Maç, "Ulusoy istifa" sloganları ile başladı. 7. dakika gibi Deniz ve Johnson’un itiş - kakışına, sarıldı bu kez tribünler. Uzun süre, gole kadar. Aslında hedefsiz son maçlara gelen seyirci, gideceklere - kalacaklara son kararı vermek, oyunculara "Canınız sağolsun" demek amacındadır genelde. Ve gitmesi muhtemel yıldızlara da "dur" demektir amacı. Fener taraftarı bunları da dedi. Özellikle Rüştü ve Serhat’a... Ama sessiz - sakin maç seyretmek için fazla kalabalıklardı. O yüzden başka eğlenceler de aradılar.
Bayern Münih tarafından istendiği söylenen Serhat, yükselen formunun zirvesindeydi dün. Boşluklara kaçışları kalabalığa dalışları, mücadelesi ile göze girmiş olmalı. Bu form sözleşmeyi yenilemek isteyen Fenerbahçe Yönetimi’nin de başını ağrıtacak gibi. Bir de Şenol Güneş’i düşündürecek. En azından umuyoruz. 20. dakikadaki golünde Ali Güneş imzası vardı. Dalıp, soluyla ortasında kaleci Şenol’un büyük hatası, topu elinden kaçırışı, bence Serhat’ın golünü değersizleştirmiyor, hatta takipçiliği ve şut becerisi ile alkışı fazlasıyla hak ediyor. 38’de ise soldan dalıp ortaladığı topa kimsenin gidemeyişi garipti. Diyarbakır’ın kalabalık savunması arasında diğerleri erirken, o buz gibiydi.
Konuk ekibin Deniz ile çıkışlarında ise ilk yarıda pozisyon olmayışı, Celaleddin, Kona ve Fazlı’nın ağır oyunları nedeniyle Mirkovic ve Fatih karşısında çaresiz kalışlarından. 49’da Fazlı’nın yerine oyuna giren Tuncay, kaleye kadar inebilen ilk Diyarbakırlıydı. Ama şutu üstten auta gitti. Sonra seyirci yeni bir meşgale bulup, Rapajc’i sahaya çağırdı. Lorant da O’nu oyuna sürdü. Diyarbakır’ın düşük yoğunluklu kaleyi bulmayan şutları sürerken, bu kez Andersson’u davet ettiler. Ama Lorant uzun süre bu talebe direndi. 57. dakika ilginçti. Manchester United tarafından izlenen ve kendini gösterecek bir hareket yapamamanın sıkıntısını yaşayan Rüştü’nün gereksiz çıkışı ve Kona’ya kaybettiği topun zamanı bu. Barthez variydi. 82’de de benzer bir hareketi taç çizgisi kenarında tekrarladı Rüştü. Manchester’ın istemediği her şeyi yaptı neredeyse.
60’da Deniz’in savunmayı yarıp, milli kaleciyi avlayışı ise beraberlik sayısıydı. Ve tribün aradığı asıl heyecanı bu golle buldu. Şeref Tribünü’ndeki Diyarbakırlı yöneticilere bildik tezahüratları yaptılar ve attıkları şişeler ile ortalığı karıştırdılar. Oktay’ın 68’de 2 - 1’i buluşuna kadar gerginlik sürdü. Ve sonrasında Diyarbakırlı yöneticiler protesto alkışları ile stadı terketti.
Sonrası bolca güzellikle 77’de oyuna alınan Andersson’a veda etti tribünler. Son dakikada bulduğu gol yanlış bir ofsayt kararıyla iptal edilmese daha hoş olacaktı. Ama hoşluğu 88’de Serhat, yine Şenol’un kaybettiği bir topta harika bir aşırtma şutla durumu 3 - 1 yaparak sergiledi.