Altınordu; futbola farklı bakışı, gençlere verdiği değer ve Başkanı Seyit Mehmet Özkan’la adından sıklıkla söz ettiren bir kulüp... 21 yaş ortalamasıyla iki farklı ligde üst üste şampiyon olarak TFF 1. Lig’e yükseldi. Takımda yabancı oyuncu yok... Birçok konuda Süper Lig kulüplerine örnek gösteriliyor.
***
A takımı, TFF’den gelen katılım payı, iddaa’dan gelen para ve sattığı oyunculardan elde ettiği gelirle kendi ayakları üzerinde duruyor. En önemlisi borçlanmıyor... Kırmızı lacivertliler, Türkiye’nin rol modeli...
***
Ve... Türkiye Futbol Federasyonu, Altınordu’nun farkına vardı. Başkan Yıldırım Demirören, geçen hafta yönetimiyle birlikte, kulübün Torbalı’daki Metin Oktay Yerleşkesi’ni ziyaret etti, Yönetim Kurulu toplantısını burada yaptı. TFF heyeti, tesisleri inceledi; çim zeminler, özel eğitim sahaları, tarım alanı ve birçok evcil hayvanın yer aldığı örnek besi alanı hakkında detaylı olarak bilgi aldı. Genç futbolcularla tanışan Demirören ve Yönetim Kurulu üyeleri, teknik heyet ve sağlık ekibiyle de bir araya geldi.
***
Altınordu’nun, Türkiye’de futbolcu yetiştirme ve tesisleşme açısından iyi bir örnek olduğunu, bu tür kulüplerin artmasını dilediğini belirten Demirören, Kulübün ve Başkan Özkan’ın sonuna kadar arkasında olduklarını kaydetti. Demirören, “Hepimizin temennisi, yabancı oyuncuların yerine, Altınordu gibi kulüplerden yetişen oyuncuların o formaları giymesi” dedi, bu konuda Altınordu’nun çok önemli bir misyon üstlendiğine vurgu yaptı.
Evet, Sayın Yıldırım Demirören çok haklı... İzmir ve Türk futbolu için Altınordu bir model... Bu ziyaret sadece Altınordu için değil, İzmir ve Türk futbolu için büyük önem taşıyor. İnanıyorum, altyapının ve tesisleşmenin sağladığı fayda, çok daha fazla önem taşıyacak ve planlamalar bu yönde yapılacak. Altınordu’ya, bizlere bu gururu yaşattığı için minnetarız...
***
İnsanları diğer canlılardan ayıran en belirgin özellik, düşünebilmeleri... Ama mantıklı düşünmek daha önemli... İnsanoğlu, bazen karşılaştığı olaylar karşısında çaresiz kalır. Sadece sessizce düşünmek ister. Ben de şu an düşünüyorum, İzmir futbolu için heyecanlanıyorum.
Her ülkede futbol ayrıdır. Brezilya’da aşk, İngiltere’de saygı, İspanya’da sevgidir futbol. Türkiye’de ise futbolun karşılığı tamamen holiganlık. Neden futbolda kazanmayı, eğlenceden üstün tutuyoruz? Çünkü, çoğu zaman bunun bir oyun olduğunu unutuyoruz...
Güzel günlere doğru
İzmir futbolunda bu yıl Göztepe’nin Süper Lig’e yükselmesiyle birlikte bir hareketlilik yaşanıyor.
Sarı kırmızılı taraftarların takımlarına olan sevgisi, tüm Türkiye’nin sempatisini kazandı, kazanmaya da devam ediyor.
Bunun en güzel örneğini, son Bursaspor deplasmanında, karşılaşma sonrası gözlemledik.
Maç sonunda Göztepeli taraftarların seslendirdiği İsyan Marşı’nı, Bursalı taraftarlar stadı boşaltmadan, yerlerine oturup büyük beğeniyle izledi ve takdir etti.
Tribün tarihine geçecek bir başka hareket de, İzmir derbisinde yaşandı.
İzmir’in iki köklü kulübü Karşıyaka ile Altay karşı karşıya geldi.
Statta iki kulubün taraftarları arasında centilmenlik rüzgârı esti.
Altay ile Karşıyaka gönüllüleri, karşılıklı olarak İzmir Marşı’nı söyledi.
Gururlanmamak elde değil... Özlemişiz böyle güzel görüntüleri.
“Hayat bizi yere serebilir. Fakat ayağa kalkıp kalkmamak bize kalmış...”
İşte bu bağlamda, İzmir futbolda ayağa kalkıyor. Bir de Göztepe, Karşıyaka ve Altay kulüplerimiz statlarına kavuştuğunda, çok daha güzel günlerin bizleri beklediğine tanık olacağız...