Çünkü aslında raydan çıkan sadece tren olmadı. Bu kazayla hükümetin raydan çıktığı ortaya çıktı. Sanki bu kaza şişirilmiş bir balonun tıpasını çekiverdi. Muhalefetin yapamadığını iktidar sonunda kendisi yapmış oldu. Zaten rahmetli anneannem "Bir insanın kendine yaptığını yedi düvel bir araya gelse yapamaz" derdi. İşte aynen öyle oldu.Bu iktidarın şimdiye dek kendi ürettiği iki politika oldu. Biri, iktidara gelir gelmez milletvekilleri lojmanlarının satılması ve milletvekillerinin halkın içinde oturma kararı. Diğeri de hızlı tren. İlk politika geçenlerde Meclis yönetiminin milletvekillerinin konut sahibi olabilmesi için özel bir kooperatif oluşmasıyla iflas etti. İkincisi de, "kökü bereketli" AKPnin muktedirlerinin kimsenin bir türlü beceremediği Ankara - İstanbul güzergahını iyileştirerek tamamlayıvermesi. Ya da öyle sanması. Acı kazayla bu ikinci uygulama da iflas etti. İnsan haliyle düşünüyor; bunlar köklerindeki bereketi konuşadursunlar, kendi kendilerine ne yapmaya kalksalar ağızlarına yüzlerine bulaştırıyorlar.İlla ki arkalarında ya IMF olacak, ya AB ya da ABD. Keşke bu konuda da arkalarında ABD desteği olsa da hata yapmasalar!Tren kazası ülkemiz için çok talihsiz oldu. Şimdi demiryollarının ciddi bir ulaşım yöntemi olduğunu halka anlatmak çok daha zor olacak. Tren ülkemizde hep örselenmiştir. Geri kafalı, tutucu insanlar demiryollarını "komünist işi" diye nitelemişlerdir. Üstelik bir de ufuk sahibi olmakla pohpohlanmışlardır. Üyesi olmaya çalıştığımız ABde temel ulaşım demiryoluyla. Hem bireysel hem de endüstriyel düzeyde. Şimdi bu ülkeler dönse "Biz komünist miyiz?" diye sorsa, ne diyeceğiz? Tabii kepaze bir duruma düşeceğiz. İşte yıllardır böylesi melodramları yaşıyoruz.Demiryollarını inşa etmek ekonomik açıdan çok daha anlamlı. Çünkü normal koşullarda yatırım maliyeti çok daha ucuz. Kaldı ki demiryoluyla büyük yükleri taşıyabilmek mümkün. Ve nihayet yükün taşınma maliyeti de çok daha ucuz. Sadece yol çok değişik, engebeli güzergahlardan geçerse yatırım maliyeti yükseliyor. Üstelik şunu da ekleyelim: Bakım maliyeti de çok daha düşük.Dünyanın en güvenli ulaşım yolunu bu hükümet en güvensiz hale getirdi. Bravo bu kökü bereketli hükümete!Kamuoyu şimdi bakanın istifasını istiyor. Bakan direniyor. Başbakan geriliyor ve hükümet de gerçek sorumluluğun makinistlerde olduğunu iddia ediyor. Diyelim ki, makinistler aşırı hız nedeniyle sorumlu. Bu bakanı beraat ettirir mi? Elbette hayır! Üstelik bu trenin açılışına Başbakan bile icabet etmiş.O zaman da gereğini yapmak gerekiyor. Çünkü tren tamamıyla bu hükümetin eseri. Çok can yaktı. Bu arada bu hükümetin AB yolunda hızlı adımlar attığına inanan kesimler, acaba hükümetin siyasal davranış ve tutumunu hala çağdaş ve demokrat buluyor mu? hgunes@milliyet.com.tr Son birkaç gündür basında en çok "hızlandırılmış" ve "raydan çıkma" sözcüklerine rastlıyoruz. Malum; büyük şaşaayla başlatılan tren seferleri kısa sürede bu acıklı kazayla sonuçlandı. İktidara geldiğinin 19uncu ayında AKP hükümeti iyiden iyiye şaşırmış durumda.