Binlerce esnaf, masa başında projeler üreten kent yöneticilerinin akşam saatlerinde ve hafta sonu çarşıya gelip yaşananlarını bizzat görmelerini istedi
Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nda yaşanan olumsuzlukları ve rezillikleri ne kadar yazarsak yazalım, sonuç koskoca bir sıfır. Esnaf okurlarımız bakın ne diyorlar: Kent yöneticileri çarşı ile ilgili projeleri ve önlemleri masa başında üretiyor, ahkam kesiyorlar ama iş icraata gelince ortada kimseyi göremiyoruz. Ki Valilik, Büyükşehir, Emniyet ve ilgili birimlerin hepsi Konak’ta. Sanki Kemeraltı suyun ötesinde bir çarşı gibi kimse bizim için elini taşın altına koymuyor. Şu halimize bir bakın. Çarşı, kara para kazananların eline geçti.
Şişlenelim mi?
Allahaşkına hafta içi akşam saatlerinde ve hafta sonları çarşı seyyarların eline geçiyor. Yerelere serilen tezgahlardan geçmeniz mümkün değil. Açılan tezgahlarda, korsan, kaçak, sahte ve hırsızlık mallar dahil aklınıza ne gelirse var.
Kokoreç, lahmacun, midye, pilav, kavurma vb. yiyecekler, elektrikli ve elektronik eşyalar, kaçak sigaralar, her çeşit plastik eşya ve tekstil ürünleri bu tezgahlarında bulabilirsiniz. Kemeraltı ve Konak Meydanı seyyarlarca işgal ediliyor. Bu
Bayraklı’da Orman Bakanlığı’na ait tesise giden İzmirliler, dar, delik-deşik ve zifiri karanlık yolda üzücü bir kaza yaşanmadan düzenlenmesini istediler...
Havaların ısınmasıyla birlikte İzmir’in mesire, eğlence ve dinlenme tesislerine akın eden vatandaşlar dertli. Arayan okurlarımız, “Kent yöneticileri siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp, biraz da İzmir ile ilgilenseler çok iyi olacak” dedikten sonra şunları söylediler: “İzmir’in güzelliklerine ulaşmak için yollara koyulduk. Ancak, yollar o kadar kötü ki. Özellikle Bayraklı Postacılar Mahallesi içinden çıkılan Seyirtepe yolu tehlikelerle dolu.
Kaza korkusu
Bu tepeye ve dinlenme tesisine ulaşmak için dar, bozuk ve kenarları delik deşik yollardan geçiyoruz. Yol boyunca trafik işareti ve çizgi de yok. İki araç karşılaştığında sürücüler yol verirken araçlar kayıyor ve zor durumlarda kalıyoruz. Geçen hafta sonu akşam üstü Karşıyaka Belediyesi Şantiyesi’nin bulunduğu kavşaktan, Seyirtepe tesislerine kadar giden 1500 metrelik mesafeyi bir saatte aldık. Yüzlerce sürücü zor durumda kaldı. Çünkü, Seyirtepe’ye çıkan ve inen araçlar yolun darlığı yüzünden kaydı ve trafik durdu. En önemlisi de kimse kimseye yol vermediği
Belkahve Mevkii’nde kavşağın kaldırılmasından dolayı, çevre köylerdeki halk zor duruma düşüyor
Kavaklıdere köyü İzmir’in doğusunda, Bornova’ya 7 kilometre uzaklıkta bir yerleşim yeri. İki bin nüfuslu köy halkının çoğunluğu İzmir, Kemalpaşa ve Turgutlu’daki sanayi bölgelerinde çalışarak yaşamlarını sürdürüyor. İzmir Belkahve’deki bulunan köy halkı 2 yıla yakındır isyanda. Özellikle Kemalpaşa ve Turgutlu’daki sanayi kuruluşlarında çalışanlar daha çok dertli.
