Futbol saha içindeki hırsın ve agresifliğin saha dışına da zaman zaman yansıdığı, hatta aşırıya kaçıldığı anlara sahne olabilen, keyif ve tutku dolu bir spor faaliyetidir.
Hırs, tutku, istek ve agresiflik bu sporun doğasında vardır. Ve bu agresifliği sadece taraftarlar ya da futbolcularda göremezsiniz. Bazen teknik adamlarda da, hırsından agresifliğin zirvesine ulaşan, kazanma tutkusunu bağıra çağıra ortaya döken isimlere rastlarsınız.
***
Türk futbolunun fenomen teknik direktörlerinden birisi olan Yılmaz Vural, çalıştırdığı her takımda takımın kazanması adına saha kenarında adeta çılgına dönen bir teknik adamdır.
Göztepe’de Okan Buruk’un yerine göreve gelen Yılmaz Vural’ın hocalığını ve kişiliğini artık ülkemizde herkes iyi biliyor. Yılmaz Hoca’yı yıllardan beri izliyoruz. Çok sayıda takım çalıştırdığını ve bazılarından haksız ve sevimsiz bir şekilde ayrıldığını da biliyoruz. Öncelikle belirtelim ki, Yılmaz Hoca, Almanya’da eğitimini tamamlamış, birikimi ve bilgisiyle takdir edilecek seviyede bir çalıştırıcıdır.
Milli maçlar nedeniyle liglere verilen ara, takımlar için çok önemliydi. Göztepe yönetimi, Okan Buruk’tan boşalan koltuğu kısa sürede Yılmaz Hoca’yla doldurdu, iyi de yaptı.
***
Şampiyonluk parolasıyla yola çıkan Altay, ilk yarıda inişli çıkışlı performans gösterirken, son maçlardaki başarılı performansıyla liderle puan farkını 4’e indirmeyi başardı.
İlk 3 maçtan 7 puan çıkartan Teknik Direktör Serdar Sabuncu’yla yollarını erken ayıran siyah beyazlılar, göreve getirilen yardımcı antrenör Özgür Doğramacı’nın 3 karşılaşmadan 1 puan almasının ardından bu kez Ümit Turmuş siyah beyazlı takımın dümenine geçti. Ancak, Turmuş’un da serüveni kısa sürdü. Altay’da 28 gün çalışan Ümit Turmuş, 5 maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak toplam 5 puanla Altay macerasını noktaladı.
***
Turmuş’un yerine Altay’ın başına gelen Cüneyt Hoca, “Altay’ı doğaçlama futbol oynamak yerine kalesini iyi savunan ve çabuk hücuma çıkan bir takım haline getireceğim.
Gece gündüz çalışarak, aynı istikrarla ve istediğimiz sonuçlarla zirveyi yakalamak istiyoruz.
Tek hedef, 2. Lig’e yükselmek” diye hedef koydu ve hedefine emin adımlarla yürümeye devam ediyor.
Cüneyt Hoca takımın başına geçtiği 19 maçta yenilgi yüzü görmeyerek farkını ortaya koydu. Tebrikler hocam.
***
Göztepe’ye ne oldu? Sezonun ilk devresinde fırtına gibi esen takıma ne oldu?
Eskişehirspor-Göztepe maçını izlerken sarı-kırmızılı takımın tecrübeli isimlerinin sahada nasıl döküldüklerini gördüm.
***
Eskişehirspor’da 35 yaşındaki Hürriyet sahada basmadık yer bırakmazken, Göztepeli oyuncuların şampiyonluktan nasıl koptuğunu görmek beni çok üzdü. Geçen hafta da yazdım. Göztepe için hala şans var. Ancak bu futbolla, bu inançsızlıkla bırakın şampiyonluk Play Off bile zor gelir.
Tabii burada Eskişehirspor tribünlerinin de hakkını vermek gerek. Eskişehirspor taraftarı yeni bir rekora da imza attı. Daha önce Adana Demirspor’un 21.078 kişilik taraftar rekoru kırdığı TFF 1. Ligde Eskişehirspor 25.000 taraftarla TFF 1. Lig taraftar rekorunu egale etti. Şimdi tamam. Eskişehirspor karşısında, sahada ne yaptığını bilmeyen futbolculara karşın, tribünde bulunan Göztepe taraftarı en büyük alkışı aldı ancak insan kendine sormadan yapamıyor. Biz 6500 kişilik Bornova Stadını neden dolduramıyoruz?
***
Geçen hafta Okan Hoca’nın gitmemesi için direnen topçuların inançsızlığı ve gösterdikleri performans kabul edilemez.
Türk futbol camiasının ünlü isimleri, İzmir’de bir kafede bir araya gelip sohbet etmişler, sorunları tartışmışlar. İşte burada Erman Toroğlu’ndan hakemlerle ilgili olarak bomba gibi bir teşhis ve eleştiri gelmiş.
***
“Para hakemleri bozdu” demiş Toroğlu...
Malum, hakem hataları daha önce hiç yaşanmadığı şekilde yükselişe geçti. Her hafta, “Göz göre göre bu da olur mu?”, “Verilen kararlar saç baş yolduruyor” türünden birçok eleştiri geliyor.
***
FIFA kokartlı eski futbol hakemi ve spor yorumcusu Erman Toroğlu’nun kafe sohbetindeki sözleri, Türkiye Futbol Federasyonu’na da ders olacak nitelikte...
