Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Verimlilik demek, daha az işçi, veya sermayeyle aynı üretimi yapabilmek ya da üretimi artırırken aynı emek ya da sermayeyle bunu başarabilmek demek.Aşağıdaki tabloda 2002de bir önceki yıla göre ikinci dönemde saat olarak yüzde 3lük bir verimlilik artışı olmuş. Ertesi dönem bu, yüzde 4.3e çıkmış. Yılın son döneminde ise bu yüzde 7yi aşmış. Bir başka açıdan da üretim, çalışan işçi sayısı itibariyle yüzde 6 tasarrufla yapılmış. Zaman zaman gittiğimiz yerlerde "Ekonominin iyiye gittiğini söylüyorsunuz, ama biz göremiyoruz" diyenler oluyor. Bu doğru. Ancak makro dengelerin giderek iyiye gittiği de gerçek. İşte dün açıklanan kapasite kullanım oranı: yüzde 84,5. Bu oran adeta bir rekor. Demek ki ya iç ya da dış talepte ciddi bir artış var. Ancak ekonomik büyüme iç ve dış talebin dışında verimlilik artışıyla da elde edilebiliyor. Şu anda elde edilen büyümede her türlü etmen var. Farklı dozlarda da olsa. I. DÖNEM II. DÖNEM III. DÖNEM IV. DÖNEM Yıl Üretimde çalışan sayısında Üretimde çalışılan saatte Üretimde çalışan sayısında Üretimde çalışılan saatte Üretimde çalışan sayısında Üretimde çalışılan saatte Üretimde çalışan sayısında Üretimde çalışılan saatte2002 -6.9 -6.1 0.1 3.0 3.4 4.3 6.0 7.32003 5.1 5.4 1.8 1.5 1.4 1.7 -0.5 -0.12004 0.6 2.9 2003 yılında aynı trend sürmüş. İlk dönemde yüzde 5.4, ikinci dönemde yüzde 1.5, üçüncü dönemde de yüzde 1.7 çalışılan saat tasarrufu yapılmış. Ancak son çeyrekte de burada bir duraksama gözlenmiş ve binde bir oranında verimlilik yitirilmiş. Ancak ürkmeye gerek yok. 2004 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.9luk emek verimliliği elde edilmiş. Bütün bu dönemlerde üretim artmış. Ama ne yazık ki kullanılan emek bunun çoğunlukla altında artmış. Kısacası, işsizliği azaltabilecek düzeyde, yani nüfus artış oranının üzerine çıkan bir işgücü talebi doğmamış. İşsizlik artmış. Son veriler de bunu açıkça gösteriyor.Tarım dışı işsizlik yüzde 17.1den 17.3e çıkmış. Türkiye genelinde işsizlik de 12.3ten 12.4e çıkmış. Gençlerde işsizlik oranı ise tam bir facia. Türkiye genelinde daha önce yüzde 22 olan işsizlik yüzde 23.7ye, kentsel yerlerde de yüzde 26.6dan yüzde 26.9a yükselmiş. Bu işsizlikten nasıl kurtulabiliriz? Elbette yeni yatırımlarla. Yeni yatırımlar istikrar ve güven ister. Birincisini kısmen elde ettik, ama ikincisi hâlâ çok eksik görünüyor! hgunes@milliyet.com.tr İmalat sanayiinde bir önceki yılın aynı dönemine göre değişim oranları (%)