Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başarılı ilk albümdeki orijinal fikirlere yenilerini eklemek giderek zorlaşsa da henüz sihirbaz bütün numaralarını tüketmemiş.

Jakuzi ilk albümü “Fantezi Müzik”i 2016’da kaset olarak yayınladı. Hâlâ çalışma masamın üzerindeki kalabalığın bir yerinde duruyor. Dinlemeseniz bile bir şekilde yakınınızda bulundurmak isteyeceğiniz bir obje bu. Ben de zaten bu kasete obje muamelesi yaptım. Masada tuttum ama dinlemedim. Ne çocukluktan kalan walkman’imi çalıştırabildim ne de evdeki AKAI double deck’in tozunu alıp kuracak ve amfiye bağlayacak halim vardı. Albümü herkes gibi sıkıcı sıkıcı stream ettim. Çünkü bu kaset dinlenmek için değil bakılmak ya da bir şekilde sahip olunup masada durmak için çıkarılmıştı 2016’da.

Haberin Devamı

Her şeyin web’de olduğu ve bu web’in de telefona sığdığı dijital bir dünyada, stream platformlarının arayüzünde sıradan bir liste ya da isim olmak yerine sınırlı sayıda kaset olarak basılması tercih edilmişti. Bu tercih sanırım Jakuzi hakkında bir şeyler anlatıyor.

Jakuzi’nin yeni albümü “Hata Payı”

Albüm daha sonra 2017’de yeni bir şarkı eklenerek yeniden yayınlandı. Plak ve CD olarak basıldı. Ama 2016’da kaset çıkarmak kadar şahane bir duruş değil. Herhalde Jakuzi de (Kutay Soyocak, Taner Yücel) Türkçe sözlü synthe-pop denemelerinin bu denli başarılı olacağını ve anlaşılan o ki- indie müzik sahnesinde bir boşluğu dolduracağını tahmin etmiyordu. Geride birkaç şarkıyla birlikte hoş bir de anı bırakmak istemişlerdi belki de sadece. Ya da kategorik olarak ‘80’lere ait synthe-pop’un kaset formatında tüketilmesi daha doğru olur diye düşünmüşlerdi.

Tek atımlık bir proje olmadığını kanıtlıyor

Bugün Jakuzi, 5 Nisan’da dijital platformlarda yayınlanan -CD ve plak olarak basılsa da hayır, kaset olarak basılmayan- ikinci albümü “Hata Payı” ile tek atımlık bir proje olmadığını kanıtlıyor. İkinci albümler, ilk albümleri başarılı olan gruplar için tehlikeli eşikler. Jakuzi problemsiz bir şekilde keyif aldığı ve iyi yaptığı şeyi yapmaya devam ediyor. Herhangi bir eşik problemleri yok. Her ne kadar albümü tanımlamak adına yazılan metinlerde grubun karanlık synthe pop tavrını devam ettirdiği gibi ifadeler kullanılmış olsa da ne bu albüm karanlık bir albüm, ne de Jakuzi bir dark wave grubu. Dinlememiş biri bu metni okuyup mesela “Şüphe”yi dinlediğinde herhalde “Ne alaka” diyecektir. İzleyen şarkı “Yangın”da her ne kadar “İki ayaklı bir sinir kriziyim” dese de Soyocak, arkadaki eğlenceli ve naif synthe’lerle biz bu sözü ancak espri olarak algılıyoruz. Yani bu müziğe karanlık demek için hayli uğraşmak lazım. Aynı şekilde şahane dramatik girişiyle albüme güneş gibi doğan “Gördüğüm Rüya”da (albümün en güzel yeri) “Güneş açtı farkındayım, ama ben yataktayım, açma perdeyi sakın, tatlı bir yokuştayım” diyen Soyocak’ın bu sözleri insanda depresyona değil tatlı bir gülümsemeye neden oluyor.

Haberin Devamı

Dans etme hissi yaratıyor

Jakuzi, gücünü zaten biraz da söz müzik arasındaki bu tip tezatlıklardan alıyor. Müziklerinde bu tip bir etkiyi zorladıklarını sanmam ama ortaya çıkan bu doğal “ironi/sarkazm” etkisinin farkında olmalılar. Jakuzi’nin dünyasında bir sürü sıkıntı var ama hiçbiri sizi hayattan bezdirmez. Tatlı tatlı hayata sarılmanıza neden olur. Depresyonunuzu da tadını çıkararak yaşarsınız (“depresyon qeyfi”). Bu, “Fantezi Müzik”te yer alan ilk büyük single “Koca Bir Saçmalık”tan beri böyle. Albümü açan “Sana Göre Bir Şey Yok” gibi ciddiyet hissi ağır şarkılar bile insanı karanlığa sürüklemekten ziyade dans etme hissi yaratıyor. Kraftwerk’ten erken dönem Depeche Mode usulü davul yazılımlarına savrulan altyapı hareketleri ve Kutay Soyocak’ın Orhan Gencebay - Özdemir Erdoğan sentezi vokaliyle daha farklı bir etki pek mümkün değil. Jakuzi’yi ve müziğini Türkiye ve Avrupa 80’lerinin karışımı bu “revivalist” tavırdan ayrı düşünmek zor gibi.

Haberin Devamı

Jakuzi’nin müzikal macerası, ilk albümleri “Fantezi Müzik”in yarattığı dünyayı geliştirme yolunda tam gaz devam ediyor. İlk albümdeki orijinal fikirlere yenilerini eklemek giderek güçleşse de henüz sihirbaz bütün numaralarını tüketmemiş. Şapkadan çıkacak daha çok tavşan var.

Albümün künyesi

Laf kalabalığından sadede gelip biraz da albümün künyesinden bahsedelim. Aranjmanlar Taner Yücel’e ait. Sözlerin tamamı Kutay Soyocak’ın. Müzikler Soyocak ve Yücel’in ortak imzasını taşıyor. Taner Yücel, elektrik gitarlar, bas, synthesizer’lar, geri vokaller ve davulları çalmış. Yine davul ve perküsyonda Can Kalyoncu var. İlki gibi Domuz Records etiketli albüm Avrupa’da, Berlin’de yerleşik bağımsız şirket City Slang tarafından yayınlandı.