Popüler müzik sahnesinde iki dilli şarkılar kendini daha fazla göstermeye başladı. Bir bakıma sanatçılar doğal bir süreçten geçiyor: Yerel ve global arasındaki sınırları enteresan bir biçimde kaldırmak da denilebilir
Spanglish, İspanyolca-İngilizce sözleri olan şarkıları anlatmak için kullanılıyor. Korece ve İngilizce şarkılar da giderek yaygınlaşmaya başlayan bir uygulama. Bunu tanımlamak için özel bir tanım henüz duymadım. Ama K-Pop popülerleştikçe o da yakındır. Bir diğer olası uygulama Arapça-İngilizce olabilir. Örnekleri mevcut ama yaygınlaşmasına daha zaman var.
Dünya popüler müzik sahnesinde Latin coğrafyası, Güney Kore’nin, Afrika’nın etkisi arttıkça iki dilli şarkılar da kendini daha fazla göstermeye başladı. Eskiden global Latin starlar Latin pazarları için İspanyolca, global ve Batı pazarlarına hitaben de İngilizce şarkılar hazırlardı. Aynı şarkının iki farklı versiyonu olması da görülmemiş bir uygulama değildi. Christine and the Queens aynı albümü İngilizce ve Fransızca olarak iki farklı dilde yayınladı birkaç yıl önce. K-Pop’ta pek çok şarkı iki farklı dilde yayınlanıyor.
Ancak bu farklı coğrafyalar global sahnede giderek etkisini artırdıkça çift dilli şarkılar yazmak da bir mecburiyet oldu. Aynı şarkının iki versiyonu yerine artık tek versiyon yapılıyor. Çünkü yapılabiliyor. Ortam buna uygun. Pazarları birbirinden ayırmak yerine birleştirme yönünde bir çaba ve gidiş var. Selena Gomez’in DJ Snake ile yaptığı “Selfish Love” böyle bir parçaydı mesela geçen ay. BTS ve BLACKPINK son dönem pek çok şarkılarında artık bu şekilde ilerliyor. Böylece dünya çapında daha geniş kitlelere tek bir şarkıyla ulaşılmaya çalışılıyor.
Bizim çift dilliler
Öte yandan bizde de var çift dil. Ezhel bir süredir bu tip şarkılar yapıyor. Türkçe, Almanca, İngilizce birlikte kullanılıyor bu şarkılarda. Pek çok Türk-Alman rap ortaklığı bu tip şarkılarla kendini gösteriyor.
Bir bakıma sanatçılar doğal bir süreçten geçiyor. Yerel ve global arasındaki sınırları enteresan bir biçimde kaldırmak da denilebilir. Bu gelişmede sanatçılar kadar önemli faktör elbette ön yargılarından ve kalıplardan giderek kurtulan ve kulağı yeniliklere açık dinleyici. O hazır olduğunda her türlü değişim mümkün.
Haftanın albümü
“DKTT”, Dolu Kadehi Ters Tut
Türk indie ve rock temelli müzik ekiplerinin gitarlarını kenara koyup elektronik altyapılara doğru kaymasına bir fenomen gözüyle bakılabilir mi? Veya bu bir fenomense adı ne olmalı? Bu ayrı bir tartışma konusu. 2014’te bir rock grubu olarak kurulan Dolu Kadehi Ters Tut’un hangi aşamada elde kokteyl bir beach club’da hafifçe sallanarak dinlenecek şarkılar yapan bir ekibe dönüştüğünü ben kaçırmışım. 2018-2021 arasında bir yerlerde olmalı. Buna olumsuz bir şey olarak bakmamakla birlikte şaşkınlık var biraz, evet! “DKTT” adlı 10 şarkılık albüm için belli ki çok çalışılmış ve özenle hazırlanmış. Bu albümden single şarkılar ve bahsettiğim dönüşüme dair işaretler gelmişti. Belli ki Dolu Kadehi Ters Tut, artık mainstream’e oynayacak bir noktaya gelmiş ve kartlarını oynamış; albümde pek çok şey denemiş, cesurca kendilerini geliştirmişler. Doğrusu hızla değişen bir dünyada sizin değişmemeniz imkânsız. Rock, trap, chill, electonica, lo-fi, funk gibi pek çok etkiye izin vermişler. Bu unsurları sözlerini ustaca yazdıkları hikâyeleri etkili biçimde anlatmak için kullanmışlar. Bu da albüme modern bir özellik katıyor. Son 10 yılda kurulan neredeyse hiçbir grup tek türde şarkılarla dolu bir albüm yapmıyor. Zaten herhangi bir tür saplantısı da kalmadı. Eskiden kafa karışıklığı falan diye yorumlanan nitelikler bugün neredeyse her grup ya da sanatçı için standart kabul ediliyor. Uzun lafın kısası değerli okurlar, Dolu Kadehi Ters Tut ne yaptığını gayet iyi biliyor gibi geldi bana. “DKTT”, 2021’in dikkat çekici albümlerinden biri.
Paloma Mami
Paloma Mami adını sanırım yeni müzikleri keşfetmeye meraklı dinleyici ilk kez geçen ay Major Lazer ile hazırladıkları “QueLoQue” ile duydu. Genelde yeni bir isim, Major Lazer ile çalıştığında bu bir tür lansman yerine geçiyor zaten. Şilili Mami, Sony Music Latin’le anlaştığından bu yana sanırım global bir star adayı olarak hazırlanıyor. New York’ta Şilili anne ve babadan dünyaya gelen Mami, 17 yaşında anavatana dönerek Santiago’ya yerleşmiş. İki kültürlü, iki dilli. İki dili birbirine karıştırarak konuşuyor ve şarkı söylüyor. Müziğindeki R&B etkisi New York’tan, reggaeton ve muhtelif Latin beat’ler Şili’den. Bugünün dünyasına çok uygun özellikler bunlar. Ayrıca YouTube’da iki milyon takipçi, yeni ve 1999 doğumlu çok genç bir sanatçı için çok iyi bir başlangıç. Spotify’da aylık 4 milyon dinlenmeye ulaşmış. İlk albümü “Suenos de Dali”, cuma günü yayınlandı. Bir göz atarsınız.