Kavaklıdere Köyü Muhtarı Yunus Baycan ve köy halkı Karayolları 2. Bölge Müdürü Erol Altun’a iletilmek üzere şöyle seslendiler: “İki yıla yakın süredir İzmir’in trafik kazaları açısından kara noktası Ambarlar Kavşağı’nda Karayolları kavşak çalışması nedeniyle Belkahve inişinden köyümüze araçla ve yaya olarak girişi kapattı. İki yıldır özellikle yaya geçişlerinde trafik kazaları yaşandı ve köy halkından en az 10 kişi yaşamını yitirdi. Onlarca kişi de yaralanarak sakat kaldı. Kavaklıdere köy halkı olarak Belkahve’deki Atatürk Anıtı civarından köyümüze hem yaya geçişi hem de araç girişi için alt ve üst geçit yapılmasını istiyoruz.”
Müşteri kaybettik
Belkahve Atatürk Anıtı yanındaki İzmir İl Özel idaresi’ne ait Mavi
İzmirliler, Gaziemir’deki ESBAŞ yaya üst geçidinin geçişlerde sallandığını, demirlerinin pas içinde, betonlarının kırık dökük olduğunu bildirdiler
Bu ihbarı ilk Gaziemir Emlak Bankası Evleri sakinlerinden Salih Esin yapmış ve biz de köşemizden yetkililere iletmiştik. Bu kez ihbarı kent duyarlılığı olan ve Gaziemir’de oturan sanatçı bir okurumuz, hem de yaya üst geçitinin fotoğraflarını çekerek köşemize gönderdi. Kent yöneticilerini bir kez dehe uyarmamızı isteyen okurumuz bakın ne dedi: “Gaziemir Akçay Caddesi üzerinde Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) ile İzmir’de yeni hizmete giren Optimum Outlet yakınındaki yaya üst geçidi ile ilgili haberinizi okudum. Geçen hafta sonu Gaziemir’deki evimden yürüyerek ESBAŞ civarına geldim. Üst geçitin görüntüsü rezil mi rezil bir durumdaydı. Çıktım ve karşıya geçip inene kadar deprem oluyormuş gibi sallandık. Korktum. Yaya üst geçidi pas içinde ve yayalar için kullanılan zemindeki betonlar patlak ve kırık döküktü. Yani bu üst geçit rezil mi rezil bir durumda. Geri kalmış bir ülkede bile böyle bir yaya üst geçidi göremezsiniz. İzmir’e hiç mi hiç yakışmıyor. Özellikle hafta sonları 10-15 bin kişinin kullandığı köprü, doluluk
Gece yarılarına kadar yüksek sesli müzik çalarak sokakların işgal edildiğini bildiren vatandaşlar, silah atıldığını ve havai fişek gösterisi yapıldığını ilettiler...
234 imzalı bir dilekçe ile semtlerinde sokak düğünlerinin başlatıldığını ihbar eden Nafiz Gürman Mahallesi sakinleri bakın ne diyorlar: “Geçen yıl olduğu gibi havaların ısınmasıyla birlikte sokaklar yine işgal edilerek düğünlere tahsis edilmeye başladı. Bunlar kim ve bu cesareti nereden alıyorlar? Sokakta düğün yapılması yasak. Şimdilik haftada 1 veya 2 gün düğün yapılıyor. Okullar tatil olduğu zaman haftanın 6 günü sokakta düğün yapılıyor. Tabii burada yaşayanlar olarak ne uyku uyuyabiliyor, ne de evlerimizde konuşabiliyoruz. En önemlisi de düğün sonrası sokaklardaki çöp ve pislikler mahallemize ve ilçemize yakışmıyor. Nafiz Gürman Mahallesi 7088 Sokak ve çevresi sakinleri olarak bu konuda oldukça dertliyiz. Şu anda çarşamba günleri hariç sokakta düğün yapılıyor. Şikayetimizi defalarca belediyeye ilettik, ancak düğünler devam ediyor. Akşam saat 19.00’dan gece yarısı saat 24.00’e kadar yüksek sesli cihazlarla sokakta yapılan düğünler yüzünden yaşamımız alt üst oldu. Gürültü ve çevre kirliliğine müdahale
19 Nisan-11 Mayıs 2012 tarihlerinde UMRE ziyareti için Mekke’ye giden bir grup okurumuz, organizasyonu yapan şirketlerin araştırmasını istediler
İzmirli Hulisi Gürbüz eşi ve annesiyle birlikte geçen ay katıldığı UMRE ziyareti nedeniyle yaşadıklarını, bundan böyle bu ziyareti gerçekleştireceklere örnek olması nedeniyle köşemizden duyurmamızı önerdi. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu düzenlemeyi yapan şirketleri ‘adam gibi denetlemelerini’ istedi. Okurumuz yaşadıklarını şöyle dile getirdi: “Yaşlı annem, eşim ve ben Umre ziyareti için müracaat ettik. Amacımız, Hac gibi bir zamana bağlı olmadan ihrama girerek Kabe’yi tavaf ve say etmekti. Ancak, ibadet dışında kafile olarak hepimiz hüsrana uğradık. Fazilet Turizm adlı bir şirketin organizasyonu içinde yer aldık. Pasaportlarımız verildiğinde içinde sağlık kontrolünden geçirildiğimize dair imzalı bir belge gördük. Halbuki biz sağlık kontrolünden geçirilmedik. Gidişimiz 19 Nisan 2012 günü gece saat 23.30’da yapılması gerekirken, sabah saat 03.30’da çıkış yapabildik. Uçak hamam gibiydi ve hepimiz daha Cidde’ye gitmeden hastalandık ve uçakta tek bir sağlık personeli yoktu.”
