Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Açık tribünün tepesindeki panoda "centilmen seyircimize teşekkür ederiz" yazıyor. Yazının altındaki tribünlerin hangi takımın taraftarına ait olduğu belli değil. Her iki kulübün renkleri içiçe... Maçtan önce ısınmak için sahaya çıkan Galatasaraylı milli oyuncuları, hep birlikte tribüne çağırıp alkışlıyorlar. Kale arkasında bir grup Galatasaraylı taraftar var ayrıca. Onları geri kalanlardan ayıran polis, bariyer boşluk yok... Zaten biliyorsunuz tel örgü de yok. Burası Türkiye mi kuşkuluyum. Maçta değil, rüya durumda kafam. Aslında garip! Sabah yol boyunca İslam Çupi’nin yaşamının son 10 yılında yazdığı yazıların derlendiği "Futbolun ölümü" adlı kitabı okumuşum. Üstadın eski İstanbul’daki tribünleri anlattığı yazılardaki tablo Denizli’de yaşıyor. Zaman tünelinden fırlamış gibi. Bu yumuşak, sevecen hava maçın atmosferine futbol açısından negatif yansıyor ama sütlaç gibi maç.
8’de Ali Tandoğan’ın serbest vuruşunda Ersen’in dokunamadığı yüzde yüz pozisyona kadar futbol yok. Galatasaray, "korkak" Lucescu’nun takımı gibi tek forvet, çift ön liberolu oynuyor ama pres yapmıyor. Kanada inmek yok. İlk devrede pozisyon yok.
Denizli’nin planı ise duran toplarda uzunlarına; Roman, Ersen ve Servet’e kafa vurdurmak. Ve tabii Ali Tandoğan’ı kaçırmak. 32’de savunmanın en iyisi Hakan Çimen’in 50 metre dripling sonrası kötü vuruşunu, ev sahibi izliyor. Ali Tandoğan’ı kaçırmayı ilk kez 38’de becerebiliyorlar. O sağdan girip vuruyor, üstten aut.
Terim’in devre arası hamlesi Arif - Berkant değişikliğiydi. Ümit Karan’ın devrenin 50. saniyesinde yaptığı ortada Servet’in yanlış müdahalesi Arif’e asist oluyor. Galatasaray’ın ilk pozisyonunda durum 1 - 0. Golden sonra anlaşılıyor ki Terim’in planı bu kadar değil. Felipe ve Arif sağdan, Ergün ve Hasan soldan hızlı gelecek ve içeri dönerek pozisyon yaratacak. Ama bu çaba gol pozisyonları yaratmıyor. Bunlar kör akınlar.
Denizlispor ise orta sahasının oyundan düşmesi nedeniyle ilk devredeki gibi değil. 70’de Bülent’in oyundan atılmasından sonra hareketlenseler de 78’de Vedat’ın ceza sahası içinde Roman’a kaptırdığı top ve onun şutunda Mondragon’un bloğuna kadar bir şey yapamıyorlar. Sonra maçın kimliğini hiç yansıtmayan skorun ortaya çıktığı son altı dakikaya giriyoruz.
84’te Arif bu kez Roman’ın asisti ile kolay bir gol buluyor. 87’de ise Ergün’ün kornerinde Sarr durumu 3 - 0’a getiriyor.
88’de Mustafa ile gelen gol ise eskilerin deyimi ile sadece bir şeref sayısı...