7638. 2016 yılında Türkiye’de trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısı. Bunların 1311’i 15-29 yaş arası gençler. Bu kategoride dünya birincisiyiz biz, biliyor muydunuz?
Dünyadaki bütün ülkeler arasında bütün trafik kazalarında en fazla genç bizde hayatını kaybediyor. Bir kişiyi kaybetmek bile çok acıyken bu alanda dünya birincisiyiz.
Dolar, borsa, altın kadar yakın takip etmediğimiz istatistikler bunlar tabii. Her gün insan açıp bunlara bakmıyor. Yeri geldi yazayım istedim.
***
Geçen hafta bugüne kadarki jüri deneyimlerimden belki de en ilgincini ve en zevklisini yaşadım. Doğuş Otomotiv’in trafikte sorumluluk ve trafik güvenliği temalı “Trafik hayattır” jingle yarışmasının jüri üyesiydim.
Beste ve şarkı yarışmalarında daha önce defalarca jüri üyeliği yapmış biri olarak gelen işlerin ve katılanların niteliği karşısında şaşırdım açıkçası. Demek ki insanlara bir tema verdiğinizde ve insanlar bu tema üzerine düşünüp kendilerini zorladıklarında çok yaratıcı işler yapabiliyorlar. Demek ki güneş doğdu, güneş battı, yağmurlar yağdı, mutsuzum, yalnızım, sensizlik dışında lafları var gençlerin. Demek ki yaratıcılık da bir disiplin gerektirebiliyor zaman zaman gibi iç seslerle dinledim hepsini.
Üstelik bahsettiğim insanların çoğu müzisyen dahi değil, amatörce gitar çalan, söz yazan genç insanlar.
Yüzlerce başvuru arasından 10 genç ve hazırladıkları jingle finallere kaldı. Ömer Ahunbay, Nil Karaibrahimgil, Cenk Öztunalı ve Koray Bebekoğlu masanın başına oturduk ve insanlar bize hazırladıkları jingle’ları neden nasıl hazırladıklarını, neler düşündüklerini, hangi fikirleri ne şekilde yazdıkları sözlere ve müziğe aktardıklarını anlattılar.
En küçük 18, en büyüğü 27 yaşındaki bu 10 genç katılımcının düşünce tarzı, trafiğe ve trafik meselesine yaklaşımı klişelerin çok ötesindeydi.
Mesela “insanlar trafikte ne kadar sinirli ve saygısız olduklarını çoğu zaman fark etmiyor” dedi biri. “Trafikte nasılsak hayatta da öyleyiz, hayatta nasılsak trafikte de aynı şekilde davranıyoruz.”
Gerçekten de insanlar trafikte ortaya koydukları performansı (!) gerçek hayatta gizleyebildiklerini baskılayıp perdelediklerini sanıyorlar ama yanılıyorlar. Trafikte böyleyim, normal hayatta böyle değilim diye düşünüyorsanız bence bir daha düşünün. Her şey ortada çünkü. Trafikte ne kadar saldırgan, sabırsız, küfürbaz, saygısız, terbiyesizseniz gerçek hayatta da öylesiniz. İnsanlar bunu çeşitli nedenlerden yüzünüze vurmuyor diye bunun anlaşılmadığını sanmayın.
Kimi en önemli sorunun yayalara karşı kayıtsızlık ve yaya hakları olduğunu düşünüyor. Kimi trafik kazalarının nedenlerinin yüzde 97 gibi bir oranda insan kaynaklı olduğundan hareketle yolları, araçları, trafiği değil önce kendimizi düzeltmeliyiz diyor.
Kimine göre tahammülsüzlük en önemli sorun, kimine göre sakin bir şekilde karar verememek.
***
Bunların hepsi siyasette de sorun, ülke yönetiminde de sorun. Okullarda da sorun. Gençlerin o kadar isabetli tespitleri var ki hayret edersiniz. Ve her biri bunları didaktik olmadan, sıkıcı olmadan büyük bir doğallıkla dile getirdi. Bunu da ayrıca not ettim.
Netice mi? Bugünkü günlük siyaset itiş kakış, dolaşıma sokulan dil, pompalanan değerler gençleri hiç de olumsuz etkilemiyor. Biz kendi küçük dünyamızda her şeyin hakimiymiş, evrenin merkeziymiş gibi atıp tutarken onlar yarının bugünden çok farklı olacağını müjdeliyorlar. Tabii anlayana, görebilene...
Not: Nil Karaibrahimgil’in seslendireceği jingle’ı bu yaz radyolarda duyacaksınız.