Geçen hafta başkahramanı Lucescu olan bir yazı yazıp "Bir korkak bu kadar çok kazanabilir mi?" diye sormuştum. Hıncal Uluç usta da o yazıya cevap mahiyetinde bir yazı kaleme aldı. Yer darlığından burada veremeyeceğim. Usta da, siz de kusura bakmayın. Ama biliyorum ki, çok önemli değil, çünkü zaten Uluç ustanın Lucescu hakkındaki görüşlerini bilmeyen de yok. O yüzden, Hıncal Uluç’a saygılarımızı ve övgüleri için de teşekkürlerimizi sunup geçen haftaki konuya devam edelim.
Hatırlayın ve iyi düşünün! Galatasaray, UEFA Şampiyonu ve Türkiye Ligi’ni 4 kez üst üste kazanmış. Başındaki efsane "Bu kulüp beni taşıyamıyor" diyerek ayrılmış. Türkiye’de bir ilke imza atarak, İtalya’nın önemli takımlarından birine gitmiş. O günkü yıkımı hatırlıyor musunuz! Belki Türkiye’de hiçkimse Terim’in yerinin doldurulabileceğine inanmıyordu.
Bu ortamda Lucescu bir an düşünmeden teklifi kabul edip bu giyotinin altına başını soktu. Türkiye’ye geldiğinde kamuoyunun % 95’inin onun adını yeni duyacağını biliyordu. Terim’in yerinin doldurulmasının, hele de Luce karakterindeki bir insan için ne kadar zor olduğunu da biliyordu. "O yabancı bu durumu nereden bilecek?" diyemeyiz. Onu getiren Hagi ve Popescu ile bizim 3 yıldır İtalya’yı takip ettiğimizden daha sıkı izleyemeyen Rumen medyası varken bunu söyleyemeyiz. Yani Lucescu herşeyden haberdardı. Şimdi düşünün. Böyle bir görevi kabul eden adam korkak olabilir mi?
Lucescu iki senede bu ülke tarihinin Avrupa’da en çok puan toplayan hocası oldu. Ve son olarak da şampiyonluğu kazandı. Ama yetmedi. Onu bir cesaret sınavı daha bekliyordu. Gün geldi Galatasaray, onu kapının önüne koydu. Lucescu Dünya’nın her yerine gidebilirdi. Ama o inanılmaz bir risk aldı ve ezeli rakibin teklifini kabul etti. 100. yıl stresini yaşayan, 7 yıldır şampiyon olamayan, yönetimi yıpranmış, medyada çok yer kaplayamayan ezeli rakibe. 17 yeni oyuncu transfer etmiş, çekirdek bir kadrosu olmayan ezeli rakibe. İddia ediyorum, hiç de üst düzey olmayan bir kadroya. Zira Lucescu göreve başladığında bu kadroda yerli yabancı tüm futbolcular arasında sadece 4 milli vardı; Cordoba, Pancu, İlhan ve Tayfur. Bu oyunculardan hiçbirisi de ilk 11 değildi. Lucescu, Ortegalı yıldızlar topluluğu Fenerbahçe’nin, İmparator’una kavuşmuş Galatasaray’ın karşısına bu stres dolu kulüple çıkmayı göze aldı.
Şimdi tekrar soralım; bunlar bir korkağın göze alacağı şeyler midir? Bizce tam tersi. Lucescu çok cesur bir adam olduğunu defalarca kanıtladı. Başta da dediğim gibi yerimiz dar ve bu konuda özellikle futbol sahasında olup bitene dair edilecek daha çok laf var. Yakında...