Mehmet Demirtaş

Mehmet Demirtaş

mehmet.demirtas@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Süper Lig’e 14 yıl aradan sonra dönüp ilk yarıda üst düzey bir performans sergileyen Göztepe, büyük alkış aldı. Türkiye’nin devlerinin arasında hak ettiği yeri alan Göz Göz, son lig maçında Galatasaray deplasmanında aldığı 3-1’lik yenilgiye rağmen tüm otoritelerin övgüsünü kazandı.

Sezon öncesi herkesin aklında, 'Göztepe çıktığı gibi düşer' düşüncesi vardı. Ancak tarih gerçekleri yazar... Göztepe, adıyla şanıyla tarihinde birçok başarılara imza atmış, adından sıkça söz ettirmiş bir kulüp. 22 Kasım 1967’de Atletico Madrid’i deviren, 1968-69 sezonunda Fuar Şehirleri Kupası'nda yarı final ve 1969-70 sezonunda Kupa Galipleri Kupası'nda çeyrek final oynamayı başaran, tarihi başarılarla dolu bir Göztepe'den bahsediyoruz.
Sarı kırmızılılar, bu sezonun ilk yarısında oynanan 17 maç sonunda 30 puanla 6. sırada yer alıyor. Devre arasında yapılması planlanan nokta takviyelerle Göztepe neden Avrupa’ya gitmesin?

Şimdi sıra taraftarda...
Göztepe'yi kalpten seven ve her koşulda en içten duygularıyla destekleyen o büyük taraftar, Play Off final maçında alınan seyircisiz oynama cezası yüzünden, Süper Lig'in ilk iki haftasında takımlarını yalnız bırakmak zorunda kaldı. Her şeyden öte, Göztepe’ye olan sevdalarını sadece İzmir değil tüm Türkiye gördü.
O muhteşem taraftar, takımları yense de yenilse de her maç sonrası 'İsyan Marşı'nı hep bir ağızdan haykırdı.
Ve o muhteşem taraftara diyorum ki, bu kadar güzel bir tablo varken çirkin ve kötü tezahüratlarla kulübünüze ceza verilmesine neden olmaktan, takımınızı bu zorlu yarışta yalnız bırakmaktan vazgeçmelisiniz. Bu takımın sizlere ihtiyacı var. Daha dikkatli olmalısınız...
Gün; kenetlenme, daha çok birlik, daha çok dirlik zamanıdır.
Germeyelim, gerilmeyelim...

Kriz, hayatta her an karşımıza çıkıp başımıza bin bir çorap örmeyi kendine vazife edinmiş, adı büyük kendisi ise sinek kadar küçük bir beladır. Ancak, o boşluk ve hoşlukların ardında, ellerini ovuşturup bekleyen kriz, küçük olsa da mide bulandırmaktadır.
Sadece boş alan bulduğunda piyasaya çıkan, kargaşayı daha da artırmak için çırpınıp duran bu kriz belasına, okkalı bir Osmanlı tokadı atmanın tam zamanıdır.
Ancak haksızlık da etmeyelim.
İyi yönetildiğinde olumlu sonuçlar da doğuran önemli bir olgudur kriz.
Öyleyse onu iyi yönetelim...
Ne istiyoruz?
Kafeste bir başrol oyuncusu olmayı mı?
Yoksa...
İsimsiz de olsa cephede savaşan bir kahraman olmayı mı?
Kararınızı verin ve uygulayın.
İşte bu karardır son darbeyi vuracak olan.
Ya kendi kendimize ya da rakiplerinize...
Thomas Edison’un dediği gibi: "Yapabileceğimiz şeyleri yapmaya başlarsak kendimizi hayretler içinde bırakacak sonuçlar alırız."

Yapabiliriz...
Başarmak istediğimiz her sonuca ulaşabiliriz.
Ulaşacağız, ulaşmalıyız, ulaşmaya mecburuz.
Büyük düşün Göztepe taraftarı...