Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

1990ların başında Asya kaplanlarının mucizesi konuşuluyordu. Sonra bu kaplanlar krize girip kedileşince, Çin bölgede hızla egemenlik kazandı. Çin ekonomisi 1990dan bu yana ortalama yüzde 10 büyüyor. Dünyanın önde gelen kapitalist ülkeleri önceleri Çini devalüasyona zorlasalar da Çin bunu reddetti. İç istikrarı önemsedi. Üstelik rekabet kaybına da uğramadı. Şimdi Çinin inanılmaz boyutta ihracatı var. Doğu Asya ekonomilerinin ihracatının yarısı Çine giderken, Japonyanın da Çine yaptığı ihracat ve yatırımlar büyüme oranının üçte birini sağlıyor. Yani bölgeyi Çin besliyor.Çin son on yılda çok hızlı büyüdü. Geçen yıl bu yüzde 9,7 olmuş. Bazı analistlere göre bu aslında yüzde 13ü buluyor. Ve tabii ithalatın hızla şişmesine neden oluyor. Çinde sadece geçen yıl ithalat yüzde 40 büyüdü. Son üç yılda sanayi üretimi yüzde 50 büyüdü, geçen yıl dünya çimento üretiminin yüzde 40ı, demirin yüzde 90ı ve petrolün üçte biri Çinde kullanıldı. Bu malların fiyatları ciddi ölçüde arttı. Ülkemizde bu malların fiyatlarının astronomik boyutlara ulaşmasının nedeni bu. Ancak şimdi Çin, ekonomisini soğutmaya çalışıyor. Çünkü sorun artık aşırı hızlı büyüme. Sadece geçen yıl yüzde 43 yatırım artışı gerçekleşmiş. Ve enflasyon resmen yüzde 3 olsa bile akademik çevreler bunun gerçekte yüzde 5 olduğu kanısında. Banka kredileri çok hızlı büyüyor. Öylesine ki, batık krediler toplamın yarısına ulaşmış gözüküyor. Henüz cari açık oluşmadı, ama işler böyle giderse ABD Hazine borç kağıtlarını alarak parasını istikrarlı biçimde tutmaya çalışan Çin havlu atabilir ve parası değer kazanabilir. Düşünülen tedbirlerden ilki, faizlerde artış. Daha bundan birkaç ay önce yatırımcıları Çin borsasına davet eden Wall Streetteki finans piyasasının cambazları, Çinde revalüasyonun kaçınılmaz olduğunu söylüyorlardı. Çin parası revalüe edilseydi, Çinde ithalat artar, ihracat da frenlenmiş olurdu. Bu da kimin işine yarardı acaba?Çinin önemli şanslarından biri de ABDde faizlerin artma eğiliminde olması. Çinde de faizler yükselebilir ve ekonomik büyüme yüzde 10 yerine yüzde 7 olabilir. Dünya üretiminin üçte birini tek başına gerçekleştiren Çinin ciddiye alınması gerekiyor. Çünkü Çin fil gibi. Epeyce ülkeyi ezebilecek boyutta. Çinde revalüasyon olursa bizim de bazı sektörlerimiz rekabet açısından rahatlar. Ancak bunun ne kadar süreceği konusunda iyimser değiliz. hgunes@milliyet.com.tr Önceki gün televizyonda Boluya taşınan bir giyim sanayicisi Çinin 2005te dış ticaret engellerinden kurtulacağını ve Türk giyim sanayini sıkıntıya sokacağını belirtiyordu. Boluya taşınma nedeni ucuz emek içinmiş. Bu açıklama doğru ise, yakında birçok sanayici Bitlise ya da Bingöle taşınabilir. Çünkü Çindeki ucuz emekle baş etmek kolay olmayacak.