Ara ara yazıp anlatıyoruz. İstanbul’un 2000’lerin başında kültür ve sanat şehri olarak yakaladığı ivme maalesef son yıllarda büyük darbe aldı.
Güvenlik, toplumsal olaylar, darbe girişimi, terör şu bu derken olan müzik âlemine, konserlere oldu. Elbette herkes gelişmelerden etkilendi ama benim konum sanatçılar ve müzik sektöründe çalışanlar. En ufak tatsızlıkta “Ne konseri şimdi” dendi. Sanatçısından ses teknisyenine, şoföründen, temizlikçisine, teknik elemanından, tedarikçisine herkes ama herkes çok
büyük bedel ödedi.
Son dönem bir toparlanma yaşanıyor. Bir canlanma var. Festivaller, konserler gene ufak ufak kendilerini göstermeye başladı. Bundan sanırım herkes çok memnun. Ama
bu defa da döviz kurları
büyük darbe vurdu.
Sektörün önde gelen isimleriyle sohbet ediyorum, konuşuyorum. Fikirlerini, görüşlerini alıyorum. Son dönemdeki canlanmayla gelecek için umutlanılmıştı ancak dolardaki ve euro’daki artışın sahnelere yeni bedelleri olacak. Bana aktarılanları özetlemeye çalışayım.
Bir defa bilet fiyatları mutlaka artacak. Döviz bazında nominal olarak Avrupa’daki bilet fiyatlarından daha pahalı değil Türkiye’de biletler. Alım gücünü hesaba katarsanız o ayrı. Şimdi bir de yeni kura uyarlandığında büyük bir artış söz konusu. 100 lira olan bir biletin neredeyse 150 lira olacağını düşünebiliriz. Çünkü Türkiye’ye konsere gelmesi muhtemel uluslararası isimlerin kaşeleri bir anda kurla birlikte arttı.
Şu anda 2019 için görüşülen pek çok sanatçı artık yeni kura göre yüzde 50’ye yakın daha pahalı. Sanatçının ücreti değişmiyor ama fiyatı TL bazında bir günde artıyor. Bütçeler tepetaklak oluyor. Bu yüzden şu anda yeni sezon için görüşülen pek çok isim iptal oldu. Olmak üzere. Global talep olan sanatçılar burada aradıkları şartları bulamadıklarında başka ülkeleri ve şehirleri tercih edebilirler. Bu
gayet normal.
Yeni sezondan daha pahalı biletler, daha az star isim bekleyebiliriz. Stat ve arena konserleri zaten geride kaldı. Şimdi orta ölçekli salonların da dolması sorunlu hale gelebilir. Küçük salonlar, daha düşük kaşeli, sponsorların karşılayabileceği şartlarda daha mütevazı kaşeli isimler ve etkinlikler gerçekleşebilecek.
Bu işin bir iyi tarafı var o da yerli sanatçılar artık etkinliklerde daha üst sıralarda yer bulabiliyor. Yani yabancılar gelmediğinde yerlerini en az onlar kadar yetenekli sanatçılarımız alıyor. Bu da sanatsal anlamda memlekete yeni bir soluk getirdi. Ancak bu durum daha ne kadar devam eder belli değil. İçe kapanmak, dünyayla olan bağların zayıflaması
uzun vadede kimsenin yararına değil.
Son bir söz söyleyelim. Sponsorlar dün de bugün de müzik ve kültür sanat camiasının en büyük destekçisi. Bu dönemde de onlara büyük iş düşüyor. Ancak kamu idaresinin ve iradesinin de desteği artık olmazsa olmaz. Sponsorlukların kolaylaştırılması, biletler üzerindeki vergilerin yeniden düzenlenmesi bir çözüm olabilir belki.