31 Mart yaklaştıkça seçim kavgalarının dozajı da artıyor.
Politik duruşa sahip olanların kavgası hiç bitmeyecek, geç de olsa artık anlayabildik...
“Çamuru at, mutlaka bir yerde izi kalır” stratejisinden vazgeçilmiş değil.
***
Kapitalizmin derin bir eleştirmeni sayılan Rus filozof Çernişevski aklımıza düştü...
Petropavlovsk zindanında küçük kâğıtlara yazarmış notlarını.
Hayatının büyük bir kısmını Sibirya’da sürgünde geçirmiş olan Rus sosyolog Çernişevski, politik duruşunun faturasını ağır ödemiş biri.
***
“Delirmemek için yazıyorum galiba” diyen Çernişevski, zindanda yazdığı küçük notları gardiyan Andrei ile dışarı çıkarttırıyormuş.
Oysa mektuplar yayıncıya gidiyormuş...
Ve o günlerini hatıralarında şöyle anlatıyor:
- 4 ay geçti ve ben
2 cilt bitirdim. Gardiyan Andrei mektup yazdığımı zannediyor. Bilse bir kitabı dışarı taşıdığını kim bilir bana neler yapardı?
***
Günümüz gardiyanları da sosyal medyaya not taşıyor.
Herkes birbiriyle savaşıyor adeta...
Bilgi paylaşımı ise sıfır düzeyinde...
Hukuksuz bir meydan ve isimsiz kalabalıkların siyasi savaşları bitmiyor.
***
Bazı gerçekler matematik yardımıyla açıklanmıyor.
Çünkü her şey rakamlardan ibaret değil.
Ve rakamlar sadece gerçeklerin sonucunu gösteriyor...
***
Analoji fukaralığı yaşanıyor dünyanın hemen her yerinde.
Kendine gelince doğru, başkasına gelince yanlış diyen bir anlayış hâkim oluyor kalabalıklara.
Çifte standart duygusuyla davranma rolü piyasalara hâkim olmuş.
Politik görüş farklılığı bütün gerçekleri perdeliyor.
Herkes hayatın tüm gerçeklerine kendi penceresinden bakıyor.
Ve duygularına, öfkelerine yenik düşüyor.
***
Çifte standart duygusunun zirvelerinde geziniyoruz.
Bir doğru varken, herkes doğrunun bir yerinden kesip başlıyor masal yazmaya.
Masal dinlemek de birçoklarının hoşuna gidiyor.
Ve masal kahramanlarına çocukluğumuzdan beri hayranız.
***
Bayraklaştırmaya düşkünüz.
“Slogan proletaryasına” düşüncesizce teslim olmuş kalabalıklara düşüncelerden bahsetmek büyük bir dert...
Ve sabır istiyor...
***
Çernişevski diyor ki:
- Tarihin yolu çamurlu alanlardan, bataklıklardan, süprüntülüklerden geçer...
Ve devam ediyor:
- Çizmelerini kirletmekten çekinenler, siyasetle uğraşmamalı.
***
36 yıllık gazetecilik hayatımızda çizmesi kirletilmeyen siyasi tanımadık.
Özal için milyar dolarları var diyerek yıllarca yazan, çizen ve söyleyenleri hep merak etmişimdir...
Özal öldüğünde bankada 90 bin dolar parası varmış meğerse...
Ve yıllarca bu iftirayı atan yazar, çizer, gazeteci, siyasetçilerden hiçbiri vicdan muhasebesi yapmadı ve kimse özür dilemedi.
***
Her seçim atmosferinde yığınla yalan piyasaya sürülüyor.
Ve olağanüstü çamur atılıyor.
Herkes kendi gerçeğinden insafsızca iftira ve yalan atmaya devam ediyor.
Politik duruş elbette herkesin hakkıdır ama iftirasız ve yalansız olmak şartıyla...