Zülfü LİVANELİ
TÜRKİYE'de çok dikkatli, araştırıcı ve bilgili okurlar var.
Kırat ya da
karat denilen mücevher ölçüsünün, keçiboynuzu tohumundan geldiğini anlatan yazımıza o kadar çok mektup ve mesaj geldi ki; görseniz şaşarsınız.
Bilinmediğini sandığım bu ilginç konuyu inceleyenler varmış meğer.
Okurlarıma teşekkür ederken, bu konuda birkaç
bilgi daha ekliyorum.
* * *
KEÇİBOYNUZUNUN Yunanca adı
keration. İngilizcede
carob, Arapçada ise
kırrat.
Keçiboynuzu tohumu yüzyıllar boyunca elmas ölçmek için kullanılmış. Elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmış.
Bu yüzden keçiboynuzu, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiş.
* * *
PROFESÖR Dr. Aydın Akkaya şöyle yazıyor:
"Keçiboynuzu çekirdeği doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur... Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için hem de içine su alması olasılığının çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir.
Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlı döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır... dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir... Satıcı iki dirhemlik bir şey satarken (8 çekirdek) lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alan kişinin itibarını gösterir.
Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere de "İki dirhem bir çekirdek" denmesi bundan kaynaklanmaktadır."
* * *
Gördüğünüz gibi çekirdek (keçiboynuzu çekirdeği) özelliklerinden dolayı bütün kültürlerde elmasın değişmez ölçüsü olarak kullanılmış, bu ölçüye adını vermiş ve deyimlere yerleşmiş.
* * *
BAZI okurlarım ise, bir gazetede bu konuyla ilgili yazı yazan ve bize ağza alınmaz sözlerle küfürler eden birisine kızmışlar. Ona yazdıkları mektupları da bize ilettiler.
Aldırmayın sevgili okurlarım. Yıllardan beri biz ne zıpırlar gördük.
Bu ülkede, eline geçirdiği sütunu saldırı silahı olarak kullanmaya kalkan kompleksli oğlanların sürüsüne bereket.
Hepsi yok olup gidiyor. Biz ise yolumuza devam ediyoruz.
"Yel kayadan ne alır!" deyip geçmek en iyisi.
Siz de benim gibi yapın ve ciddiye almayın.
Yazara Emaillivaneli@milliyet.com.tr