Sakin son iki yılda adını duyuran başarılı gruplardan. Baba Zula’dan Murat Ertel (sağda) indie aleminin en eski, en ilgi çekici ve yaratıcı müzisyenlerinden biri.Nekropsi sahne performanslarıyla meşhur. Bedük ise (altta) şu sıra yeni albümünün hazırlıklarını tamamlıyor.İndie, yani independent, yani bağımsız. Kategorinin adı buradan ileri geliyor (Bu indie lafını da artık internet gibi Türkçeleştirmek lazım, zira bundan sonra çok geçecek sağda solda. Ben büyük yazarken de ilk harfini noktalı kullanarak bir “Türkçeleştirme” adımı atıyorum: İndie). 2000’lerde indie müzik yeraltından gelen bir çeşitlilik sergileyerek yükselişe geçti. Popüler müziği de şekillendirdi. Tek bir tarzı anlatmıyor yani indie. Rock grubu da olabilir, elektronik dans müziği yapan bir DJ de, punk grubu da, saykodelik türkü söyleyen bir ekip de...
Ertuğrul Özkök, Hürriyet’in genel yayın yönetmeni sıfatıyla yazdığı son pazar yazısında indie’lerden bahsedince “Artık farz oldu” dedim, “Ben bu indie konusunu şöyle bir özetleyeyim, sevdiklerimi hatırlayayım.”
Çok uzun hikaye ve ders gibi bir yazı yazmak istemem pazar pazar. Ama şunu söyleyebilirim, internet devriminden sonra müzik de her alanda olduğu gibi kişiselleşti. Hani şu “customized” dedikleri.
Trendleri indie müzik belirler
Artık her zevke hitap etsin diye ortalama şarkılar ve akımlar yok sadece. Tamamen paşa gönlünüze göre müzik dinleyebilirsiniz. Çünkü tam da size uygun müzik yapan bir grup illa ki var.
Eskiden haberiniz olmazdı çünkü plak şirketleri “Bu satmaz” diye ya baştan grubu sindirir ya da memlekete ithal etmezlerdi. Şimdi internet var. Fizan’da da olsa gidip bulabiliyorsunuz aradığınızı.
İndie hadisesi bu 10 yılda her zamankinden daha fazla yol buldu kendine. Ve artık popüler müziği çok fazla etkileyen bir noktaya geldi. Trendleri indie gruplar belirliyor.
Türkiye’de durum farklı değil. Bugün ismini herkesin bildiği enfes Baba Zula, konserleri kapalı gişe olan, kara mizah gibi grup Nekropsi, her zaman yeni ufuklar peşinde koşan Replikas... Bunlar hep Türkiye’deki indie alemin ekipleri.
Son iki yılın en dikkat çekici çıkışını yapan Sakin ve Yasemin Mori var mesela. Elektronik müzik alanında kendi yolunda ilerleyen Portecho var. Acayip eğlenceli ve herkesin artık tanıyıp sevdiği Bedük var. Bu isimler bugün Türk indie camianın en büyük en tanınan isimleri arasında. Ve daha pek çok yeni isim de yolda.
Benim ara sıra dinlediğim, iyi bulduğum ve size de tavsiye edebileceğim gruplardan bazıları şöyle. Oturun bilgisayarın başına myspace.com’a girin. Dinleyin...
İndie aleminde severek takip ettiğim 10 isim123Eski Dandadadan üyelerinin kurduğu yeni bir grup. 123, Aksel isimli bir konsept albüm (Hip Productions’dan yayımlandı) çıkardı. Geçen yıl içinde dinlediğim en iyi yerli şeylerden biriydi.
Dünya çapında müzik yapan dört müzisyen. İyi grup müziği, taklit değil, zorlama değil. Ruhu var. myspace.com/123fromistanbul
ProudpilotEski Rolling Stone Türkiye kadrosundan Pınar Üzeltüzenci ve kardeşi Ekin, davulda da Kaan Akay. Peyote Müzik’ten yayımlanan “Monsters Exist” isimli albümleri yıl içinde yayımlandı. Sert endüstriyel ritimler, baslar, sayıklama misali sözler, sıra dışı klavye tonları. Seviyorum bu grubu. Sahne enerjileri de çok iyi. myspace.com/proudpilot
Kim Ki OEkin Sanaç ve Berna Göl’den oluşan Kim Ki O’nun kendine has, aynı zamanda da pop bir tarzı var. Yıl içinde yine indie alemlerin sevilen ismi Jens Lekman ile İskandinavya turnesine çıktılar. Dinlemelisiniz. myspace.com/kimkio
SoftaPunk, hem de Türkçe. Hem de gayet güzel. Son Roxy Müzik günler birincisi Softa çok eğlenceli. Punk denen şeyin sınırlarını aşıp kendine has bir müzik anlayışı yaratmış. Yakında isimlerinden bahsedildiğini duyacaksınız. Vokalde Ece Öney çok iyi. myspace.com/thesofta
The Revolters“Future Obscure” isimli albümleri yeni piyasaya çıktı. Punk tarzına yakınlar.
Başarılı bir garaj sound’u yakalamışlar. Yolları açık. Öğrendiğime göre
albümleri D&R’da en çok satanlar arasındaymış. myspace.com/therevolters
Post DialEndüstriyel dans müziği ya da onun gibi bir şey.
