Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Aziz Yıldırım ve yönetimlerinin eleştirilecek çok yönü var. Üstünden bile geçmeyeceğim. Ana başlıklara dahi yerimiz yetmez. Fenerbahçe'nin Yıldırım'la ya da bir başkasıyla uzun vadeli bir değişim ve gelişim projesine kalkışabileceğini de düşünmüyorum. Çünkü Fenerbahçe'nin sorunlarının kaynağı olan rejimini değiştirecek dinamikleri yok. Ama başkan, yönetim, teknik direktör ve kadro belli olmuş, işe koyulmuşken bu köktenci eleştirileri aktüel tartışmanın bir parçası yapmanın da şu an için bir faydası yok. Sonuç itibarıyla ülke ekonomisini, sağlık politikasını tartışıyor değiliz. Eninde sonunda alanımız eğlenceliktir. O yüzden olumlu yönlere odaklanalım. Varsayalım ki bu yıl Fenerbahçe, ideal bir spor kulübü gibi yönetilecek ve işleyecek.
     Van Hooijdonk transferi tribünce Ortegavari bir coşkuyla karşılandı. O coşku bir yana, bu transfer doğal olarak kimilerince, Fenerbahçe'nin her sezon yaptığı flaş ve sonuç vermeyecek klasik bomba transferi olarak değerlendiriliyor. Ama bu görüş bizce yanlıştır. Okocha'dan bu yana her yıl böyle bir transfer yapmayı adet edinmiş Sarı - Lacivertliler'in son dönemdeki en garanti transferidir Van Hoojidonk. Misal, Ortega, Okocha, Revivo ve Rapaiç'in tersine gittiği her takımda belli bir üst düzey standardı tutturmuş, uyum sorunu yaşamayan bir oyuncu Hollandalı. Yani Ortega'yla tam zıt bir karakter. Ortega transfer edildiğinde "Bu adam Arjantin dışında hiçbir takımda durmaz!" diyen bizlerin, Van Hooijdonk'un hakkını vermek boynumuzun borcudur. Hollandalı eğer zaman zaman yaşadığı büyük sakatlıklarla boğuşmazsa yararlı ve etkili olacaktır. Kariyeri bunu söylüyor. Bu transfer Yıldırım yönetiminin bu yılki artısıdır. Tıpkı Serhat sorununun Daum'un tavrıyla hallediliş biçimi gibi (tabii eğer bu yara ileride kaşınmayacaksa). Ve tıpkı Van Hooijdonk dururken Tuncay'a 10 numaranın verilmesi gibi...
     Bütün bunlar bir yana Fenerbahçeliler'i aslen umutlandırması gereken geçen hafta görüşme imkanı bulduğumuz Christoph Daum'un çizdiği portreydi. Daum ne yaşadığı kişisel kriz öncesindeki gibi gereğinden fazla ateşli, ne de kriz sonrasındaki gibi dağınık ve sıkıntılıydı. Futbol konuşmaktan zevk alan, düşünen ve üreten bir adam olarak karşımızda görmüştük onu. Bildiğimiz Daum'lardan başka bir Daum'du konuştuğumuz.
     Ve o Daum'dan aldığımız izlenime, söylediklerinden çıkana göre bu yıl Fenerbahçe başka bir futbol oynayacak. Alman teknik adamın kafasındaki agresif oyunun, iç saha maçlarında 3-4-3, deplasmanda ise 4-3-3 dizilişiyle şekilleneceğini söyleyebiliriz. Tuncay'ın orta sahaya kaydırılmasından endişe edenlerin bu düşüncelerle fazla boğuşmalarına da gerek yok. Çünkü forvet ideal biçimiyle büyük ihtimalle Tuncay, Serhat ve Van Hoojidonk'tan oluşacak. Bugünkü kadroyla, orta üçlünün de Selçuk, Kemal ve Aurelio'dan oluşması muhtemel. Savunmanın nasıl şekilleneceği ise hâlâ bir soru işareti. Ama Daum'un söylediği neyi planladığını anlatıyor: "Rakip bir kişiyle çıkıyorsa onu 4 kişiyle tutmayı düşünen bir oyun oynamayacağız."
     Devam edeceğiz...
     
     
     


SPOR


CİM-BOM İDARE ETTİ: 1-0
At yarışları
Avrupa Ligleri
İBO ARAMIZDA
2. LİG puan durumu
KOBE DEPREMİ
Aile boyu transfer
BU AŞK BAMBAŞKA!
HOOIJDONK TOPA TUTTU
2. BOMBA YOLDA
Trabzon'un tadı yok: 0-0
'Maymun gözünü açtı'
UEFA'dan 3 Türk hakemine görev
Avrupa çıkarması
Çeşme'de şov devam ediyor
KANAL D'de futbol şöleni
Haber turu...
Fener bu sene 4-3-3