Krizin belli toplumsal kesimler üzerinde ciddi boyutta sosyal hasar yarattığına kuşku yok. Telafi mekanizmalarının belirlenmesi gerekiyor. Bunlar IMFyi ilgilendirmese de hükümeti ve muhalefeti ilgilendirmesi gerekiyor. Ama nerede? Uygulanan politika bir IMF programı. Temel olarak da mali disipline dayanıyor. Borç krizine giren ülkelerin başka bir seçeneği bulunmuyor. Ancak krizden bu yana artık tam üç yıl geçti. İki yıldır ciddi bir büyüme sergileniyor. Buna rağmen işsizlik azalmıyor. Belki de yakın zamanda hiç azalmayacak. Bu nedenle işsizliğe karşı bir politikanın yürürlüğe girmesi gerekiyor. Ama nerede? Mali disiplin kamunun az harcamasını gerektiriyor. Böyle olunca da dar gelirliler daha az kamu hizmeti alıyor ve olumsuz etkileniyorlar. Krizin en kritik aşamasında elbette sosyal politikaların devreye sokulması zordu. O aşamada en acımasız, en sert uygulamalar devreye sokuluyor, halk fedakarlıkta bulunuyordu. Ama artık o dönem geçti.Artık krizin ekonomik ve teknik tarafı atlatıldığına göre, sosyal politikaların devreye sokulması gerekiyor. Bu mali disiplinin gözden çıkarılması anlamına da alınmamalı. Mali disiplin sürerken, kamu harcamaları içinde bileşim değişikliğine gidilerek, hem istihdam artırılabilir, hem de yoksul kesime dolaylı olarak yardım edilebilir. Harcamalarda değişim İkincisi, uygulanan mali disiplinle, enflasyon hedeflenen ve beklenenden de düşük seyrediyor. Demek ki, belli bir ölçüde gevşetilmesi düşünülebilir. Unutmayalım, borç sarmalından kurtulmak için, sadece faiz - dışı fazla yaratmak ve borcu küçültmek değil, aynı zamanda da milli gelirin hızla büyümesi gerekiyor.Türkiyenin içinde bulunduğu sosyal sorunları hızla aşabilmesi için yüzde 5 değil, yüzde 8 - 10 büyümesi gerekiyor. Şu anda döviz kurunda belli bir revalüasyon olmasa, kişi başına gelirin çok daha aşağılarda kalacağına kuşku yok.Bu program kamu maliyesinde dengelerin kalıcı olması için yapısal reformları da gerçekleştiriyor. Ama bu programın bir kalkınma modeli değil, ekonomik istikrar modeli. İstikrar sağlanırsa büyümenin de iklimi oluşacak. Oysa istikrarlı ama yavaş büyüyen birçok ekonomi var. Yani istikrar gerekli, ama yeterli bir koşul değil.Eğer bir kalkınma modeli yaratmak istiyorsak, orta ve uzun vadeli bir vizyon geliştirmeliyiz. Bilgi ve teknoloji konusunda belli politikaların derhal yürürlüğe konulması gerekiyor. IMFnin istemlerine tam olarak uymak her sorunumuzu halletseydi, zaten hükümetlere gerek kalmaz, ülkeyi onlara yönettirirdik.Kuşkusuz, krizi atlatmak için doğru bir program uyguladık. Başarılı da olduk. Enflasyon hızla düştü. Ama kriz sonrası hükümetin olumsuz etkilenen belli kesimlere yönelik ciddi bir telafi modelinin olması gerekiyordu. Üstelik artık belli bir kalkınma perspektifinin de ortaya konulması gerekiyor. İktidarda bulunmadığı aşikar. Ya muhalefette? Onlar da seçim başarılarını kutladıklarından, herhalde bunu tasarlamaya vakit bulamıyorlar! hgunes@milliyet.com.tr Mali disiplinden gevşeme?