Ayrıştıramıyoruz;
- Yalanla, doğruyu…
- Kirli ile temizi…
- Sahte ile orijinali…
- Düşmanla, dostu…
- Hırsız ile dürüstü…
Kısacası, yüzyıllardan beri bu sorunla baş edemiyoruz….
***
Ayrıştıramıyoruz;
- Tembel ile çalışkanı…
- Başarısız ile başarılıyı…
- Yapmayanla, yapanı…
- Namert ile merdi
- Bozuk ile bozulmamışı…
Kısacası, bin yıldan beri bu hastalığı gelenekselleştirmişiz…
***
Ayrıştıramıyoruz;
- Yıkanla, yapanı…
- Bozanla, bozmayanı…
- Hainle, sadığı…
- İftiracıyla, doğruyu…
- Eğilenle, dik duranı…
Kısacası, kaç asırlık bir yanılgının içindeyiz hala bilmiyoruz…
***
Ayrıştıramıyoruz;
- Eşkıyayla, kahramanı…
- Adaletsizle, adil olanı…
- Sevmeyenle, seveni…
- Eğriyle, düzgünü…
- Vefasızla, vefalıyı…
- Sabırsızla, sabırlıyı…
Kısacası, kaç bin yıllık bir sancının ıstırabını çekiyoruz, belli değil…
***
Ve sonuçta evrensel asırlık ölçülere rağmen yanlış ayrıştırmaya devam ediyoruz…
Bir bütünün bozulmasını engelleye-miyoruz…
Ayrıştırmayı bilmiyoruz çünkü…
Pusula bozuk, ölçü yanlış olursa belki bin yıl daha kötülerin Yemen’e kadı olması kaçınılmazdır…
***
Biz diyoruz ki, listelerde PKK’lılar var…
Birileri çıkıp, belgelere rağmen bunları listelerden çıkartıyoruz diyeceklerine, niye yayınlıyorsunuz diyerek konunun etrafında dolaşıyor…
Ve bizleri hedef gösteriyor…
***
Diyoruz ki, sandığa giderek bir oylarını verenler kırk defa düşünsün…
Ve bu ülkenin dağlarında yirmi yaşında hayatını veren şehitleri…
Geride gözü yaşlı, yüreği dağlanan ve hayata küsen annelerini, babalarını, çocuklarını düşünün…
Kırk yıldan beri musalla taşlarında bayraklara sarılı şehit tabutlarını bir kez daha düşünün diyoruz…
Başka da bir şey demiyoruz…
Kimse yanılmasın diyoruz…