bas merkezli estetiklere ilgi duyduğunu belirtmişti Akdağ. (“Serbest Atış” adındaki bu format çerçevesinde ikili stüdyoya girip birkaç saat içinde yeni bir parça yaratmıştı.)
J Dilla, Dwele, Erykah Badu, Theo Parrish ona ilham veren isimler. “Özellikle Detroit’ten çıkan müziğe karşı içimde inanılmaz bir sevgi ve bağ hissediyorum” diye konuşuyor. D’Angelo’nun “Voodoo” albümünden “Hislerimi çok iyi yansıtıyor” diye bahsediyor.
Akdağ’ın 2013 tarihli “A Good Play” adında bir diğer EP albümü ve “Expressive” adında 2015 tarihli bir LP çalışması var.
Apparel Music çıkışlı bu çalışmaların daha dans ve beat ağırlıklı olduğunu, son EP’nin caz sınırlarına daha fazla sokulduğunu gözlemlemek mümkün.
Araştırmacı prodüktör Gilles Peterson, Akdağ’ın “Stepping Out”unu Roy Ayers ve Bobby Hutcherson’a benzetiyor, katılmamak elde değil. Ben bütün albümdeki parçalar arasında sanırım en fazla “Get There”in broken beat davul / trampet hareketlerine kapıldım.
Müzik dünyası çok engin bir deniz ve keşfedilmeyi bekleyen binlerce şahane albüm, parça ve sanatçı var. Akdağ’ın dünya çapındaki kaliteli işiyle tanışmak bizim bu haftaki mutluluğumuz olsun.
(Akdağ’ı daha yakından tanımak isteyenler kendisiyle yapılan soru-cevabı Hafifmuzik.org’da okuyabilirler).
Şu ara dinlemeniz gereken 4 şarkı
“Precious Love” - Lee Field & The Expressions: Amerikalı soul / funk müzisyeni Lee Fields 1969’dan bu yana süren bir kariyere sahip. Yeni albümün kapanış parçası belki de en güzeli.
“VV Violence” - Jessy Lanza: Vokal keyboard kombinasyonu üzerine bina edilen, solo performansçı Lanza’nın yeni albümünden (“Oh No”).
“Kerala” - Bonobo: Britanyalı prodüktör Simon Green (aka Bonobo), geçenlerde yeni single’ını internete koydu. Yeni albüm “Migration” 2017’de.
“Bibi The Dog” (feat. Mai Lan) - M83: Anthony Gonzales’in 2016 yılı çalışması “Junk” tartışmalara yol açtı. Aşık olan da nefret eden de çok. Albümün gizli hiti bu şarkı olabilir.
Yağmurda dinlemek için 10 şarkı
“Who Loves The Sun” The Velvet Underground
“New Person Same Old Mistakes” Tame Impala
“Here Comes The Rain Again” Eurythmics
“Chelsea Hotel #2” - Leonard Cohen
“The Rain Song” - Led Zeppelin
“Opposite House” - Cass McCombs
“Wildflower” - Beach House
“Ghostmother” - Moderat
“Can’t Be Guilty” - The Radio Dept.
“Alone in Kyoto” - Air
Masa üstünden notlar
Aslı Demirer’in “Dünyanın En Aşk Yeri” adlı single albümü masamıza geldi. Aynı adı taşıyan disko esintili girişin ardından soft-pop üç şarkı ve bir de akustik versiyon (“Lodos”) konmuş. Zevkle dinleniyor.
Buray’ın (Kuzey Kıbrıslıymış, Britanya’da ses mühendisliği eğitimi almış) “Sahiden” adlı çalışması en yeni pop albümlerinden biri. Eli yüzü düzgün, klasik Türk pop anlayışının hakkını veren özenli bir albüm. Kenan Doğulu etkileri vokallerde çok açık. Müziğe değil, başka şeye eleştirim var. Albüm kitapçığında fotoğrafçının adının müzik direktöründen daha büyük olmasını yanlış bulanlardanım. O fotoğrafçı Annie Leibowitz falan değilse. Kartonet tasarımcısı ve saç-makyaj da aynı şekilde.
Demet Akalın’ın “Rakipsiz” adlı yeni çalışmasını postaların arasında buldum. Albüm kapağından şunu öğrendim: Akalın’ın Facebook hesabı KraliçeDemetAkalın imiş...
Mert Güneri imzalı single albümün adı “Hiç Olmazsa İçine Çek”. İki tanıdık tecrübeli isim künyede dikkat çekti. Proje koordinatörü Emrah Sarıtunalılar kaliteli basçı, değerli bir müzisyendir. Mix ve mastering’leri davulcu Arıkan Sırakaya yapmış. n