Mehmet Demirtaş

Göztepe maça oldukça istekli ve hızlı başladı. Nitekim sarı kırmızılılar, altı dakikada üç pozisyon buldu. Ancak, 7. dakikada gelen Talisca’nın golü, Göztepe’nin hızını kesti. İlk yarıda oyunun geneline baktığımız zaman Beşiktaş, goller dışında organize olamadı.

***

İkinci yarıda da Göztepe, beraberlik için yüklenirken dönen topta ikinci golü yedi. Beşiktaş bu golle rahatladı, maçın ilk yarısındaki performansına göre daha etkili oynamaya başladı. Ne yazık ki siyah beyazlı ekip, üçüncü golü de bulmakta gecikmedi.

***

Göztepe, Jahovic ve Oscar Scarione’nin yokluğunu oldukça hissetti. Nabil Ghilas ve Yoan Gouffran, rakip stoperlerin arasında kaldı. Özellikle Gouffran bu haftaya kadar süre aldığı en doğru oyununu oynadı. Zamanla çok daha iyi olacağının sinyallerini verdi.

Tamer Hoca, Göztepe’ye geldiği günden bu yana güzel işler yaptı. Ancak, Beşiktaş karşısında deneyimsizliğinin kurbanı oldu.

Maçın hakemi Hüseyin Göçek, inanılmaz derecede koştu, bütün pozisyonlara yakındı. Ancak kritik kararlarda her iki takım lehine ve aleyhine hatalar yaptı.

İki iyi takımın mücadelesinden kazançlı çıkan, Beşiktaş oldu. Göztepe, kolay gol yeme geleneğini bu maçta da sürdürdü. Kaliteli bir takım olan sarı kı

Tüm Türkiye, Karşıyaka’nın basketboldaki şampiyonluğunu konuşuyordu.
Karşıyaka sokakları büyük başarıyı günlerce çılgınca kutlarken şu söyleniyordu; “Basketbol takımı zirvede, futbol takımının 1. Lig’de olması Karşıyaka’ya yakışmıyor. Hedefler büyümeli, karşıya hak ettiği Süper Lig’e yükselmeli”...

Tam tamına 863 gün sonra bu yazıyı kaleme alıyorum. Maalesef o günler geride kaldı. Rüya gibi günlerin yerini, kabus gibi günler aldı.

***

Öncelikle şunu belirteyim. Karşıyaka büyük bir kulüptür. Elbette bugünleri atlatacaktır. Ama, güzel günleri hak eden, büyük taraftara sahip olan Karşıyaka’nın bugünkü durumuna üzülmemek mümkün mü?

Bakın kulübün borçları var. Geçtiğimiz günlerde Karşıyakalı eski bir futbolcunun menajerini gördüm. “Arkası gelecek” dedi. Maalesef borçlular sırada ve ardı ardına hacizler kapıya dayanacak ve puan silinmeler yaşanacak.

Kaf Kaf nasıl bu hale düştü. İbretlik bir öykü gerçekten! Menajerlerin kuklası olmuş yöneticiler. Modası geçmiş, 30 yaş üstü oyunculara verilen milyon dolarlar ve ardı ardına gelen başarısız sonuçların ardından kaçan camianın önde gelen insanları.

Hani nerede o eski başkanlar, nerede o futbol şube sorumluları. Geçtiğimiz sezon bir ara kurtarıcı d

Türkiye’de futbol ilk defa 1877’de Alsancak ve Konak çevresinde yaşayan Levanten aileler arasında oynanmış. İzmir, gerek Türk gerekse dünya futbolu için önemli anlamlar taşıyor. Bu, dünya futbolu için önemli. Zira, 1980-81’de 1. Lig’e çıkma mücadelesinde Karşıyaka-Göztepe derbisini 67 bin 696’sı biletli, toplam 80 bin seyirci izlemiş. Bu rekor, 2. Lig düzeyinde dünyada henüz kırılamadı. Türkiye açısından ise İzmir o kadar çok ilki barındırıyor ki... Türkiye’de futbolun ilk kez oynandığı şehir, İzmir.

