Son zamanlarda sık sık hırsızlık ve soygun olaylarını duyar olduk. Malum suç oranı ile yoksulluk ve işsizlik arasında çok ciddi bir bağ var. Bunun için toplumların sosyal adalete ihtiyacı var. Ve bu konulara daha fazla ilgi göstermeliyiz.Öncelikle önceki gün yayımlanan DİE çalışması geçen yıla değil, önceki yıla ait. Yani tam krizin ortası dönemine. Dolayısıyla aradan bir yıldan fazla geçtiğine göre durum biraz daha iyileşmiş olabilir.Araştırmaya göre ülkemiz fertlerin yüzde 1.35i temel gıda bulamayacak düzeyde açlık çekiyor. Kısacası, yüz karası! Özellikle kırsal kesimde bu yüzde 2yi geçiyor. Bir başka deyimle, ülkemizde neredeyse 1 milyon kişi açlık içinde!Gıda dışındaki harcamalar da hesaba alındığında yoksulluk oranı ülkede yüzde 27ye, sadece kırsal kesimde ise yüzde 34.5a çıkıyor. Bu da bir başka yüz karası! Yani ülkemizde en az 18 milyon kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yaptığı harcamalar asgari harcamaları tutmuyor.Araştırmaya göre günde 1 dolardan aşağıya geliri olan nüfus ülkede binde 2. Kırsal kesimde ise binde 5e yakın. Yani hemen hemen 140 bin kişi ayda 40 milyon lira ile aile geçindirmeye çalışıyor. Tabii ki, geçindiremiyor, sürünüyor.Kişi başına günde 2.2 dolardan az gelirle (ya da geçinemeyen) nüfus ise yüzde 3ü geçiyor. Kırsal kesimde ise bu oran yüzde 4ü geçiyor. Kişi başına 4.3 doların altında kalan kesim ise ülkede yüzde 30, kırsal kesimde ise yüzde 39. Diğer bir deyimle, ayda 180 milyon lira ile geçinmeye çalışan nüfus ülkenin neredeyse üçte biri.Yoksulluğa neden olan birinci etmen ailedeki fert sayısı olarak görünüyor. Elde edilen gelir tüm bireyleri doyurmadığı ve sıkıntının büyüdüğü anlaşılıyor. Özellikle 7den fazla kişiden oluşan ailelerin yarıya yakını (yüzde 46) yoksulluk çekiyor. Bu oranın 5 - 6 kişilik ailelerde yüzde 29, oysa 3 - 4 kişilik ailelerde ise yüzde 16 olduğu gözleniyor.İkinci önemli etmen olarak da eğitim görülüyor. Yüksekokul mezunları arasında yoksulluk yüzde 2yi bulmazken, ilkokul mezunları arasında yoksulluk yüzde 26ya çıkıyor. Okuma - yazma bilmeyenlerin arasında yoksulluk ise tam yüzde 46. Bir başka deyimle, ülkemizde 18 milyon yoksulun yüzde 40ı ilkokul mezunu, yüzde 24ü de ilkokul diplomasına bile sahip değil.Yoksulluğun diğer bir etmeni ise iş alanı. İşsizlerin üçte biri yoksul. Ama bu toplam yoksullar içinde küçük bir oran. Asıl yoksullar yevmiyeli, yani geçici işçiler arasında gözleniyor; yüzde 45. Yoksulların yüzde 27si 15 yaşından küçükler, bir diğer yüzde 27si de hiç çalışmayanlardan oluşuyor.Kentlerde yoksulluk daha az, tarımda çok daha fazla. Yoksulluk ve açlık rakamları ortada, bununla ilgilenmesi gereken ise sosyal demokratlar. Sahi Türkiyede sosyal demokratlar yahut CHP nerede? hgunes@milliyet.com.tr Öteden beri solcular "yoksulluk edebiyatı yapıyor" diye küçümsenir. Bu söylenirken de, ülkemizde ne Hindistan gibi yoksulluk, ne de Etiyopya gibi açlığın bulunmadığı belirtilir. Doğrudur da. Ama ülkemizde gelir dağılımının hiç de adil olmadığı ortada. DİEnin önceki gün yayımladığı araştırma da bunu açıkça ortaya koyuyor.