Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Cari işlemler açığının bu denli büyük boyuta varması herkesi kaygılandırıyor. Birkaç ay önce herkes çok iyimserdi. Her şeyin iyiye gittiği yönünde bir inanç yayılmıştı. Enflasyon düşüyor, büyüme artıyor ve önemli bir sorun da görünmüyordu. Oysa okuyucularımız hatırlayacaklardır; bundan bir yıl kadar önce dış dengede rahatsızlıklar çıkabileceğini ikaz ediyorduk. Şimdi konuyu bir uzmanla söyleşi biçiminde sürdürelim. Büyüme çok hızlanınca yatırım ve tüketim malları ithalat talebi patladı. Tabii dünyadaki demir - çelik ve petrol fiyat artışları da sorunun katmerlenmesine neden oldu. Yani, cari açığın nedeni belli: Artan ithalat! Yoksa döviz gelir kalemleri olarak hem ihracat hem de turizmde gelir artışları beklenenin çok üstünde. Açık neden bu kadar yükseldi? Evet, yaz aylarında turizm ve işçi dövizi gelirleri cari açığın kapanmasına elveriyor. Bu nedenle açık düşecektir. Kaldı ki, yaz aylarına doğru ithalatın da doyuma ulaşma eğilimine girdiği gözleniyor. Nitekim, en büyük kalem olan otomotivde bir yavaşlama söz konusu. Nihayet şunu da belirtelim: Ekonomide ilk altı ayda oluşan büyüme eğilimi ikinci yarıda yavaşlayacak görünüyor. Cari açık düşebilir mi? Kesin bir rakam verilmesi doğru olmaz. Ama bir ülkede cari açık milli gelirin yüzde 5ini geçerse krizle karşılaşması çok olası hale geliyor. Şu anda beklenen cari açık milli gelirin yüzde 3 - 3.5 kadarı görünüyor. Yani böylesi bir sınırdan hayli uzaktayız. Oysa 2001 krizinde cari açıklar milli gelirin yüzde 5ini buluyordu. Kriz yaratacak cari açık ne kadardır? Hayır. Sistem şimdi çok daha sağlam. Özellikle de bankacılık kesimi. Üstelik artık esnek kur sistemi var ve otomatik olarak ekonomik dengeleri sağlayabiliyor. Nihayet, kura müdahale etmek gerekmese de, Merkez Bankasının tam 32.4 milyar dolarlık rezervi var, turşusunu kuracak değil ya! Cari açık daha da büyürse kriz olur mu? Finanse edilmeyen cari açık elbette kriz yaratabilir. Daha doğrusu kur zıplar. Ancak cari açığın finanse edilmesiyle sorun ortadan kalkmaz. Borçlanarak finanse edilen her cari açık, sonunda faiziyle geri ödenirken, tüm sistemi alabora edebilir. Hele bu finansman sıcak parayla sağlanıyorsa, kurun zıplama riski cari dengeden alınmış, sıcak paraya bırakılmış olur. Önemli olan cari açığın finansmanıymış. Çok doğru. Bazı meslektaşlarımız ABye tam üyelik perspektifiyle birlikte şiddetle doğrudan yabancı sermaye akacağı kanısında. Elde edilen bu uzun vadeli döviz akımıyla da cari açığın sorunsuz biçimde finanse edileceği kanısındalar. Ancak biz onlar kadar iyimser değiliz. Biraz abartıyorlar. Bazıları ABye üyelik perspektifinin cari açık sorunun aşılmasına yarayacağını düşünüyor. Şimdilik hayır. Geçen yıl toplam ithalatın yüzde 6.1i petroldü. Bu yıl bunun yüzde 8 kadar olması bekleniyor. Ama diyelim ki, petrol fiyatları yatıştırılamadı. Bu kez hem büyüme hem de enflasyon üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Tabii petrol faturası da, petrole bağlı diğer ürünlerin maliyeti de artabilir. Kısacası, artışın kalıcı olmaması gerek. hgunes@milliyet.com.tr Petrol fiyatlarının yükselmesi, varilin 46 doları geçmesi cari açık sorununu büyütür mü?