Ezhel’in macerası

Türkçe rap sınırları içinde değil genel olarak müzik camiamızda en iyi söz yazan sanatçılardan biri Ezhel, bu hafta yeni bir single ile geliyor: Adı “Sakatat”

Ezhel’in kariyerini takip etmek şu ara müzikle uğraşan herkes için ilginç bir deneyim. “Angara” sokaklarından Kreuzberg’e uzanan maceralarla dolu bir süreç. Bu arada tabii ki listelerde giderek yükselen bir grafik. Dar bir çevrenin adını bildiği raggae, rap, R&B’ye meraklı yetenekli çocuktan, Berlin alternatif müzik sahnesinin aktif üyesi olmaya uzanan bir yol… Ezhel, üç beş yılda kendinden bambaşka bir Ezhel çıkardı. Potansiyelini belki de en iyi değerlendiren sanatçılardan biri oldu. Yeni sanatçılarla tanıştı, öğrendi. İngilizce şarkı söylemeyi öğrendi. Bunu beceren bir müzisyene müzik dünyasının hangi kapıları açacağı bilinmez. Büyük bir aşama! Ezhel bütün bunlar olurken eleştirilerin ve düşmanlıkların da odağında yer aldı. Birilerini kızdırdı. Çok büyük bir dinleyici kitlesi oluştururken bir yandan da “hater”ları arttı. Vatanı hakkındaki görüşlerini kimseden çekinmeden, aman birileri kızar mı demeden dile getiriyor ve bundan da gurur duyuyor.

Her hafta söz yazsa

Ezhel’in geldiği noktada en çok gelişen yönü söz yazarlığı. Erken dönem şarkılarında “Angara”yı anlatırken şimdi Berlin’i anlatıyor. Her zaman olduğu gibi yaşadıklarından söz ediyor ve bunu büyük bir ustalıkla yapıyor. Türk edebiyatının ve halk edebiyatının ustalarını okuduğu, onlardan etkilendiği açık. Ezhel’in İngilizce şarkılarını da çok sevmekle birlikte her hafta yeni bir söz yazsa da dinlesek diye bekliyorum doğrusu. Türkçe Rap sınırları içinde değil genel olarak müzik camiamızda en iyi söz yazan sanatçılardan biri Ezhel. Bu hafta yeni bir single ile geliyor. Türkçe bir şarkı. Adı “Sakatat”. Önceki haftalarda reggae ve R&B etkisinde parçalar yapmıştı. Bu hafta “Sakatat”ta düşmanlarını ve kendinden nefret edenleri anlatıyor. Her zamanki mizahı ve kanlı kalemiyle. Türkçe rap’te çok ayrı bir seviyeye doğru sıçrayarak.

Yaz hayalleri ve yaz şarkıları

Oscar and the Wolf’un yeni parçasının adı James. Indie âlemlerde çok can yakacak şarkılardan. Belçikalı tek kişilik indie pop girişimi (Max Colombie) Türkiye’de hatırı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip. Merak eden hemen Oscar and the Wolf 2018 VW Arena konseri yazıp enter’a bassın. Bu arada çok değil üç yıl öncesinde bile ne kadar farklı bir dünyada yaşıyormuşuz gibi hayretler içinde kalmaya hazır olun!

BTS’in yeni şarkısının adı “Film Out”. Kore pop dünyayı ele geçirmeye ant içmiş gibi akın akın geliyor. Batı popüler müziği R&B soslu rap-trap arasında kilitlenip kalmışken ilginçtir ama standart melodik Batı popu artık Kore’den çıkan gruplar tarafından yaşatılıyor. Bu konuyu örneklerle anlatacağım bir yazıyı hazırlamaya başladım. Kore popu ve Batı popunun tatlı rekabeti çok keyifli olmaya başladı.

“drivers licence” ile stream rekorları kıran Olivia Rodrigo, bu hafta yine potansiyel bir hit adayıyla çıkageldi. “deja vu” adlı bu duygusal şarkı (yine küçük harfle yazılıyor) muhtemelen nisan ayı ve yaz boyunca radyoların vazgeçemeyeceği şarkılardan biri olacak. Dünyada Kovid meselesinde tünelin ucu görününce heyecanlı -ve fazla iyimser- yaz hayalleri gibi yaz şarkıları da ortalığa dökülmeye başladı.

Türkçe rap’in en çalışkan isimlerinden yakından takip ettiğim Patron’un “Neyse Ne” adlı yeni parçası enerjik bir trap hit’i. Egzersiz yaparken Türkçe rap dinlemeyi denediniz mi? O halde bu şarkıyla bir deneme yapın bence.

“Sen de İnanma”, söz ve müziği Evrencan Gündüz’e ait romantik bir rock baladı. Gitarı ve vokaliyle kendine has bir yetenek Gündüz. Teknik olarak ikisinde de üst seviyede olması, şarkılarını büyük rahatlık ve doğallık içinde icra etmesini sağlıyor. Önümüzdeki dönemde çok daha aktif olmasını istediğim isimlerden. Yeni nesil dinleyicinin kaliteli popüler müziklere ihtiyacı var.

Elektronik sevenlere şu ara Poté ismine odaklanmalarını tavsiye ediyorum. Karayip kökenli Londralı 22 yaşındaki genç sanatçı, bu hafta Damon Albarn’ın vokallerde yer aldığı “Young Lies” isimli parçasını yayınladı. Haziranda LP albüm gelecek. Londra’nın Kovid döneminde de durmaksızın gelişimini sürdüren yepyeni ve heyecan verici bir elektronik müzik sahnesi var.

Morcheeba’nın yeni albümü “Blackest Blue” 14 Mayıs’ta piyasaya çıkacak. “The Moon” adlı şarkı şu ara single olarak radyolarda çokça dönüyor. 90’lar sonu 2000’ler tipi chill-trip sound’ları nostaljik hisler içinde dinledim.