Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Büyük kalabalıklar gördükleri ile düşünceleri arasında bağlantı kurma sorunu yaşıyor.
Ve haliyle gerçeğin uzağında geziniyor.
Bilgi eksikliği yüzünden kendilerini yüzeysel değerlendirmeye mahkûm eden büyük kalabalıklar muhasebe fukarası durumuna düşüyor.
Gündemden kopuk yaşayanlar çok önemli olaylar karşısında aradaki uçurumu birkaç televizyon haber bülteni ve bir iki gazete okuyarak kapatmaya çalışıyor...
Oysa insanla kuş arasında bağlantı kuranlar uçağı buldu ve geliştirdi.
***
CIA, KGB, Türkiye üçgeninde bir dönemin karanlık yol hikâyesini yazan dostumuz Ercan Çitlioğlu, “Bu roman, yalnız savaşçıların hikâyesidir...” diyor.
İzm’lerin çarpıştığı, soğuk savaşın yaşandığı bir süreçte aldananların, aldatanların ayıplarına dair uzun bir yol hikâyesi...
Çitlioğlu, bir yandan devrimcilerin, diğer yandan kutlu ışığına kavuşabilmek için çilehanelerde bir lokma bir hırkayla yıllarca tevekkülle bekleyen karakterlerin eylemlerini değil de, söylemlerini psikolojik olarak irdeliyor...
***
İzm’lerin iki yakasında var olmaya çalışanların hangi söylemlerle nasıl kandırıldıkları anlatılıyor...
Nehrin bir yakasındaki devrimcilere diyorlar ki;
- Yerleşik sistemlerin ördükleri ağlara takılıp kalarak içleri boşalmış, kurumuş, unutulmuş devrimcileri düşünün. Zaman içinde karabasana dönüşen devrim hayallerini, bizim gibi nicelerini yutarak kara deliğe dönüşen devrim girişimlerini hatırlayın. Devrim aksiyondur ama altyapısı hazırlanmak ve örgütlülüğü sağlanmak koşuluyla!
***
Ve nehrin öte yakasında ise hidayete ermeye çalışanların zorlu, acılı yol hikâyeleri...
Bir taraf devrim, diğer taraf din ve kapital üçgeninde büyük bir kalabalık çatışmış, çatıştırılmış, aldanmış ve aldatmış...
Gördükleri, yaşadıkları ile yaşananlar arasında bağlantı kuramayanlar bir şeytan üçgenin içindeki kör kuyulara daha çok düşeceğe benziyor...