Electro punk da diyebilirsiniz. Bayağı sağlam, dans edilecek, coşup dağıtılacak kafalar. myspace.com/postdial
AyyukaKendine has bir rock grubu Ayyuka. 2007 tarihli “Ayyuka” isimli bir albümleri mevcut, tavsiye ederim. Daldan dala konan yerel melodileri çok güzel devşirip modern bir hale getirmeyi başaran bir ekip. myspace.com/ayyuka
Dinar BandosuÇok özel bir grup. Eski Türk filmlerinin tüm müziklerini karıştırıp tek bir tarz elde etmek gibi. “Saykodelik Kır Düğünü” isimli şarkıyı dinleyin neye benzediği hakkında bir fikriniz olur. 2007’de yayımladıkları ilk albümleri “Saykodelikdeşik”in ardından şu anda ikinci albümlerini hazırlıyorlar. Merakla bekliyorum. myspace.com/httpwwwmyspacecomdinarbandosu
KafabindünyaÇok deneysel, insanı bulunduğu yerden başka diyarlara taşıyan uyumlu bir grup müziği yapıyorlar. Mogwai ya da Explosions in the Sky dinlemiş kadar oluyorum. Zaten Mogwai 2006’da Türkiye’ye geldiğinde ön grup olmuşlardı. myspace.com/kafabindunya
DDRGayet deneysel takılan, kimseyi umursamayan bir grup. 2008’deki Animal Collective İstanbul konserinden önce onlar çalmıştı. “3-4 sağlam hayranımız var, bize yeter” diyen, çok değişik kafada tipler. Ben seviyorum.
16 Ocak’ta Peyote’de konserleri var. Fırsattır. myspace.com/dogualmanya
“Futbolcu” Alişan neden sinirimize dokunuyor?Memlekette askerliği tecil ettirmenin en bilinen yolu mastıra devam etmek, doktora yapmak, yutdışında okumak, eğitim hayatını bir türlü bitirmemektir. Ben de çeşitli nedenlerden askerliğimi ertelemek için kamu yönetimini bitirdim, siyaset sosyolojisi mastırı yaptım.
Sonra bir gün sınava hazırlanırken “Yeter bu
eziyet, askerlik bundan iyidir” diyerek evden
çıktım, okul yerine şubeye gittim.
Alişan askerliğini ertelemek için doktora falan yapmak yerine futbolcu olmaya karar vermiş.
Daha az sıkıcı bir yöntem buldu diye mi bu kadar sinirimize dokunuyor acaba?
Göksel’in yeni “klasikler” albümü şubattaGöksel bu baharda piyasaya çıkan “Mektubumu Buldun mu?” isimli albümüyle resmen yeniden doğdu. Nereye gitsem, hangi radyoyu açsam onun sesinden Türk pop klasiklerini duyuyorum. Şarkıların Göksel versiyonları orijinallerinin yerini aldı neredeyse. Göksel’e bir kafede rastladım geçen gün. Ve şunu öğrendim, aynı tarzda devam albümü de yoldaymış. Hem ilk albüm için düşünülen ama seçilmeyen şarkıları hem de yeni bir repertuar çalışmasıyla yeni klasikleri söyleyecekmiş. Şubat ayında piyasaya çıkıyormuş albüm. Sevenlerine duyurayım.
Bunları biliyor muydunuz?-Sagopa Kajmer ve karısı Kolera’nın 11 yaşında bir çocuğu dövmekten 14 yıla kadar hapis ile yargılanacağı açıklanan davaya dair “Beslenme Çantam” isminde bir şarkıları olduğunu;
-Meşhur “Sarı Gelin” türküsündeki gelinin “sarı” ya da sarışın değil “sari” olduğunu ve bunun Ermenice’de “dağlı” anlamına geldiğini;
-Grunge akımının en baba gruplarından Soundgarden’ın 2010’da tekrar bir araya geldiğini;
-Van Morrison’ın 64 yaşında yeniden baba olduğu haberinin “asparagas” olduğunu. Sitesinin hack’lendiğini.
-Spike Lee’nin Michael Jackson’ın
“This Is It” isimli şarkısına yeni bir klip çektiğini; biliyor muydunuz?
PAZAR ALBÜMÜ
“Wonder” / Lisa MitchellBazı reklamların müzikleri çok beğenilir ve patlar. Herkes şarkıcının ve albümün peşine düşer. Örnek mi? Sony Bravia reklamı vardı zamanında. Tek gitar ve sessiz sakin vokaliyle tanınan Jose Gonzales’i dünyaya tanıtan, bu reklamda kullanılan “Heartbeats” isimli şarkıydı. Esasen Knife cover’ıydı ama Gonzales ve reklam sayesinde ünlü oldu. Lisa Mitchell’ın müziği de, kaderi de biraz Gonzales’e benziyor. Avustralyalı ama artık Londra’da yaşayan 19 yaşında bir kız, “Neopolitan Dreams” isimli şarkısı muhtelif reklamlarda kullanılınca ilgi çekti. Bu ilk albümü. Yer yer Fiona Apple’ı andıran temiz bir vokali, hayattan, ilişkilerden bahseden 13 şarkısı var. Pazar albümü ilan ediyorum. Repeat tuşuna basıyorum.