Tarihi yaşarken olayların önemini keşfetmek zordur. Ekmek derdiniz, aşk sıkıntınız, sınavınız, özetle kendi hayatınız vardır. Üstüne önemli gibi görünen aktualite vardır. Halbuki o sırada acayip bir olay olmaktadır. Sıkça dendiği gibi tarih yazılmaktadır. Ama siz bir döner bakarsınız sadece. Asla 50 yıl sonra görüleceği hacimde görmezsiniz o müthiş olayı...
İspanya muhabirimiz Mehmet Çiftçi, Joan Laporta'nın Rüştü'yle imzaladığı protokolü bizzat görmüş. Zaten Rüştü de bu transferi haftalar öncesinden duyurmuştu. Yani Türk futbol tarihinin açık ara en başarılı kalecisi Rüştü Reçber büyük ihtimalle Avrupa'ya gidiyor. Hem de o meşhur cümledeki asıl Avrupa'ya... Bilirsiniz, Türk futbolcusunun dilinde bitmiş tüydür, "Hedefim Avrupa'da büyük hedefleri olan bir takımda oynamak ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmek..." İşte bu bahsi geçen Avrupa, aslında bu Avrupa'dır. Real, Manchester, Milan ve Barça. Zirve dardır ve oraya sığan kulüp bu kadardır... Nihat'ın Donostia'da, Emre'nin Milano'da yaptıkları övülesidir ama Barça'ya imza atmak... Hem de kaleci gibi tek seçimlik bir mevki için, ilk 11 oyuncusu ibaresiyle imza atmak, bu tahayyül ötesidir. Çünkü o cümledeki asıl rüya Barcelona'dır.
Franco Katalanları her alanda boğarken, Barça da bundan payını alırken büyüdü onlar. Di Stefano'yu devlet Barça'nın elinden alıp Real'e verdiğinde Katalan halkı ayağa kalktı ve sadece kendi alınterleriyle dünyanın en önemli spor mabedini inşaa etti. Bugün bu mabedin 108 bin seri nolu sezonluk bileti Papa'nındır. Dali (toprağı bol olsun) Barça'nın 106 bin üyesinden biri olarak hayata gözlerini yummuştur. Bu isimler saymakla bitmez ya....
Barça, Katalan milliyetçiliğinin sembolüdür ama kurucusu bir İsviçrelidir ve bu durum onların enternasyonal kimliğini kuvvetlendirir. Belki bu sayede onlar yabancı oyuncuları hep bünyelerinde bulundurmuş, hedeflerine ortak etmeyi bilmiştir. Bu bilinç, Johan Cruyff'a, oğluna, kentin 'Aziz'i Jordi'nin adını koydurtacak kadar etkileyicidir.
Bununla da bitmez, güçlüdür Barça... Katalanların dediği gibi "İspanya'da başbakanı Katalunya valisi, valiyi de Barça başkanı belirler." Bugün UEFA dışında kazanmadığı kupa kalmayan Barça, büyüyen İspanya ekonomisindeki 10 büyük şirketten biridir. Bütçesi UEFA kriterlerine uygun, denk, 200 milyon dolardır.
Bu yüzden geçen pazar yapılan başkanlık seçimini 35 ülkeden 700 gazeteci izledi. Ve asıl önemlisi Juan Laporta, Katalanlar'ın "Mas que un club" (bir kulüpten ötesi) diye tanımladıkları bu dev organizasyonun başına "Barça'yı dünya futbolunda asıl hak ettiği yere ulaştırmak ve büyütmek" vaadiyle geçti. Yiğiter Uluğ'un yorumuyla "Bu 50'lilerde Di Stefano transferine Nou Camp'ı inşaa ederek karşılık veren Katalunya'nın Real'e karşı yeni bir hamlesi olabilir."
Ve bu hamlede Rüştü Reçber'in de adı var.
Yolun açık olsun Rüştü... - İnşallah - İmzayı atacağın tarih, hiç unutulmayacak...
SPOR
RÜŞTÜ'NÜN YERİNİ DOLDURAMAM
At yarışları
Avrupa Ligleri
Potada skandal
2. LİG puan durumu
EN BÜYÜK SPURS
Nihayet kazandık
OSCAR KARTAL'IN
Joan Laporta'ya seçim kazandırdı
EVE DÖNÜŞ VAKTİ!
Recep'ten 5 yıl rötarlı imza!
Tatilde değiliz
'Celta: 3-Nihat: 2'
Delil yetersizliği!
Haber turu...
'O' cümledeki Avrupa