Prag’daki Vaclav Havel Havali-manı’nda kovid yüzünden in cin top oynuyormuş. Bu yüzden yetkililer artık yolcuların doldurmadığı havalimanını doldurmak için özel etkinliklere kiraya vermeye başlamışlar.
Haberi okuyunca etrafıma bakındım ve dedim ki evet yakında burasını da etkinliklere kiraya verirler. Tabii şu devirde etkinlik düzenlemek isteyen birilerini bulurlarsa. Dalaman havalimanı o kadar büyük ki normal zamanda bile bomboş. Şu andaki manzaraya bakılırsa tam olarak terk edilmiş gibi duruyor.
Memleketlerine dönen birkaç İngiliz, Alman ve Rus dışında etrafta kimse yok. Uçak da boş. Normalde çok dikkat edilen sosyal mesafe kuralına uçakta nedense kimse dikkat etmiyor. Herkes balık istifi yan yana oturuyor. Ancak uçuş boş olunca mesafe kendiliğinden oluşuyor.
Pandemi sonrası seyahatler ve turizm nasıl olacak sorusu sıkça soruluyor. Bana kalırsa tenha olacak. Hem Dalaman hem de seyahat ettiğim Londra Gatwick havaalanları çok boş, tatsız, keyifsiz.
Açık dükkân sayısı temel ihtiyaçlara indirgenmiş. Herkes yemeğini içeceğini dışarıdan getiriyor. Geçenlerde bir arkadaşım karantina ayları boyunca en çok uçakta yemek servisini özlediğini söyledi. “Free shop’ta bakınmayı özledim” diyen de var. Açıkçası bu önemsiz gibi görünen detayların bir gün özlenecek şeyler listesine gireceğini söyleseler inanmazdım. Ama anlıyorum. Eskiden yaptığımız değerli değersiz her şey bir noktada özlüyoruz galiba.
Boş ya da ihtiyaç fazlası havalimanları için bir önerim var. Beli bölümlerini kapalı eğitim ve spor tesisi olarak öğretim kurumlarına tahsis edebiliriz. Ne de olsa gelecekte dev havalimanlarına ve hub’lara değil küçük ama sayıca çok ve işlevsel havalimanlarına ihtiyaç olacak.
90’lardan döne döne...
Eskiden yaptığımız ama özlemediğim şeylerden biri Teva sandalet giymek. Hatırlayanlar varsa bilirler 90’ların son yarısı boyunca neredeyse herkes Teva’nın outdoor sandaletlerinden bir tane almıştı. Doğada kullanılmak için tasarlanmış bu sandaletler şehirler başta her yerde bir şekilde görülmeye başlamıştı ve moda olmuştu. Teva geri dönmüş. Aynı tip sandaletler şu anda en havalı şeyler arasındaymış. Dergilerde, muhtelif online mecralarda reklamlarını haberlerini görmeye başladım. Logosu bile benim için aşırı nostaljik. 90’lardan geri dönmesi gereken şey Nirvana, Rage Against the Machine, genel anlamda grunge ya da iyi müzik falan olmalıydı. Döne döne bel çantası, man purse ve Teva döndü. Giderek üzdün bizi zaman…
Sosyal mesafeli festival mümkün mü?
Sosyal mesafe festival ruhuna ters. Festivalde, yapmaya gittiğiniz her şeye ters. Festivallerde yapmaktan hoşlandığınız her şeye ters. Temizlik hastası annenizle festivale gitmekle aynı şey sosyal mesafeli festival.
Geçenlerde İngiltere’deki sosyal mesafeli ilk ciddi açık hava festivaline dair (Gisburne Park Pop Up) haberler geldi. Kocaman bir çayırın ortasında birbirine mesafeli 8-10 kişilik etrafı çevrili alanlardan oluşan bir manzara. Bütün festival birbirine mesafeli VIP çadırlarından oluşuyor gibi düşünün. VIP çadırında eğlenmek ne kadar mümkün? Bunu bir de bütün festivale yaydığınızı hayal edin. Sahnedeki sanatçı ve gruplar için de aşırı sıkıcı olsa gerek. Sahneye ve birbirinize çok uzaksınız. Bu şekilde nasıl bir festival deneyimi yaşanır, nasıl iletişim kurulur emin değilim.
İngiltere’de pub’lar uzun bir aradan sonra açıldığında pek çok pub kapalı kalma kararı almıştı. Bunun nedeni de sahiplerinin “sosyal mesafe kurallarıyla pub deneyimi yaşatamayız, pub dediğin sıkış tepiş olur, insanlar birbiriyle konuşur muhabbet eder yakınlaşır. Ambiyansı yaşatamazsak açmanın da manası yok” demeleriydi. Pek çok pub’ın pandeminin etkilerinin geçmesini ve doğru zamanın gelmesini beklemeye karar vermesi gibi belki açıkhava festivalleri de doğru zamanı beklemeli. Yeni deneyimlere ve modellere ihtiyaç var kabul. Ama orijinalinin kötü ve sıkıcı birer kopyası olmaktan öteye geçemeyecek uygulamaların başarıyı yakalaması zor gibi geliyor bana.