İngiltere karşısında aldığımız 8-0’lık yenilgilerin sonuncusu 1987, 14 Eylül’de... O zaman Emre 7, Nihat 8 yaşındaydı. Bugün takımımızın en tecrübeli oyuncularından biri ve kaptanı olan Hakan Şükür ise 16’sındaydı... Milli Takım formasını 5 sene sonra giyebilecekti... Bülent ve Tugay 3, Rüştü 7, Alpay ise tam 8 sene sonra... İlhan, Tayfur, Ümit Davala ve Yıldıray, Almanya’da üçüncü kuşak gurbetçi kitlesi içinde gelecek arıyorlardı. Diğerleri ise Türkiye’de...
Oğuz Çetin bu yenilgiden 5 ay sonra ilk kez A milli olmuştu. Ünal Karaman milli takım formasını giyiyordu o dönem. Tesadüf bu ya, 1985’de İngiltere’ye 5-0 yenildiğimiz bir maçta ilk kez Ay - Yıldızlı formayı sırtına geçirmişti. Aynı maçta Raşit Çetiner ise son kez milli formayı sırtından çıkarmıştı. 85’deki 8-0’lık maçta da 90 dakika oynamıştı bugünün başarılı Ümit Milli Takım hocası. Yine bir tesadüf, Denizli’yle Avrupa sahnesinde parlayan Rıza Çalımbay, 81 yılında başlayan A Milli Takım kariyerini, 92 yılında 4-0 kaybettiğimiz bir İngiltere maçıyla noktalamıştı....
Dünya üçüncüsü Şenol Güneş futbolu 1 sene önce bırakmıştı. Fatih Terim ise 3 sene önce. 6-0 kaybedilen bir Macaristan maçıyla... Galibiyet ve tarihi bir zaferin tekrarı için tribünleri doldurmuş seyirci çileden çıkmış, oyuncuları protesto etmiş, bağırıyordu: "Turgay sahaya, Metin, Lefter sahaya" Bağırıyorduk demeli aslında. Ben de oradaydım. Hepsi bugün gibi hafızamda.
Geçmişi arıyorduk. Bize anlatılan Berlin Zaferi’ni, Macar zaferini. Tarihte kalmış tekil başarıları...
Ama bilmediğimiz, bilemeyeceğimiz bir şey vardı. O gün futbolcu performanslarını yuhaladığımız, hatta dalga geçtiğimiz oyuncuların, teknik direktörlük başarıları ile Türkiye’yi tüm zamanların en hızlı ilerleme kaydeden takımlarından biri yapacağını bilemezdik. O gün henüz birer küçük çocuk olanların, dünyanın tepesine yükselişlerine kılavuzluk edeceklerini de...
Bu müthiş ilerlemeyi açıklayabilmek için bir dolu sebep sıralanabilir. Derwall, Piontek, Şenes Erzik gibi futbol adamları, değişen futbol felsefesi, çim sahalar vs. Ama en başta yukarıda saydığımız ve sayamadığımız bireyleriyle bugün teknik adamlığa yükselen o jenerasyonlara da çok şey borçluyuz. Zamanında yaşadığımız hezimetlerin ne kadar başrolündelerse, bugün gelinen seviyenin de temel faktörü onlar. Yarattıkları oyuncu zenginliği inanılmaz. Misal, Dünya üçüncüsü olurken forma bulamayan Nihat’ın bugün Manchester United’ın transfer listesinde 1 numaraya oturuşu var önümüzde. Yarattıkları futbol mantalitesinin olgunluğu da öyle. İngilitere karşısına çıkmamıza 24 saat kala hala 3-5-2 mi, 4-4-2 mi oyacağımızı bilmiyoruz. Ve önemlisi bu konuda endişelenmiyoruz da. Bugün İngiltere 3-5-2 oynamaya karar verse hazırlanmaları için 10 yıl gerekir.
Bize bunu yaşatanlara bir teşekkür borçluyuz. O ağır hezimetlerini yaşayan bir jenerasyon olarak tarihle, geçmişle yüzleşip hataları yakaladılar ve yeni bir Türkiye kurdular. Emeği geçenlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Yarın kaybetsek de yine kazanmış olacağız. Bunu biliyorum.
SPOR
BARIŞ ÇAĞRISI
At yarışları
Avrupa Ligleri
Kaf Sin fark: 99-70
2. LİG puan durumu
Memo kazandı
Filede Güneş tutuldu: 2-3
BAYRAM EDEMEDİ!
YILDIRIM KALDI
Haydi Felipe!
Aybaba’nın karnesi orta
ÇiRKiN iTTiFAK
Komşu’dan çağrı var
Haber turu...
Tarihle yüzleşme