Geçen sezona kadar büyük potansiyele rağmen futboldaki başarısızlıklar tüm İzmirlileri üzüyordu. Ta ki Göztepe Süper Lig’e çıkana kadar. Efsane Göztepe, Süper Lig’e muhteşem bir dönüş yaptı. İzmir’le Ege Futbolu şaha kalktı.

***

Ancak, statsız ve tesissiz kulüpler bir yere kadar başarılı olabilirler. Yıllardır İzmir’in kanayan yarası olan stat problemi, geçen yıl İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın ortaklaşa girişimiyle yapılan Bornova Stadı’yla biraz olsun çözüldü. Şu an Göztepe ve Altınordu kulüplerimiz bu statta başarılara imza atıyor. Tek bir stat İzmir’e yeter mi? Elbette yetmez...

***

Tam da bu noktada devreye tekrar Aziz

Göztepe, 14 yıl aradan sonra yeniden olması gerektiği yere, Süper Lig’e geri döndü. Hem de ne dönüş. Futbolseverler, muhteşem taraftarıyla, futbol kültürüyle ve oynadığı pozitif futbolla Efsane Göztepe’yi yeniden yaşıyorlar. Sarı kırmızılı ekip göstermiş olduğu başarılarla tüm Türkiye’nin sempatisini kazanıyor.

***

Göztepe, Süper Lig’e her geçen gün biraz daha adapte olduğunu gösteriyor. Oyunun başından itibaren hem topla daha fazla oynayan hem de pozisyonlar bulan taraf Göztepe’ydi. Ne var ki futbolun cilvesine bir kez daha tanıklık ettik. Süper Lig’in en iyi kalecisi olarak gösterilen Beto, kasık problemiyle ikinci yarıya çıkamadı, kaleyi Günay’a bıraktı.

Maçın kaderinin değişeceğinin farkına vardık. Hakkını teslim etmeliyim. Eskişehir finalinde müthiş kurtarışlarıyla Süper Lig biletinin alınmasında büyük katkısı var. Ancak, maalesef Günay kalede hiç güven vermiyor. Göztepe’nin Günay’la çıktığı maçların karneside ortada zaten. Attığı kadar gol de görüyor kalesinde Göztepe.

***

Selçuk, fazlaca pas hatası yaparken orta sahada Castro ve Scarione topu ileri taşımakta üzerine düşeni yapmakta zorlandılar. Rotman ise elinden geleni yaptı. İleride Tayfur ise hareketliydi. 2. golün adeta

Karşıyaka’nın bugünlerini görselerdi nasıl da kahrolurdu koca çınarın ölümsüzleri...

Aslında çok zor yazmak ama Karşıyaka her geçen eski günlerini arıyor.

Ey İzmir’in karşı yakasının sakinleri, içinize siniyor mu bu gidişat?

***

Bugün Türkiye’nin Karşıyakası borç batağında. Bundan bir kaç yıl önce transferde milyonları havaya saçan kulüp gitti, yerine para sıkıntısıyla, borçlarla boğuşan bir kulüp geldi.

Hani çok değil, daha iki yıl önce Erdal Acar Karşıyaka’da devlet başkanı gibi karşılanmıştı. Altı ay sonra ayrılırken de, “Karşıyaka’ya tam 22 milyon lira verdim” demişti.

Şimdi kulüp 1 liraya muhtaç. Bunu ben değil, zor günde kulübü sahiplenmeye çalışan Başkan Mutlu Altuğ söylüyor. KSK Başkanı diyor ki, “Kulübün kapısına 1 yıl kepenk vursak, hiçbir şey yapmasak faiz yükü nedeniyle borcumuz 15 milyon TL daha artacak!”

***

Atalarımız ne demiş. “Ağaç yaş iken eğilir”

Küçük yaşta ne verirsen elinle o gelir seninle.

Küçük yaştan başlamak derler, başlatmak derler. Eğiticisi hocası iyi olursa, hedefe mutlaka ulaşılır. Dünyadaki bütün ünlü sporcular, jimnastikçiler, tenisçiler, basketbolcular, futbolcular ve birçok sanatçı grubu dünya çapında başarı elde ediyorlarsa, bunda öncelikle küçük yaşta başarılı eğitim veren hocaları, antrenörleri, koçlarının büyük payları vardır.

