Lucescu’nun kadrolarının, oyun sisteminin, dizilişinin her şeyinin, ne kadar önceden tahmin edilebilir olduğunun farkında mısınız ? Rumen hocanın, Türkiye’deki 3 yıllık macerasında, hep bunu yaşadık ve bugün de yaşıyoruz. Büyük / küçük her türlü maçtan iki hafta önce hangi yapıyla takımını sahaya sürebileceğini çok kolay tahmin edebiliyorsunuz. Her zaman aynı şey oluyor. Ama her zaman. Evet bunun bir istisnası var. Galatasaray’da olduğu dönemdeki 5 - 0’lık Bursa yenilgisi. Zaten beklenmedik bir skor doğuran tek maç da bu. Ve bu kadar tahmin edilebilir, bu kadar açık seçik oluşturduğu yapılandırmasına karşı durabilen kimse çıkamıyor. Ne kadar anlaşılmaz değil mi?
Bu kadar da değil. Lucescu önceden tahmin edilebilir işler yapmasının yanı sıra son derece de korkak (!). Ve bütün bunlara rağmen sürekli kazanıyor. Gerçekten inanılır gibi değil.
Luce’nin böylesine açık seçik zaaflarına (!) rağmen yaptıklarına bakın. ilk senesinde kılpayı kaçan bir şampiyonluk, ardından kazanılan bir şampiyonluk ve bugün yenilgisiz hem de iki ezeli rakibi deplasmanda yenerek elde tutulan liderlik. Bu kadar değil. Önce - Türkiye’de çoğunluğun ortak yorumuyla korkaklığı yüzünden - Real Madrid’e kaptırılan Şampiyonlar Ligi yarı finali, sonra - bir ofsayt golle - Barça’ya kaptırılan bir Şampiyonlar Ligi çeyrek finali. Şimdi de UEFA kupasında 4. tur. Süper Kupa’yı saymıyorum (Çünkü Galatasaray camiası bu zaferin onun olmadığını, en azından tamamıyla onun olmadığını söylüyor. Kabul!)... Peki bir korkağın bu kadar çok kazanması mümkün müdür? Sanmam. O zaman biz nerede yanılıyoruz.
Nerede yanıldığımızın açıklaması pazar akşamı oynanan derbidedir. Beşiktaş’ın Sarı - Lacivertli takımı dışarıda bırakan zaferinden sonra bile sorulan soruda: "Fenerbahçe 16. dakikada 10 kişi kalmış, sen hala takımını geride tutuyorsun." Evet! Bu doğru bir tespit. Ama tespitten çıkan yorum öyle değil: "Çünkü korkuyorsun". Şimdi bu tedbirin sonucuna bakalım: 28. dakikadan bitime kadar Fenerbahçe’nin pozisyonu yok. Beşiktaş’ın bir golü, verilmeyen iki penaltısı ve pozisyon denebilecek 4 organizasyonu var. Lucescu, bunu orta sahada kalabalık ve kademeli kalıp rakibin oyun kurmasını engelleyerek, her an her şeyi yapabilecek Ceyhun’u yakın markaja alarak sağladı. Ve bu hamleye korkaklık diyenler henüz iki ay önce Galatasaray’ın yaşadığı 6 - 0’lık hezimeti unutmuş olmalılar. Ama Lucescu unutmadı. O maçta Fenerbahçe’nin bulduğu 8 pozisyondan 6 gol çıkardığını da. Ve tahmin edilebilir kadrosu ve dengeli oyunuyla Fenerbahçe’yi dışarıda bıraktı.
Biz hala bu olup bitene korkaklık diyelim. Ne demeli? Keşke Türkiye’de herkes bu kadar korkak olabilse.
Fenerbahçe için ise çok lafa gerek yok! Yorumun en güzelini, hakem Ali Aydın Oğuz Çetin’e verdiği bir talimatla yaptı: "Hocam eşofmanlarını giy!"