Belki bilmiyorsunuzdur; aslında ortaokul Fen Bilimleri öğretmeniyim. Yıllardır da mantarlar konusunu sınıfta anlattım. Canlıların sınıflandırılmasını anlatırken, en zorlandığımız konudur; mantarlar. Çünkü mantarları toprakta görmek onları bitki olarak düşünmemize sebep olur. Evet ben de yıllardır derslerimde bu yanlışı düzeltip, mantarların bitki olmadığını, tamamen ayrı, başlı başına bir sınıf olduğunu belirttim. Sporla ürediğinden, tükettiğimiz mantarların kültür mantarı olduğundan, peyniri küflendiren veya hamurun kabarmasını sağlayan şeyin de bir tür mantar olduğundan derslerimde hep bahsettim. Ama benim de bilmediğim bir çok özelliği olduğunu mantar keşfi etkinliğine katılana kadar bilmiyordum.
Pandemi sebebiyle evlerimize kapandığımız bu günlerde doğaya özlemimiz daha da artmakta, ilgimizi doğa ile iç içe yapılan etkinlikler çekmektedir. İşte sosyal medya aracılığı ile katıldığım etkinlik de tam olarak bu şekildeydi.
Instagram üzerinden iletişime geçip etkinliğe katılmak istediğinizi belirttiğinizde sizi bir iletişim grubu içerisine alıyorlar ve etkinlik öncesinde buluşma noktası gibi bazı bilgiler buradan veriliyor.
Biz sanırım şanslı günümüzdeydik; zira hava yağmurlu göstermesine rağmen gayet güzeldi. Greenixir ekibinin simit-peynir-çay üçlemesinden oluşan güzel bir kahvaltısıyla Belgrad Ormanındaki buluşma noktamızda karşılandık. Bir yandan kahvaltımızı yaparken bir yandan da rehberimiz ve eğitmenimiz Osman Dinç tarafından mantar keşfinde uymamız gereken kurallar, mantarların özellikleri, yenilebilir mantarların keşfi gibi konularda hakkında bilgi aldık.
Bu keşif için yanınızda bulundurmanız gereken sepet ve mantarları temizleme, kesme amaçlı kullanacağınız fırçalı bıçak size ekip tarafından veriliyor. Öğrenmemiz gereken bilgileri edindikten sonra ormanın daha önce hiç görmediğimiz kısımlarına doğru ilerliyoruz. Meğer bizim gibi mantar toplamaya gelen ne kadar da çok insan varmış. İtiraf ediyorum; keşfin ilk başlarında epeyce zorlandım çünkü sürekli yere ve yaprakların altına bakarak yürümek oldukça zormuş. Ama bir süre sonra alıştım; işin püf noktası: elinize çok da kısa olmayan bir sopa almak. Böylece yaprakların altlarına daha kolay bakabiliyorsunuz.
Bizim bu turda amacımız bolca kanlıca mantarı toplamaktı. Çünkü hem yetişme zamanıydı hem de oldukça lezzetliymiş. Peki diğer mantarlardan nasıl ayırt edecektik? Kanlıca mantarı şapka kısmından açacağınız bir çizikten turuncu renkte bir sıvı salgılar. İşte size bir püf noktası daha :) Aman yine de dikkat!!
Bu arada mantar işte deyip geçmemek lazım. Karşınızda mantarlar hakkında ilginç bilgiler:
Mantarların %90’ı sudur.
Tek bir portabella mantarı muzdan daha fazla potasyum içerir.
Karanlıkta parlayan 30 mantar türü vardır. Buna Biyolüminesans denilen kimyasal reaksiyon neden olur.
Yaşayan en büyük canlı Oregon'daki mavi dağlarda yaşayan 2400 yaşından fazla olduğu tahmin edilen bal mantarlarıdır.
Türkiye'deki mantar zehirlenmelerinin %90'ı Köygöçüren mantarından kaynaklanmaktadır. Yenilebilir mantarlara çok benzemekte, aynı zamanda çok lezzetli bir tadı da vardır. Ancak karaciğeri ve böbrekleri harap edene kadar zehirlenme belirtisi göstermez.
Yaklaşık 3 saat sonunda ormanın içinde enfes bir gölün kenarına çıktık. İşte artık sepetlerimize topladığımız mantarların değerlendirme vaktiydi. Yenilebilir ve yenilemez mantarları eğitmenimiz eşliğinde gruplandırdık. Bizim bu etkinlikten sonraki planımız Ayvad Bendinde mangal yapmaktı, mantarları hemen o gün içerisinde lezzetle yedik. Öğrendik ki toplanılan mantarları en geç ertesi gün tüketmeliymişiz.
Etkinliğin sonuna geldiğimde harika bir yarım gün geçirdiğimi fark ettim. Çocuklarla da inanılmaz keyifli bir deneyim olacaktır. Öğretmen gözüyle bakıyorum; derste anlattığımız şeyleri ve daha fazlasını çocuklar deneyimleyerek öğreniyorlar, bu harika bir kazanım olacaktır. Ayrıca artık ormanda dolaşırken en azından hangi mantarların zehirli olabileceğini biliyorum.
Bu etkinliğe pandemi döneminde katılmıştım ve şunu yürekten söyleyebilirim ki kurallara en üst düzeyde dikkat eden bir ekip karşıladı bizi. Zaten gün içerisinde de açık havada olduğunuzdan içiniz rahat olsun.
O zaman haydi mantar keşfine !!!