“Hiç parası olmayan adama bir anda para verirsen şaşırır. Hakemlere eğitim meğitim verelim diyorlar. Hakemlik eğitimle olmaz, hakemlik kişilikle olur. Birincisi, kişilikli adam bulacaksın, ikincisi her hakem ‘Bu benim son maçım’ diyerek sahaya çıkacak. Türkiye’deki hakemlerde güven yok...”
***
Manisaspor Kulübü Başkanı Abdullah Mergen, geçen hafta, Bandırmaspor maçından çok umutlu olduğunu belirtmişti. Yapılan eleştirilere ‘Hiçbir şey için geç değil. Önümüzde 12 final maçı var” diyen Mergen, “Bandırmaspor maçı bizim için dönüm noktası. Biz daha bitti demedik” vurgusunu yapmıştı.
Gerçekten de öyle oldu... Siyah beyazlılar, iki haftalık aranın ardından yeniden 3 puana kavuştu. 5 gollü Ümraniyespor ve Eskişehirspor galibiyetlerinin ardından iki hafta kayıpları oynayan Tarzan, düşme potasındaki savaşta Bandırmaspor’u gole boğdu. İsmail Haktan Odabaşı’nın ‘hat-trick’ yaptığı maçta rakibini 6-2 yenen Manisaspor, 23 puanla 12. sıraya yükseldi ve ateş hattından uzaklaştı.
Üç maçta 16 gol
Ligin ilk yarısında 17 maçta 16 gol atan Manisaspor, 2. devrede oynadığı, Ümraniyespor, Eskişehirspor ve Bandırmaspor maçlarında 16 gol attı. Yapılan transferlerin takıma kısa sürede uyumu ve oynanan heyecan verici futbolla Manisaspor ışıldamaya başladı. Tarzan, İzmir’de 1-0 yenildiği Göztepe önünde de fena futbol oynamamıştı. Siyah beyazlılar, en son 2008-2009 sezonunda Giresunspor’u 6-1’lik skorla yenmişti. Manisaspor, son Bandırmaspor galibiyetiyle Giresun maçındaki 6 gol keyfini yeniden yaşadı
İzmir’de Süper Lig’de bir takımın olmamasının yanı sıra, stat konusunda da büyük sorunlar yaşanıyordu.
Türkiye’yi yıllardır yöneten AK Parti hükümetlerinin spor bakanları, futbol kulüplerinin yanında oldu. Farklı iller için stat projeleri hazırladılar ve bitirdiler. Projeler, İzmir için de yola çıktı. Türkiye, her şeyin devletten beklendiği bir ülke konumunda. Bu nedenle gerek yerel yöneticilerin, gerek kulüp başkanlarının, gerekse de sivil toplum kuruluşlarının stat konusunda ellerini taşın altına daha fazla koyması gerekiyor.
Örnek güç birliği
Göztepe ile Karşıyaka kulüplerinin başkanları, geçen gün stat için güç birliği yaptı. Bu birliktelik, kentin iki yakasındaki statların başlaması içindi. İki başkan Mutlu Altuğ ile Mehmet Sepil, müjdeli haberler verdi. Statlar yapılacak. TOKİ, jet hızıyla Karşıyaka ile Göztepe’nin statlarını bitirecek.
Tabii bu organizasyonda, ben başrolü Göztepe Başkanı Mehmet Sepil’e veriyorum. Sepil, geçen sezon Karşıyaka’nın Barcelona’yla oynadığı basketbol maçında ezeli rakiplerine destek vererek tabuları yıkmayı başarmıştı. O günden sonra da rekabet sürdü, ancak işbirlikleri iki kulübe büyük katkı sağladı. Kim düşünebilirdi ki, bu iki güzide kulübümüzün
Göztepe 90. dakikaya 2-0 yenik girdiği deplasmanda Şanlıurfaspor’la 2-2 berabere kaldı. Göztepeliler sevinsin mi, üzülsün mü bilemedim. Göztepe’nin son 3 maçında da son dakikalarda inanılmaz şeyler oluyor. Altınordu ile oynadıkları maçta son dakikada rakiplerinin son atağında top direkten dönerken, tribünlerin gözlerini kapattığı anda ‘Çaat’ diye bir ses çıkmıştı. Bir hafta sonra Balıkesir maçında bu sefer top ağlarla buluşmuştu.
Göztepe’nin elinde büyük avantaj var. Bugün Göztepeliler birlik olup, takımlarına sahip çıkmalı. Madem 90’da 2 golle geriye dönüş oldu, bu fırsat iyi değerlendirilmeli. Bu iş, sadece sevgili Başkan Mehmet Sepil’in elini taşın altına sokmasıyla, futbolcular, teknik kadronun performansıyla olmaz. Büyük Göztepe camiası artık kenetlenmeli. Göztepe’de parola sen-ben yok Göztepe var’’ olmalı. Şampiyonluğa oynayan takımın taraftarı olarak 6500 kişilik Bornova Stadı’nı artık doldurun..
Beyaz Atiba’nın farkında mısınız?
Altay’ın genç savunma oyuncusu Atakan Çankaya büyük yetenek. Atakan geleceğin yıldızı ama bizim İzmir spor medyası bu yeteneği göremezken, Beşiktaşlı eski yönetici Sinan Vardar her konuşmasında Atakan Çankaya’ya dikkat çekerek bu