Feyenoord Rotterdam’ın geçen yıl attığı 68 golün 41’i iki oyuncuya ait. Sakatlıktan yeni çıkan ve ilk maça yetişse bile yetersiz formu nedeniyle ilk 11’e girmesi zor olan Pierre Van Hooijdonk’un 24, Milan’a giden Danimarkalı Jon Dahl Tomasson’un ise 17 sayısı var. Hollandalılar’ın yaşadığı bu sıkıntılı durum Fenerbahçe açısından bariz bir avantaj gibi görünüyor.
Ama asıl büyük avantaj belki de bugüne kadar hiç bir Türk takımının yaşamadığı rakibine yaşatmadığı bir psikolojik durumdan kaynaklanıyor. Haziran ayı boyunca muhteşem bir performans gösteren, Ronaldo, Rivaldo ve Ronaldinho gibi dev forvetlere 180 dakika boyunca acı çektiren Rüştü Reçber’in yarattığı korku bu. Rüştü artık geçen yılki 0 puanlı takımının 12 gol yiyen kalecisi değil kimsenin gözünde. Bu rahatsızlığı Rotterdamlı oyuncuların ve teknik direktör Marwijk’in demeçlerinde de rahatlıkla görebiliyorsunuz. Ortega, Washington veya Revivo’dan önce ağızlarından çıkan ilk isim Rüştü oluyor. Dünya çapında bir kaleciye sahip olan bir rakip karşısında golcülerinden mahrum olmak içinden çıkılması zor bir durum. Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda karşılaşılması hiç istenmeyecek bir sıkıntı.
Bu temel avantajların Fenerbahçe’ye turu getireceğini kesin olarak söylemek mümkün değil tabii. Çünkü ne Fenerbahçe Rüştü’den ibaret ne de Feyenoord mahrum kaldığı iki ünlü skorerinden. Ama oyun stilleri açısından da Fenerbahçe’yi avantajlı kılabilecek etkenler var. Hollandalılar’ın özellikle kendi sahalarında hücumu çok fazla düşünmeleri, bunun yarattığı boşlukların da çok da yeterli olmayan bir savunma ve kaleciyle rakibe gol şansı tanıdığı açık bir veri. Öyle ki Feyenoord’un geçen yıl oynadığı Şampiyonlar Ligi ilk tur gruplarında evinde gol yemediği maç yok (B. Münih 2-2, Sparta Prag 0-2, Spartak Moskova 2-1). UEFA Kupası’nda ise De Kuip’te Feyenoord’a gol atmayı başaramayan tek takım 3. turda karşılaştıkları Freiburg.
Fenerbahçe iyi kapanıp hızlı çıkmayı becerdiği taktirde işi Rotterdam’da çok da zor olamayabilir.
Ama Feyenoord’un UEFA Kupası’nı havaya kaldırdıkları evlerinde o maçtan sonraki ilk Avrupa maçına çıkacakları da unutmamalı. Bu maç 52 bin seyirci önünde bir büyük zaferin devamı gibi başlayacak. Umarız öyle bitmez.