Netflix 1 milyon kullanıcıya üç buçuk yılda ulaşmış. Twitter iki yılda. Facebook 10 ayda. Spotify 5 ayda. Instagram 3 ayda. ChatGPT 5 günde.
Doğal olarak ne bu ChatGPT diye baktım. Önce içinde olduğum Whatsapp gruplarını araştırdım. Bakalım sıkıcı diye üzerinden atlayıp geçtiğim mevzulardan biri mi bu diye. Ya da belki sessize aldığım gruplardan birinde konuşulmuştur. Ne de olsa günümüz insanının bilgiyi ilk aldığı yer ne haber siteleri ne sosyal medya. Önce Whatsapp. Evet işte haklı çıktım. Bizim kankalar daha lansmanı yapıldığı an atlamışlar üzerine projenin.
ChatGPT, OpenAI firması tarafından geliştirilen bir sohbet yazılımı. Chatbot. Yapay zekâyla muhabbet ediyorsunuz. İnsanlar muhabbete aç olmalı ki beş günde milyonu aştı kayıtlı sayısı. Ben de güncel gelişmelerden geri kalmamak için derhal üye oldum ve ChatGPT’yle muhabbet etmeye başladım.
Önce kolay yerlerden sordum. Mesela Milliyet nedir diye sordum. Sahibine kadar yanıtımı aldım. Evet, Milliyet 1950’de kurulmuş, Türkiye’nin en etkili gazetelerinden biridir. Batılı değerler ve liberalizmi savunması konusunu şu an seninle tartışacak değilim dedim. O iş o kadar basit değil dedim.
Konuyu daha teknik bir yere getirdim. Bana kodlama hakkında neler söyleyebilirsin diye sordum. Şu ara 6 yaşındaki kızım bir program bulmuş, devamlı bir şeyler kodluyor, geri kalmayayım istedim. Yanıtımı güzelce aldım. Ama tabii bunlar standart Wikipedia bilgileri midir onu kontrol etmedim. Biraz sanki fazla genel bilgiler.
Şu ara hangi kitaplar gündemde, güzel bir polisiye önerir misin soruma “Ben bunu yapamam, öyle bir program değilim ben” diye yanıt verdi. Üsteleyince de “Da Vinci Şifresi”, “Kuzuların Sessizliği” ve “Ejderha Dövmeli Kız”ı önerdi. Hepsini okudum, ayrıca bunlar bayat demedim. ChatGPT kültürel konularda iyi değil. Şu ara polisiye ne okusam diyen birine bunlar önerilmez.
“İyi dizi var mı?” diye sormaktan işte bu yüzden vazgeçtim. Kara delikleri sordum. Anlattı. Atatürk’ü sordum, şak diye yanıtını verdi. Doğru yanıt. Söylediklerinin tamamı doğru. Özellikle günümüzde halen etkili bir figür olduğu kısmını iyi anlamış.
Eğitim konusunda bir iki soru sordum ama çok genel yanıtlar aldım. Mesela en iyi okullar hangileri soruma işte “Kime göre, neye göre” mealinde yanıtlar verdi. Kardeşim işte herkese göre ve her şeye göre yani...
Elektrikli arabalar gezegeni kurtarabilirmiş. Ama elektriği nasıl ürettiğimize bağlı. Çevre dostu ve yenilenebilir olmayan bütün çözümler sonuçsuz kalacak dedi. Eyvallah dedim.
“Nükleer enerji güvenli mi?” diye sordum. “Valla” dedi, “kimin nasıl yaptığına bakar. Doğru dürüst yapılırsa neden olmasın.” Özetledim. Tabii ki sayfalarca yanıt verdi Chat GPT.
Mars’a 2030’larda insanlı uçuş beklenebilirmiş. Ama ne zaman oraya yerleşeceğimiz konusu hâlâ belirsizmiş.
Açıkçası, bu chat’in bankaların chatbot’larından bir farkı yok. Çoğu zaman gerçek biriyle konuşuyor sanıp karşımızda vasat bir chatbot buluyoruz ya, işte onun biraz hallicesi bu ChatGPT. İlla belli şeyleri soracaksın, yoksa yanıt alamıyorsun.
İnsanla muhabbetin yerini katiyen tutmaz. Çünkü insan sorduğun her şeye yanıt verir. Bilse de verir, bilmese de verir. Muhabbet dediğimiz şeyin iki yönlü, muğlak, kafa karıştırıcı ama hoş yanı da budur. Karşılıklı saçmalamak da muhabbettir.
Metaverse gibi chatbot’la muhabbetin de fazla abartılmış bir balon gibi patlaması ihtimalini göz önünde bulundururdum ben olsam. Filmlerin, kitapların aksine, bence hiçbir sağlıklı insan mecbur kalmadıkça bir botla muhabbet etmek istemez.