Önceden birinci olmuş bir ülke olarak Eurovizyon’a neden katılmayalım ki! Homofobia ve genel olarak “özgürlük fobia”mızı yenersek çok eğlenebiliriz bence milletçe
Hatırlayan var mı? Yani Eurovizyon’u. Türkiye en son 2012’de 9 yıl önce Can Bonomo’yla Eurovizyon’a katılmıştı. 9 yıl... Bu hafta Eurovizyon finalleri var. Brit radyolarında bu konuda bir sürü magazin haberi çıkıyor. Konu büyük bir eğlenceyle işleniyor. İngiltere, Eurovizyon karnesi en berbat ülkelerden biri ama kimsenin işin bu tarafına takıldığı yok. Herkes bir tür dev magazin müzik festivaline gider gibi Eurovizyon’un peşinde. Geçen yıl salgın yüzünden ertelenen etkinliğin büyük finali bu yıl Rotterdam’da 39 ülkenin katılımıyla 22 Mayıs’ta (bu gece) düzenlenecek.
Biz; sözde puanlamayı beğenmedik, bize haksızlık ediliyor falan diye katılmayı bırakmıştık. “Şimdi onlar düşünsün” diyerek 2013’te Türkvizyon (mükemmel bir vizyon ve isim gerçekten) düzenlemeye başladık. Bir popçumuz jüride yer aldı. Türkiye’yi geçmesinler diye bütün ülkelere 1 puan verince o ülkeler de kızıp bize 1 puan verdiler. Böylece daha ilk yarışmada bütün Türki ülkelerle papaz olduk. Türkiye 15’inci, Kazakistan birinci oldu. Puanlamada haksızlık ediliyor diye Eurovizyon’dan ayrılıp bunu yaptık. Katılan ülkeler (çoğunlukla Orta Asya’dakiler) bir süre sonra katılmamaya başladı. 2015’ten sonra da zaten bitmişti bu yarışma; hâlâ var mı bilmiyorum! Varsa da galiba kimsenin umurunda değil.
Şimdi, ülkenin haline bak derdin bu mu diye sorabilirsiniz. Evet derdim bu. Her ülke kendince krizler, inişler çıkışlar yaşıyor ama yoluna devam ediyor. Eurovizyon dünyanın en önemli şeyi değil ama herkes katılırken, üstelik önceden birinci olmuş bir ülke olarak neden katılmayalım ki! Homofobia ve genel olarak “özgürlük fobia”mızı yenersek çok eğlenebiliriz bence milletçe.
Haftanın pop panoraması
Duran Duran, sonuncusundan altı yıl sonra yeni albüm haberiyle geldi. İlk single geçen hafta içinde yayınlanan “INVISIBLE” adlı şarkı. Albümün prodüktörü Londra elektronik müzik sahnesinin saygın isimlerinden Erol Alkan. Mark Ronson, Giorgio Moroder isimlerini de görüyorum prodüktörler arasında. Alkan elektronik dans, Moroder 70’lerin disko (Daft Punk’ın “Random Access Memories”ini hatırlayalım), Ronson ise 2000’ler boyunca ve bugün de günümüz pop müziğinin en kaliteli prodüktör/DJ isimleri arasında. Gitarda Blur’den Graham Coxon var. Albümden beklentim yüksek. “INVISIBLE” Erol Alkan prodüktörlüğünde Duran Duran’ın 80’lerdeki bir albümünde yer alacakken bugüne kadar gizli saklı kalmış bir şarkı havasında. Bakalım devamı nasıl gelecek.
Kalben, “Şanssız Mücadeleci” isimli yeni şarkısını bu hafta yayınladı. Alaturka nağmeler eşliğinde (bolca keman) derinden gelen Kalben vokaliyle dikkat çekici bir şarkı.
“Call Me By Your Name” ile haftalardır stream platformları ve sosyal medyada trendlerin en üst sıralarında yer alan Lil Nas X, bu hafta “Sun Goes Down” adlı yeni bir şarkı yayınladı. Günümüzün hit makinesi bakalım bu defa da başarıya ulaşacak mı? Yanıtım evet.
Süperstar DJ David Guetta, son dönemde hayli aktif. Neredeyse her dans ve EDM şarkısında adını bir yerlerde görüyorum. Bu hafta Galantis ve Little Mix ile birlikte “Heartbreak Anthem” ile gündemde olacaklar. Yaz aylarının en popüler dans şarkılarından biri olacağına kesin gözüyle bakabiliriz.
Ceylan Ertem, sözleri ve müziğiyle son zamanların en güzel şarkılarından biriyle geldi bu hafta. “Sis”, Ertem’in sözünü sakınmayan, hayli eleştirel şarkılarından. Eleştiren çok var ama bunu müzikle bu kadar iyi yapan doğrusu az.
2021 itibarıyla en popüler şarkılar arasında Ragga Oktay’ın adını görmek beni bayağı şaşırtıyor. “Yeniden” adlı şarkısıyla büyük bir popülerlik yakalamıştı geçen haftalarda. Bu hafta bir dans parçası olan “Turbo Gaz” ile (“Bakın bakın bana bakın, arabam yere yakın”) çıkagelmiş. Enteresan bir kitlesi olmalı, ben çözemedim. Kendisinde bir tür İsmail YK espritüelliği seziyorum. Adı geçmişken evet İsmail YK’nın da yeni bir şarkısı var bu hafta. Adı “Tatlı Kız”.
The Wallflowers deyince akla gelen tek şarkının 1996 tarihli “One Headlight” olması kimsenin suçu değil. Olay böyle gelişti. Bob Dylan’ın oğlu Jakob Dylan’ın grubu bugüne kadar bir sürü albüm yaptı ama hep bu hit şarkıyla hatırlandılar. Grup, temmuz ayında yeni albüm yayınlayacak. Bu haftaki single’ın adı “Maybe Your Heart’s Not in It No More” adını taşıyor. The Wallflowers, Türkiye’de eskiden rockçıların çok sevdiği ama sonraları unutulup giden country/rock sound’unu yaşatıyor. Bunu da gayet iyi yapıyor. Bilgisayar beat’i dinlemekten yorulan kulaklarınızın pası silinsin biraz, iyi gelir.
Hip hop müziğimizin önemli prodüktör/beat maker’larından Farazi, “Anti-Kahraman: 90 Nesli (Instrumentals)” adında bir LP yayınladı. İyi müzik, bir göz atarsınız.