Bir tek yetkili yoktu
“Cidde’den 2 saatlik bir yo
Geçen yıl Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya’nın Balçova’daki incelemeleri sırasında “Balçova’nın tamamı jeotermal enerji ile ısınacak” diye bir açıklama yapıldı. Bu açıklama sonrası köşemizi arayan okurumuz Osman Mert, “Balçova’da jeotermal kaynağının paylaşımı konusunda şikayetçiyiz. Jeotermal A.Ş. yönetimi yıllardır önce lüks konutlara jeotermal enerji verirken, diğer bina ve sahiplerine 2. sınıf muamelesi yaptı. Balçova’da jeotermal dağıtımında bir plan ve adalet yok. Yıllardır Teleferik Mahallesi’nde oturan bizim gibi 2. sınıf (!) vatandaşlara ‘Termal enerji yetmiyor, yok’ denildi. Yetkililere soruyorum; ‘Bu seçim hangi kritere göre yapılıyor’ lütfen açıklar mısınız? Cevap yok. İnsanın aklına ‘Akçeli işler mi var?’ gibi bir düşünce geliyor” demişti.
Doğalgaza engel olmayın
Kış boyunca arayan yüzlerce okurumuz bakın ne dediler: “2011 ve 2012 kış aylarında jeotermal kaynaktan yararlandırılmadık. Bu böyle devam edeceğe benziyor. Biz, bu yıl da kış boyunca Jeotermal A.Ş.’ye gittik ve doğalgaz alalım dedik. Bize önceki yıl olduğu gibi, ‘Kazı ruhsatı alınması gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi bunun için onay
1. Kordon’a giden İzmirliler zamansız alınan çöpler ile araçların egzoz kokusundan dert yandılar ve Kordon’a araç park ettirilmemesini istediler
Bu sözler İzmirlilere ait. Okurlarımız, Kordon projesi ile ilgili eleştirilerde bulundular ve acil ele alınması gereken çarpıklıkları bakın nasıl dile getirdiler: “Her sabah Kordon’a kahve içmeye giden bizler, ‘Deniz niçin bu kadar uzak? İnsana hüzün veren yeşil alan niçin bomboş? Araçlar niçin buradan geçer ve buraya park ettirilir?’ diye düşünüyoruz. Keşke Aziz Başkan Kordon’u, trafiğe kapatıp boş alana da kafe ve restoranlar yaptırsa. En önemlisi de, deniz manzaralı restoran ve kafelerin karşına park ettirilen araçlar, ne derece doğru? Dünyanın benzer yerlerinde böyle yere ne araç girer, ne de araç park ettirilir. Trafiğe açık olan yoldan son sürat geçen araçlar ve her deniz estiğinde genzimizde hissettiğimiz egzoz kokusu. Kordon’a ve İzmir’e hiç mi hiç yakışmıyor. Bunlara ‘Dur’ diyen de yok. Ayrıca zamansız çöp alan araçların pis kokusu da düşüncesizliğin ve plansızlığın ayrı bir göstergesi.”
İzmir böyle olmamalı
Okurlarımız, “Kaldırımlar ise Allah’a emanet!” dedikten sonra tespitlerini şöyle sıraladılar: “Gelelim Alsancak’a,