Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aynı makalede bazı Avrupa devletlerinin Türkiyenin tam üyeliğini ciddi biçimde desteklemesine rağmen, hâlâ halkların çoğunluğunun karşı olduğu da yazılıyordu. Almanyada nüfusun yüzde 52sinin Türkiyenin tam üyeliğine karşı olduğu biliniyor. Bu da bazı politikacıları etkiliyor. Mesela eski başkanlardan Valery Giscard dEstaing bile Türkiyenin Avrupaya çok yakın, çok önemli, ama Avrupalı olmadığını vurgulamıştı.Birçoklarına göre Türkiyenin AB üyeliği diğer bazı Müslüman ülkelere önemli bir mesaj olacak. Çünkü Türkiye modernite ile İslamı birleştirebilen öncü ülke. Türkiye "evet" yanıtını almazsa, bu ülkeler de kendilerini yabancılaşmış hissederek, Batının kendilerine bakışı konusunda olumsuz bir doğrultuya yönelecekler. Bu nedenle ılımlı, İslamcı bir partinin iktidara gelerek diğer Müslüman ülkelere örnek olması çok önemseniyor.Ancak Türkiyenin aleyhine de bir sürü tez var. Örneğin, Türkiye Avrupalı değil,Türkler emek piyasasına akın edecekler,Türkiye aşırı büyük,Türkiye AB bütçesini sarsar,Türkiyenin insan hakları sicili çok bozuk,Türk ordusu çok egemen,Türkiye hazır değil, gibi tezler. Türkiyenin diğer Avrupalı ülkelerden farklı olduğuna kuşku yok. Ama gün geçmiyor ki, Türkiye AB içinde kendini göstermesin. Sporda, sanatta her gün adından söz ettiriyor. Dolayısıyla bu tez tam doğru değil. İkinci tez, yani Türklerin emek piyasasına hücum etmesi de mümkün değil. Çünkü Türkiyeye serbest dolaşım hakkı uzun süre verilmeyecek. Kaldı ki, tam üyelik öncesi süreçte yabancı sermayenin akın etmesiyle işsizlik de ülke içinde ciddi biçimde azalacaktır. Türkiyenin nüfusunu çok yüksek bulanlar haklılar. Ama artış hızının düştüğünü de göz ardı etmemek gerekiyor.Türkiyenin tam üyeliğinin AB bütçesini sarsacağı savına gelince. Öncelikle, ABnin gelişmekte olan ülkelere astronomik yardımlar dönemi sona erdi. Normal koşullar altında, kurallara göre 13 - 18 milyar euro yardım alması gereken Türkiyenin bu yardımı alması pek mümkün görünmüyor. Nitekim, Gümrük Birliğine girişin sonunda taahhüt edilen yardımın çok küçük bir kısmı verildi.İnsan hakları ihlallerinin kalkması konusunda elde edilen mesafeler de göz ardı edilemez. Öte yandan, Türk ordusunun çok büyük olduğu doğru olsa da, bundan Batı sorumlu. NATOnun yıllarca bölgede güvenliğini sağlayan bu büyük orduydu.Kısacası karşıt tezlerin çoğu dayanaksız. Avrupa şimdi sınavda. Ya evet; Avrupa bir uygarlık bütünleşmesidir, ya da hayır; Avrupa bir Hıristiyan birliğidir. hgunes@milliyet.com.tr Schröderin ziyareti ülkemizde sevinçle karşılandı. Giderek ABye üyeliğimiz garanti oluyor havası yayılıyor. Nitekim, birkaç gün önce de Wall Streeet Journalda Hugh Pope tarafından kaleme alınan "Türkiye eveti hak ediyor" başlıklı bir makale vardı. Makale, Türkiyenin Kıbrıs sorununun çözümünde Yunan tarafının önüne geçtiğini ve ABye katılma sürecindeki kararlılığını övgüyle belirtiyordu.