Levent Köprülü

Levent Köprülü

-

Tüm Yazıları

Öyle otomobiller ve markalar gelip geçti ki... Kimisi çok iyi olmasına rağmen ya değeri bilinemedi ya da üreticisi iflas edip yok oluverdi... Kimisi de bir markanın çıkışını veya kurtulmasını sağladı

Otomobilin icadından bu yana o kadar çok model, o kadar çok marka, o kadar çok şirket gelip geçti ki, hangi birini anlatmalı bilemiyorum. Aralarında tutunanlar, ünlü olanların yanında çok iyi olmalarına rağmen bir türlü tutunamayanlar da vardı. Kimileriyse bir markanın doğmasına, kurtulmasına yahut batmasına neden oldu... Öyleyse, hiç fazla laf ebeliği yapmadan, olan biten yerimde birkaç tanesini size tanıtayım bari...

Haberin Devamı

Hepsi de çok özeldi

De Tomaso Vallelunga

Pantera ile gönüllere taht kuran İtalyan De Tomaso’nun 1964’te tanıttığı ilk ve adından en az bahsedilen otomobiliydi “Vallelunga.” Modelin ilk yol versiyonu, ortadan motorluydu ve Ford Cortina’da da kullanılan 1.5 litre 4 silindirli Kent motoruna sahipti. Bu yüzden performans anlamında pek de hatırı sayılır bir araç değildi. 3 yılda sadece 59 adet üretildi ve ardından yerini 4.9 lt V8 motorlu Mangusta’ya bıraktı.

Hepsi de çok özeldi

Alpine A106

Geçtiğimiz yıllarda Renault bünyesinde yeniden canlandırılan, öncesinde A110 ve A360 ile ciddi isim yapan Alpine, 1960’larda ortaya çıkmıştı. Alpine A110, markanın 3. modeliydi. İlk modelse, fiber gövdeli, arkadan motorlu bir A106’ydı. Bir Renault bayisi ve amatör ralli sürücüsü Jean Redele için yapılmıştı. Motor, Renault’nun aile otomobili 4CV’den alınmıştı. Hafif ve performanslı (43 HP) oluşu, Alpine markasını parlattı. Ama A110 kadar ünlü olamadı, o da ayrı.

Hepsi de çok özeldi

Audi Front

Audi markasının Auto Union çatısı altında marka toplayarak birleştirme ve bugünlere gelme serüveninin temel taşlarından biriydi. Daha doğrusu önemli bir örneğiydi. Alman “DKW” şirketinin 1932’de üretimine başladığı önden çekişli bu lüks otomobil, üretimine iki yıl ara verildikten sonra ufak değişikliklerle 1935 yılında “Audi-Front 225” adıyla tekrar piyasaya çıktı. Zira Audi DKW’yi almıştı. Motoruysa, yine Audi bünyesine katılan Wanderer tarafından üretilen 2.0 lt 6 silindirli bir makineydi. Cabriolet ve roadster olarak 1938’e kadar toplam 2 bin 586 adet üretildi.

Haberin Devamı

Hepsi de çok özeldi

BMW 700

Lüks otomobil üreticisinin bugünlere gelmesinde bu küçük otomobilin büyük rolü oldu. Yoksa “ölü markalar cemiyeti”nde yer alacak ve tarih sayfalarında kalacaktı. BMW’nin bir dönem “yumurta” otomobil Isetta’yı yaptığına inanabiliyorsanız, bu arkadan motorlu 0.7 lt hacimli küçük otomobilin BMW’yi iflastan kurtardığına da inanabilirsiniz. Nitekim de öyle olmuş. Isetta’nın arkasından yaşadığı finansal zorluklar, “700” modelinin gelmesiyle üstesinden gelinmiş. 700 cc’lik motoruna rağmen motorsporlarında başarılı olması nedeniyle hayli tutulmuş ve 1959-65 arasında 190 bin adet üretilmiş.

Hepsi de çok özeldi

Viking Eight-24

Muhtemelen “Bu ne şimdi?” dediğiniz ve duymadığınız bir marka Viking. Ancak bir zamanlar General Motors’un lüks markası konumundaymış. Bilinen tek modeli de “Eight-24” idi. 4.3 lt V8 motora sahip araç, lüks saloon ve cabrio versiyonlarıyla üretilmişti. Çok lüks ve General Motors markalarının herhangi bir modelinden çok daha pahalıydı. Oldsmobile bile 1923’ten 1940’a kadar hiç V8 motor kullanmamıştı. Ancak Viking’in varlığı 1929’da başlayıp 1931’de sona erdi ve GM’in ölmüş markalar arşivine girdi.

Haberin Devamı

Hepsi de çok özeldi

Isuzu Piazza Turbo

Markanın binek otomobil ürettiği dönemde, 1981-1992 arası piyasaya çıkmıştı “Piazza” modeli. 2 nesil üretildi. Piazza Turbo’nun süspansiyonu, Avrupa için Lotus tarafından modifiye edilmişti. Ancak modifiyesiz olanlar kötü yol tutuşları nedeniyle yerden yere vuruldu.

Hepsi de çok özeldi

Auto Avio Costruzioni 815

Enzo Ferrari’nin yönlendirmeleriyle sıfırdan tasarlanıp geliştirilen ilk otomobildi. Ancak Ferrari, bazı yasal sebeplerden ötürü otomobile kendi markasını veremiyordu. Fiat kökenli 8 silindirli 1.5 lt motora sahipti. Sadece iki adet üretildi ve 1940’ta düzenlenen Brescia Grand Prix spor otomobil yarışlarına katıldı ancak hızlı olmalarına rağmen yarışı bitiremediler. Ferrari, daha sonra yaptığı açıklamada “Proje güzel başlamıştı ama hüsranla bitti. Çünkü çok aceleye geldiler” demişti.

Hepsi de çok özeldi

Lancia Ardea

İtalyan üreticinin küçük ama yüksek kaliteli modeli olarak biliniyordu. dört kapılı bir otomobilde kullanılan en küçük 4 silindirli (903 cc) motora sahipti. 24 HP güç üretiyordu ve önce 4 ardından da 5 ileri vitesle eşleştirilmişti. Arada savaş molası verilse de, 1939-53 yılları arasında 20 bin adetten fazla üretildi.