Yukarıdaki tabloda Kurulun aldığı kararlar görülüyor. Geçen yıl Kuruma yapılan müracaatlar 2002 yılına göre çok ciddi bir artış göstermiş. Rakamsal olarak 94 karar fazla verilmiş. Oransal olarak bu yüzde 28 artış anlamına geliyor. Az değil. Takdire değer bir gelişme.Kurum şimdiye kadar, yani 7 yıl içinde 2576 müracaatla karşılaşmış ve bunun 2107sini, yani dörtte üçünü, karara bağlamış. Bu müracaatların yüzde 60ı rekabet ihlallerine ilişkin. Geriye kalan yüzde 22si birleşme ve devralmalara, yüzde 18i de muafiyet ve menfi tespitlere ilişkin. Kısacası, şikayet ve ihbarlar az değil. Ve burada artış hızı yüzde 53. Demek ki, bilinçlenme artıyor.Kurumun en yoğun işi olan rekabet ihlalleri, pazardaki egemen durumun kullanılarak rakiplere zarar verilmesi demek. Mesela giriş engelleri. Bir şirketin başka bir şirketle birleşme öncesi bunun rekabet engeli yaratmayacağına dair izin verilmesi de Kurumun görevleri arasında.Kısacası, piyasada egemen olma mahzurlu değil. Ancak egemen pozisyon kullanılarak tüketici, yahut da rakipler zarar görüyorsa, bu cezalandırılıyor. Ülkemizde büyük çaplı cezalar henüz pek verilmiş değil. Aklıma tek Turkcelle ve Telsime verilen ceza örnek olarak geliyor.Oysa Amerikada bu tür örnekler çok. Microsoft şirketine karşı açılan dava biliniyor. Amerikan Adalet Bakanlığı bu dev şirketin tekel gücü olması nedeniyle kamu davası açmış ve bir hayli de tartışma yaratmıştı. Microsoftun savunması ilginçti. Şirket tekel olduğu iddiasını kabul etmiyor, tekelci güç kullanılmıyorsa, ya da kullanılamıyorsa ortada bir tekel yoktur deniyordu.Sempozyuma gelince. Rekabet Kurumu kurulduğundan bu yana her yıl bir uluslararası sempozyum düzenler. Dünyanın çeşitli yerlerinden konunun uzmanlarını davet eder. Ancak bu yılın programına baktığımızda sempozyumun uluslararası uzman açısından hayli zafiyet gösterdiği görülüyor. Oysa gerek Amerikada, gerekse Avrupada konunun çok önemli uzmanları var. Unutmayalım, rekabeti geliştirmenin en önemli unsurlarından biri de kamuoyu duyarlığıdır. hgunes@milliyet.com.tr Rekabet Kurumu 4 - 5 Mart tarihinde İstanbulda bir sempozyum düzenliyor. Kurum ne yazık ki, son derece önemli gücü ve işlevine rağmen ülkemizde yeterince tanınmıyor. Oysa kuruluşundan bu yana Kurum son derece sancılı bir dönem geçirdi. Ve çok da önemli mesafeler aldı. Eleman yetiştirdi, mevzuat hazırladı, kurulsallaşmaya çalıştı, çeşitli kararlar aldı.