Bir ülkeyi kaosa sorumsuzluklarımız sürüklüyor.
Hukukun üstünlüğüne inanıyoruz ama süreçlerine saygılı olmuyoruz.
Seçim kanunları açık bir şekilde yazılı.
Buna rağmen hukuki süreçlerin tamamlanmasına tahammül yok.
Adaleti kendi üstünlüğümüz için istiyorsak adil değiliz demektir.
***
Firari saatlerde firari hayallerimizin esiri oldukça bir ülke felaketin eşiğine gelir.
Ve bu durumdan hepimizin kaçınması lazım.
Sokaklara insanları dökerek felaketlere davetiye çıkartmamak gerekir.
***
Dünyanın hemen her yerinde seçim sonuçlarına itirazlar edilir.
Oylar ya yeniden sayılır ya da itirazlar reddedilir.
Batılı ülkelerde ve Amerika’da sayısız örnekleri var.
Ve oyların yeniden sayımını hâkimler yapar.
Her partinin temsilcisi de hazır bulunur.
Yeniden sayım bittiğinde tutanaklara imzalarını atarlar.
Bu yüzden hukuki süreçleri terörize etmenin bir anlamı yok.
***
Seçimlere şaibe düşürmek kimseye fayda sağlamaz.
Bir parti kendi temsilcilerinin ve hâkimlerin imza attığı yeniden oy sayımı tutanaklarına inanmıyorsa, konuşacak, tartışacak bir şey kalmamış demektir.
Milletin duygularını istismar edecek her sözden, davranıştan ve telaştan kaçınmak gerekiyor diye düşünüyoruz.
***
Firari saatlerimizi kollayan öylesine karanlık odaklar var ki...
Bu süreçleri sükûnetle bekleyip görmek lazım.
Birlik ve beraberliğimizi bozacak her hareketten, sözden ve eylemden kaçınmamız...
Ve hukukun verdiği kararlara da tüm tarafların razı olması gerekiyor.