***

Bu konuda en büyük örnek Altınordu. Altınordu Kulübü son yıllarda bizlere bunu yaşatıyor ve yaşatmaya devam ediyor. İyi bir yönetim, tesisler, teknik ekip ve iyi sporcu kadrosu, başarının temel unsurlarıdır. Başarının sürekli olmasında bunların yanı sıra, tesis ve altyapının da yeterli organizasyonuna bağlı olduğu kaçınılmazdır.

Tesadüfen bir araya gelmiş bir yönetim, teknik ekip ve sporcuların sağladığı başarılar da tesadüftür ve uzun ömürlü değildir.

Türk Futbolunda altyapının önemi yavaş yavaş kavranmaya başlandı. Özellikle Seyit Mehmet Özkan önderliğindeki Altınordu’nun göstermiş olduğu başarılar göz önünde tüm çıplaklığıyla duruyor.

Sağlıklı nesilller yetiştirmek için spora büyük önem verdiklerini her zaman dillendiren Bornova Belediye

Sezon başında yazılarımda belirtmiştim. Bu yıl TFF 2. Lig, ‘Şampiyonlar Ligi’ gibi kırmızı ve beyaz grup olmak üzere, iki grupta İzmirimizi temsil eden dört takımımız var.

Kırmızı Grup’ta, Menemen Belediyespor ile Bucaspor, Beyaz Grup’ta ise Altay ve Karşıyaka...

Doğru yönetim, doğru teknik kadro ve oyuncu yapısının bir başka örneği de elbette Altay ve Menemen Belediyespor’la canlanıyor. Altay, genç Başkan Özgür Ekmekçioğlu’nun kulübün başına geçmesiyle, adeta “Kabus geri döndü” dedirtmeye devam ediyor.

Siyah beyazlılar geçtiğimiz yıl TFF 3. Lig’den 2. Lig’e yükseldi, eski şaşaalı günlerine dönmeye başladı.

Sezona hızlı start veren Altay, altı haftada 13 puan topladı, üçüncü sıraya yerleşti.

Ekmekçioğlu’nun bir sözü vardı.

“Altay’ın yeri, Süper Lig” adım adım oraya çıkacağız.

Evet Büyük Altay adım adım hedefine doğru yürüyor. Aman nazar değmesin.

Helal olsun Göztepe’ye... Süper Lig fikstürü çekildiğinde herkes endişeli ve karamsardı. Bu Göztepe, çıktığı gibi düşer gözüyle bakılıyordu. İlk hafta Fenerbahçe, ikinci hafta Kayseri, üçüncü hafta Trabzonspor, dördüncü hafta Osmanlı, beşinci hafta Gençlerbirliği ve altıncı hafta da Sivasspor ile karşılaştı.

Altı maçta, 13 puanla 3’üncü sıraya yerleşen sarı kırmızılılar, gözünü zirveye dikti. Dile kolay, Türk futbolunun 92 yıllık çınarı Göztepe, Süper Lig’de en son 2002-2003 sezonunda yer almış ve o sezon lige veda etmişti. Talihsizliklerin ardı arkası kesilmemiş, sırasıyla 2003-2004’te TFF 1.Lig’e, ardından 2004-2005’te 2. Lig’e, son olarak da 2006-2007 sezonunda profesyonel liglere veda edip tarihinde ilk kez Amatör’e düşmüştü.

Süper Lig’de Ege’den sadece, yıllardır gurur kaynağı olan Akhisar Belediyespor vardı. İzmir’in ise temsilcisi yoktu. Oysa, Türk futbolunda geçmiş dönemlerde gerek ulusal, gerekse uluslararası bazda büyük başarılara imza atan ve birçok ilkleri başaran İzmir takımları, adeta alt liglerde sürünür hale geldi.
Nihayet efsane Göztepe, müthiş taraftarıyla tekrar Süper Lig’e döndü. Elbette sarı kırmızılıların bugünkü başarısında başta Başkan