Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP ise orta ve alt sınıflarda ait olma duygusu yaratıyordu. Sosyo - kültürel olarak geniş halk kesimleri bu duyguya susamışlardı. Üstelik ekonomik krizin tepkisi büyüktü ve bu oluşumun başında genç bir lider vardı.AKPnin kökeni dinci siyasete dayanıyordu. Seçimlerde bunu örtmeye özen gösterseler de aydın kesim kaygı duyuyordu. Bu duyguyla da varsıl kesimin oturduğu semtlerde CHP büyük oy aldı. Ancak AKP iktidarı önlenemedi.AKP iktidara gelince, büyük iş dünyası strateji değiştirip AKPyi bir merkez partisi diye niteleyerek, yahut da göstererek, onu esnetmeye çalıştı. Bunun için daha yakın ilişki kurdular. Üstelik AKPnin arkasında Batının, özellikle ABDnin, açık desteğini gözlüyorlardı. 2002 Kasım seçimlerinin sonuçları aydınlar için hayal kırıklığı yaratmıştı. Mali kriz mevcut partileri tasfiye edince ortaya AKP ve Genç Parti çıkmıştı. Genç Parti krizin yarattığı travmayı aşırı şoven duygularla sömürmeye çalıştı. Ancak Uzan ailesinin yolsuzluklarıyla bu parti çabuk iflas etti. Nitekim, dış politikada AKP hemen meşru zemine oturdu. İktidara gelir gelmez AB konusunda bir seferberlik yaptı ve İstanbul dükalığını rahatlattı. Hatta sevindirdi. Daha önemlisi Irak krizi arifesinde ABDyle tam bir uyum sergilemeye çalıştı. En önemlisi ise IMF politikalarının harfiyen süreceğinin anlaşılmasıydı.Oysa Ankarada bazı başka resmi güçlerin kaygı ve tedirginliği sürüyordu. Basındaki egemen olan pembe tabloya rağmen bu kesim AKPnin merkezde bir parti olduğuna inanmıyordu. Onlara göre AKP diğer sağ partilerden farklıydı. Ama ellerinde çok fazla çare yoktu.Gerçekten AKP artık merkezde liberal bir sağ parti mi, muhafazakâr ama demokrat bir parti mi, yoksa özü İslamcı siyasete dayanan bir muhafazakar parti mi? AKP meşru zemine oturdu Bize kalırsa üçüncüsü. Bunu son yerel seçimlerden sonra çok daha açık görüyoruz. Öncelikle AKPnin bürokraside oldukça yoğun biçimde kadrolaştığı gözleniyor. Tüm siyasal tepkilere rağmen Başbakanlık Müsteşarını değiştirmemesi önemli. İlginçtir, AKP iktidarı TÜBİTAKın bile yönetimini değiştirdi. Yani bilim kurumlarında bir arayışı gözleniyor. YÖK yasasında değişikliğe giderek bilim dünyasının yönetiminde daha fazla paya sahip olma arzusu ise çok garip. Yine İmam hatip lisesi mezunlarının kendi dalları dışında üniversite bölümlerine girmeyi kolaylaştıran yasa değişikliği, şimdiye dek AKPyi merkezde göstermeye çalışan liberal aydınlar için tam bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Bunu şimdilik açıkça ifade edemeseler de, mahcuplar. Hatta pişmanlar!Önceleri siyasal desteği sınırlı olan AKP, yerel seçimlerden sonra açıkça "Benim arkamda halk var, ben de yıllardır özümde taşıdığım politikaları uygulamak isterim" diyor. Demek ki, AKPnin daha önce yeterince kamuoyu desteğine erişmemiş olması liberal aydınlarımızı yanıltmış. Onların desteği olunca işler kolaylaşıyor.Oysa bu ciddi bir çelişki. Çünkü merkezden oy alarak daha radikal uygulamalar sonunda bir kırılmaya yol açacaktır. Bizce AKP ya merkezde değildir ya da kopmaktadır. Bu çok önemli bir kırılmadır! hgunes@milliyet.com.tr Yerel seçimler cesaret verdi