Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Birkaç haftadır sosyal mesafeli konser olmaz, işin ruhuna aykırı diye yazıp duruyorum. Eski dünyadaki konserlerin geri gelmeyeceğine olan inancımı dile getiriyorum. Kendimi yeniden okuyunca biraz karamsar buldum. Haklı ama biraz karamsar. Bu hafta değişik bir şey yaptım ve söylenip durmaktansa gidip konser izlemeye karar verdim.

Günay Londra’da Peckham’da 2007’de beri konserler düzenlenen kendine has bir mekân var. Adı Bold Tendencies. Burası kabaca eğlence/konser mekanına dönüştürülmüş bir kat otoparkı gibi. Karaköy’deki kat otoparkının terasının bar ve atıştırmalıkların olduğu endüstriyel bir mekân, alt katlarının da konserler verilen alanlar olduğunu düşünün. Bold Tendencies’in konsepti bu. Ve bu konsept günümüzün konser ruhuna çok uyuyor. Çünkü yer geniş, üzeriniz kapalı da olsa açık havadasınız ve ferah ferah oturulabiliyor.

Haberin Devamı

Yaz boyunca her hafta konserler düzenlenen bu mekânı Jarvis Cocker sayesinde keşfettik. Jarvis önceki hafta burada bir konsere giderek Instagram hesabında paylaştı ve bize de ilham vermiş oldu. Binaya girişte bir iki güvenlik kontrolü ve dezenfektan seansının ardından terasa çıktığınızda geniş bir alan, muhtelif çağdaş sanatçıların sağa sola özenle konumlandırılmış eserleri, bir bar ve ufak tefek atıştırmalıkları olan bir küçük açık mutfak karşılıyor.

Buradan Londra’nın ikonik siluetine bakarak gün batımını izlemek çok zevkli. Biz gittiğimizde bulutlarla kaplı ve hafiften yağmurlu olduğundan biz göremedik ama resimlerde güzel görünüyor. Gece oldukça şehrin ışıkları bir bir yanmaya başlıyor ve siluet cidden etkileyici bir hal alıyor.

Böyle bir yerde elektronik ağırlıklı bir şeyler dinlemek daha akla yakın, en azından ortama daha uygun gibi düşünülebilir ama her tür sanatçı burada etkinlik sergileyebiliyor. Bu da farklı çevrelerden ve beğenilerden insanların bir araya gelmesini sağlaması açısından çok hoştu.

Biz Pavel Kolesnikov ve Samson Tsoy tarafından icra edilen art arda iki klasik performansın ikincisine bilet aldık. Terasta biraz oyalandıktan sonra alt kata alındık. Burası bildiğiniz kat otoparkının arabasız hali. Park yerine dair bütün işaretler de durmakta. Herhangi bir özel düzenleme yapılmamış yani. Kocaman beton alanın ortasında bir kuyruklu piyano duruyor. Mütevazi bir ses sitemi var. Etrafa iki metre aralıklarla tekli ve ikili oturma birimleri (sandalyeler) serpiştirilmiş. Oturduğunuz yerden The Shard’ın gri ve bulutlu geceyi delen ışıklı siluetini izlerken kulağınızda Beethoven olması cidden çok güzel.

Haberin Devamı

21.15’te başlayan konserde Beethoven, Bartok ve Schubert dinledik. Etkilenmemek mümkün değil.

Kolesnikov ve Tsoy iki yetenekli genç Rus star. Londra’da yaşıyorlar ve öğrendiğimize göre aynı evi paylaşıyorlar. Güney Londra’da bir otoparkta bizi resmen başka alemlere sürüklemeyi başardılar.

Sosyal mesafeli konserde kimse maske takmıyordu, kapıda ateşimiz ölçülmedi. Eğer merak ediyorsanız bunların hiçbiri yoktu. Sadece mesafeli bir oturma düzeni vardı ve artık zaten herkes bir şekilde birbirinden uzak duruyor. Sanırım buna güvenmek durumundayız.

Haberin Devamı

Konser çıkışı istasyona girerken maskemi taktım, pencereden görünen Londra siluetini izledim ve boş vagonda “artık eskisi gibi konserler biraz zor geri gelir, ama sosyal mesafeli konser de gayet tatmin edici” diye düşünüyordum. Sanırım esas olan müzik ve bunu sahnede icra eden kişi ya da kişiler sizi her türlü ortamda ve şartta büyülü bir ortama sokmayı başarıyor. Buna güvenmekten başka da çaremiz yok galiba.