Ancak, iç tüketim talebin bir fonksiyonu. Son bir yıldır da iç tüketimin hızla arttığı gözleniyor. Özellikle dayanıklı tüketim mallarında. Dayanıklı tüketim malları krediyle alınabildiği için bankaların tüketici kredi faizleri hızla düşünce, kredili alışveriş hızla artıyor. Ancak faizlerdeki düşüşün tek nedeni ekonomik değil. Aşırı rekabet halindeki bankaların faizleri kırıp, peynir ekmek gibi kredi dağıtması da önemli. Otomotivde, bir ölçüde de konutta, bu eğilim açıkça gözleniyor. Şu ara otomotiv satışları patlamış durumda. Yılın ilk üç ayında toplam yüz bine yakın, mart ve nisan aylarında da 90 binden fazla araba satıldı. Çünkü her dört arabadan üçü krediyle alınıyor.Aşağıdaki ilk tabloda ithalat rakamları gözleniyor. İki ayda artışın yüzde 40a yaklaşması da kaygı yaratıyor.Oysa ithalatta en büyük artış (yüzde 91) tüketim mallarında. Sermaye mallarında yüzde 40a varan bir değişim gözlense de, tüketim malları ithalatının toplam içinde yüzde 13e varması dikkat çekiyor. Bu, yıl sonu itibariyle 10 milyar dolar demek. Oysa ithalat bu denli hızla artmasa ve genel artış kadar artsa, yıl sonunda tüketim malları ithalatı 6 milyar dolarda kalır. Dış açık da sorun olmaktan çıkar.İkinci tabloda ise şubat ayında ihracat miktarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,8 arttığı gözleniyor. Ancak ihracat mallarında yüzde 13lük bir artış var. Bu büyük ölçüde pariteden kaynaklanıyor olabilir. Yüzde 24e yakın da artış elde edilmiş. Yani daha az malla daha çok para kazanılmış. İthalata gelince, işte burada durum dikkat çekiyor; ithal edilen mal, miktar olarak yüzde 39 daha fazla. Ve dünyada bu mallarda fiyat artışı ise sınırlı: yüzde 5den az. Tabii ithalatın içinde euro cinsinden mallar da var.Önemli olan gerçek şu ki; gerek düşük faizler, gerek yüksek iç talep nedeniyle ithalat artıyor. Yapılması gereken de iç talebin hızlı büyümesini sıkı para ve maliye politikasıyla denetlemek. Öte yandan, tüketici kredi maliyetlerinin aşırı düşüklüğü karşısında bunları vergilendirmek gerekiyor. Çünkü son bir yılda artış yüzde 400! Hükümet, geç de olsa, bunu anlamış görünüyor ve gerekeni yapıyor. Ancak uygulama ne kadar gecikirse, etkisi de o denli sınırlı kalacak. Büyümenin üç etmeni var. Biri ihracat. Diğeri iç tüketim. Bir diğeri de yatırımlar. İhracat üç yıldır büyümenin motorunu oluşturuyor. Yatırımlar henüz olgunlaşmasa da, faiz ve enflasyon düştükçe o da canlanacak. Kaldı ki, yavaş yavaş canlanıyor da. İç tüketim de giderek hızlanıyor ve büyümeyi yükseltiyor. Ocak-Şubat 2003 Değer Ocak-Şubat 2003 (%) Ocak-Şubat 2004 Değer Ocak-Şubat 2004 (%) Değişim (%) Genel toplam 8 484 161 100,0 11 843 452 100,0 39,6 1. Sermaye (yatırım) malları 1 043 383 12,3 1 720 398 14,5 64,92. Ara (hammadde) malları 6 585 664 77,6 8 548 386 72,2 29,83. Tüketim malları 797 954 9,4 1 522 585 12,9 90,84. Diğerleri 57 159 0,7 52 083 0,4 -8,9 İTHALAT Dış ticaret indeksleri / Miktar / İhracat Dış ticaret indeksleri / Miktar / İthalat Dış ticaret indeksleri / Fiyat / İhracat Dış ticaret indeksleri / Fiyat / İthalatŞubatBir ay önceye göre -17.8 3.2 -0.1 -1.1Geçen yılın aynı ayına göre 9.8 39.3 13.0 4.92 aylık ortalamalara göre 8.2 31.5 15.0 6.612 aylık ortalamalara göre 20.4 34.9 10.9 6.7 hgunes@milliyet.com.tr DEĞİŞİM ORANI (%)